Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/302 E. 2020/26 K. 14.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/302
KARAR NO : 2020/26
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/05/2017
NUMARASI : 2014/2251 Esas – 2017/589 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 14/01/2020
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25/05/2014 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında motosiklette yolcu olarak bulunan müvekkillerinin oğlu … yaralanarak malul kaldığını, davalıların kazaya sebebiyet veren aracın sigortacısı, işleteni ve sürücüsü olduklarını belirterek … için 5.000,00 TL maddi tazminat 1.000,00 TL tedavi gideri ve davacı … işini kaybetmesi sebebiyle 1.000,00 TL kazanç kaybı lie davacılar için toplam 80.000,00 TL manevi zararın ahsilini talep etmiştir.Davalılar davanın reddini talep etmişlerdir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine; manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile Davacı … için 5.000,00-TL, Davacı … için 5.000,00-TL, Kazazede … için 10.000,00-TL olmak üzere toplam 20.000,00-TL manevi tazminatın 25/05/2014 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi haricinde kalan davalılardan tahsiline karar verilmiştir.Karara karşı dava … vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde özetle, tanıkların dinlenmeden karar verilmesinin doğru olmadığını, delillerinin toplanmadığını, kararın gerekçesinin yetersiz olduğunu, müvekkilinin, aracı kazaya karışan diğer davalıya işini görmesi için emaneten verdiğini, tamamen iyi niyetli olan müvekkilinin manevi tazminatla yükümlü tutulmasının hakkaniyetle bağdaşmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre davalı araç sürücüsünün sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile kazazede … yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı motosikletin karıştıkları 25/05/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı araç sürücüsünün, ceza dosyası üzerinden alınan kusur raporunda asli kusurlu olarak kabul edildiği, sözü geçen kusur raporunda, kazaya karışan araç sürücülerinin beyanları doğrultusunda ve aksi ispat edilene kadar geçerli olan kaza tespit tutanağı çerçevesinde bir değerlendirme yapıldığı, davalı tarafça kazanın gerçekleşme şeklinin aksinin ispatına dair tanık listesi sunularak tanık dinletme talebinde bulunulmadığı, başkaca bir delil bildirilerek toplanmasının talep edilmediği, bu durumda Mahkemece ceza dosyası üzerinden alınan kusur raporuyla yetinilerek karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik olmadığı ve Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 10.10.2016 tarihli maluliyet raporunda kazazede …’in trafik kazasına bağlı beyin doku harabiyeti arızası sebebiyle %13 oranınında maluliyet verildiği, davacının gerçekleşen kazada kask takmamış olması nedeniyle müterafik kusurunun bulunduğu görülmektedir.2918 sayılı yasanın 85. maddesinde, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları açıklanmıştır.Davalının işleteni olduğu aracın sürücüsünün asli kusurlu oluşu nedeniyle meydana gelen maddi ve manevi zararlardan sözü geçen madde hükmüne göre sorumludur. Aracın geçici süreyle emaneten verilmiş olması işleten sıfatını ortadan kaldırmaz. Davalı vekilinin manevi tazminattan sorumluluğu bulunmadığına ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir.İşbu delil durumuna göre caydırıcılık ilkesi, kusur durumu, maluliyet oranı ve 12 aya kadar iyileşme ve tedavi süresi, müterafik kusur ile tarafların mali ve sosyal durumu, paranın alım gücü ve hak ve nesafet ilkesi nazara alınarak yapılan değerlendirmede takdir edilen manevi tazminat miktarı uygundur. Bu yöne ilişkin istinaf itirazı da yerinde değildir.Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı … vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken istinaf karar harcından peşin alınan harçtan mahsubundan sonra kalan 1.024,65 Türk lirası harcın davalı davalı … tahsil edilerek HAZİNEYE İRAT KAYDINA 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,Dair, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi.14/01/2020