Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2931 E. 2021/1458 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2931
KARAR NO: 2021/1458
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/03/2018
NUMARASI: 2017/5 (E) 2018/236 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/10/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin idaresinde bulunan … plakalı araç ile davalı …’ın idaresindeki … plakalı aracın, fuar merkezinde bulunan otoparkta çarpışması neticesinde 16/05/2016 tarihinde meydana gelen kazada, müvekkiline ait aracın hasarlandığını belirterek 5.249,99 TL hasar tazminatı ile 100,00 TL değer kaybının karşı aracın sürücüsü, işleteni ve sigortacısı olan davalılardan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı … Şirketi vekili kusurun davacı tarafa ait olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir. Davalı … şirketi vekili kazanın ihbarı sonrasında yapılan araştırmada sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olmadığının tespit edildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Diğer davalı … usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, kaza tutanağı ve bilirkişi raporu uyarınca davacının tam kusurlu olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karara karşı davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna yönelik yazılı ve sözlü olarak tekrar ettikleri itirazları hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmadan karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dava, maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan hasar bedeli ve değer kaybı istemine ilişkindir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde “Hukuki dinlenilme hakkı” düzenlenmiştir. Buna göre davanın taraflarının yargılama ile ilgili bilgi sahibi olma, açıklama ve ispat hakkı bulunmaktadır. Maddenin gerekçesinde açıklandığı üzere bu hak Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. İddia ve savunma hakkı olarak da bilinen bu hak, tarafların yargılama konusunda tam bilgi sahibi olmalarını, açıklama ve ispat hakkını tam ve eşit olarak kullanabilmelerini, yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermelerini zorunlu kılmaktadır. Hakim tarafları dinlemeden veya açıklama ve ispat hakkını kullanmaları için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Aynı yasanın HMK.nun 281. maddesine göre; taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler.Somut olayda, trafik ekipleri tarafından düzenlenmiş kaza tespit tutanağı bulunmadığı, hükme esas tutulan bilirkişi raporunda ise kazaya karışan araç sürücülerinin beyanları ve araçların çarpılan kısımları üzerinden bir değerlendirme yapıldığı, ne var ki davalı araç sürücüsünün ne sebepten ötürü kusursuz bulunduğu hususunun rapor içeriğinden tam olarak anlaşılamadığı, rapora yönelik 22/12/2017 tarihli dilekçe ile itirazda bulunulup, müteakip celselerde de şifahi bir şekilde tekrar edilmiş olmasına rağmen mahkemece, keşif talebi ve itirazlar hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmadan ve gerekmesi halinde ek rapor alınmadan karar verildiği görülmektedir. Bu durum, hukuki dinlenilme hakkının ihlalini teşkil eder. Davanın esasına etkili delillerin toplanmamış ve/veyahut toplanan delillerin değerlendirilmemiş olması HMK 353/1-a/6. maddesinde kararın kaldırılması nedeni olarak öngörülmüştür. O halde davacı vekilinin keşif talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapıldıktan sonra 22/12/2017 tarihli rapora yönelik itirazları doğrultusunda ek rapor alınması, tarafların itirazlarına göre gerektiğinde heyet halinde oluşturulacak bilirkişiler eliyle inceleme yaptırılması ve sonucuna göre karar verilmesi amacıyla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a/6. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin kabulüne,2-İlk derece mahkemesi kararının bütünüyle kaldırılmasına, 3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 4-Peşin istinaf karar ve ilam harcının istek halinde istinaf kanun yoluna başvurana iadesine, 5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dair, 6100 sayılı HMK’nun 7251/39 md. ile değişik 362/1-g maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliğiyle karar verildi. 19/10/2021