Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/303 E. 2019/854 K. 30.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/303
KARAR NO : 2019/854
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/06/2017
NUMARASI : 2016/141 Esas – 2017/653 Karar
DAVANIN KONUSU Tazminat
KARAR TARİHİ : 30/12/2019
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkiline ait … plakalı araçın davalı şirket tarafından kasko sigortası poliçesi ile sigortalandğını, 16/04/2014 tarihinde, karşı yönden gelen … plakalı aracın … tarafından kullanılan müvekkile ait araca çarpması ile kaza meydana geldiğini, araçta bulunan … yaralandığını, araçta da maddi hasar oluştuğunu, sigorta şirketinin sürücü değişikliği nedeni ile ödeme yapmadığını, oysaki kazada sürücü değişikliğinin mevcut olmadığını belirterek şimdilik 51.000,00TL’nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazadan sonra sürücü değişikliği yapıldığını, araçtaki hasarın sol tarafta oluştuğunu, sağda oturan bir şahsın yaralanmasının fizik kurallarına aykırı olduğunu, aracı kullanan şahsın ceza dosyasında sigortalı aracın sürücüsünün … olduğunu beyan ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde “…davacı tanıkları kaza anını görmedikleri gibi çelişkili soyut beyan vermeleri sebebiyle beyanlarına itibar edilememiş olup sağ tarafta oturduğu beyan edilen bir yaralının, yaralandıktan sonra sol kapı kolunda kan izlerinin bulunmasının dahi hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi sürücü olduğu iddia edilen … yaralamanın olmaması, … yararlanmanın meydana gelmesi gibi hususlar dikkate alındığında … yaralanamaması ve aracın sürücü sol kısmından ağır darbe alması, sürücü hava yastığında gelen Adli Tıp raporlarıyla da sabit olan …’ın kanının tespit edilmesi karşısında dosyadaki mevcut belge ve bilgiler ışığında, mahkememizde sürücü değişikliği yapıldığı kanaatine varıldığı ve … ehliyetsiz olduğu” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karara karşı davacı vekili tarafından kazanın karşıdan gelen aracın kusuru ile meydana geldiğini, karşı araç sürücüsünün ilk ifadesinde aracın kimin kullandığını hatırlamadığını, Adli Tıp Kurumu raporuna göre sadece sürücü ve yolcu hava yastığı ve sol kapı kolundaki araç içinden alınan tüm kan izlerinin … ait olduğunu, kaza sırasında emniyet kemeri takılı olmayan … araç içerisinde savrularak yaralandığını, bu nedenle araç içinde ve dışında kan izlerinin bulunduğunu, dinlenen tanıkların aracın … tarafından kullanıldığını beyan ettiklerini, suç delillerini yok etme nedeni ile … tarafından yapılan başvurunun takipsizlikle sonuçlandığını, gerçekleşen kaza nedeniyle … ile aralarında çıkar çatışması bulunduğunu, bu nedenle beyanlarına itibar edilmesinin kabul edilemez olduğunu, kabul anlamına gelmek üzere alkollü araç kullanımının tek başına zararı teminat dışında kalması sonucunu doğurmayacağını, … ehliyetinin bulunmadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, … numaralı sürücü belgesinin bulunduğunu, ceza suresinin geçmesi ile artık sürücü belgesiz sayılamayacağını, kaza esnasında ehliyeti yanında bulundurmadan araç kullanmış olabileceğini, bu durumun da teminat dışı bir hal olmadığını, bir an için araç sürücüsünün … olduğu kabul edilse dahi ehliyetsiz olmasının kazanın oluşumuna hiçbir katkısını bulunmadığını, kusurun tamamını karşı tarafta olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dava, taraflar arasındaki kasko sigortası sözleşmesi kapsamında sigortacı tarafından açılan hasar bedeli istemine ilişkindir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre aracın sürücü sol kısmından ağır darbe almış olması, bu darbe neticesinde sürücü olduğu iddia edilen … yaralanmaması, sağ koltukta oturduğu savunulan …. yaralanması, sürücü hava yastığında … kanının tespit edilmesi, sol kapı kolunda … kan izlerini bulunması, … 21.04.2014 tarihli kolluktaki ifadesinde aracı oğlunun kullanmakta olduğunu, oğlunun emniyet kemeri takılı olduğunu, kendisininkinin ise takılı olmadığını, bu nedenle çarpmanın etkisiyle araç içerisinde savrulduğunu ve yaralandığını ifade ettiği, ancak kaza sonrasında çekilen fotoğraflarda sürücü emniyet kemerinin bağlantı yerinde (emniyet kemeri uyarı sesi vermemesi amacıyla kullanılan) emniyet kemeri tokası takılı olduğu, dolayısıyla kaza anında araç sürücüsünün emniyet kemerinin bulunmadığı yönündeki ifade gerçeği yansıtmadığı gibi araç içerisinde sadece emniyet kemeri takılı olmayan kişi yaralandığına göre bu durumun, araç sürücüsünün … olduğunu göstermekte olduğu, yine adı geçen tarafından ceza dosyasındaki beyanına göre ehliyetine el konulduğu, kaza tarihinde ehliyetinin bulunmadığı, tanıkların kaza esnasında sürücünün kim olduğunu ilişkin ilişkin herhangi bir görgülerinin bulunmaması, tanıklardan biri tarafından … birlikte hastaneye gittikleri ifade edilirken, diğer sanık tarafından hastaneye gittiklerinde yanlarında … olmadığını, yine bir tanık taraflardan hiçbirinin olay yerine gitmediği ifade edilirken, …’ın, kendisinin öncelikle olay yerine gittiğini ifade ettiği, tanık ifadelerinin birbiriyle çelişkili olduğu, karşı araç sürücüsünün olay anına ilişkin ifadelerinin de çelişkili olduğu,…kaza esnasında 113 promil alkollü olduğu karşısında ihbar yükümlülüğüne aykırılık nedeniyle ispat külfetinin yer değiştirdiği ve rizikonun teminat kapsamında kaldığına ilişkin ispat külfetinin davacı tarafından yerine getirilemediği karşısında davanın reddine karar verilmiş olması da herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,Dair, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi.