Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2927 E. 2021/2067 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2927
KARAR NO: 2021/2067
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/05/2018
NUMARASI: 2015/871 Esas – 2018/514 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/12/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; 818 sayılı BK’nın 46 (6098 sayılı TBK’nın 54) maddesi kapsamında yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan bakıcı gideri ve tedavi gideri istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “1-Davacının bakıcı gideri yönünden maddi tazminat isteminin kabulü ile, 125.000,00-TL maddi tazminatın dava tarihi olan 31/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, (davalı … şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olmasına) 2-Davacının tedavi gideri yönünden maddi tazminat isteminin (500,00TL) reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından, davacının 2009 yılında … Hastanesinde yapılan tedavilerinin karşılığı olarak 3 adet tedavi faturası toplamı olan 124.000,04 TL ödendiğini, yapılan bu ödeme nedeniyle tedavi giderleri teminatının tüketildiğini, davacı tarafından, müvekkili şirketin 2009 yılında ibra edildiğini, bakıcı gideri tazminatının, tedavi giderleri (sağlık giderleri) teminatı içinde olduğunun, Yargıtayın yerleşik görüşleriyle de kesinleştiğini, bu nedenle Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 30/12/2008 tarihinde, davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı araç ile davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın karıştığı kaza neticesinde, davacının yaralandığı, davacının bu yaralanma nedeniyle, ATK raporuna göre %71.0 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 12 aya kadar uzayabilecek nitelikte olduğu, davacının sürekli bakıma muhtaç hale geldiği, kazanın meydana gelmesinde davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan araç sürücüsünün %100 oranında tam kusurlu olduğu, işbu davada, davacı tarafça bakıcı gideri ve tedavi gideri talep edildiği ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. Yargıtayın ve Dairemizin yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere; daimi iş gücü kaybı tazminatı ile yaşam boyu bakım giderleri farklı tazminat kalemleri olup yaşam boyu bakıcı giderlerinin, tedavi gideri (sağlık gideri) teminatı kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan 04/05/2017 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; davacının bakıcı gideri tazminatının 442.481,17 TL olarak hesaplandığı ve davalı … Şirketi’nin, tedavi gideri (sağlık gideri) teminatının kaza tarihindeki azami limitinin 125.000,00 TL olması nedeniyle, davalı … Şirketi’nin bu miktardan sorumlu olduğu mütalaa edilmiş ve Mahkemece de, bu miktar üzerinden davacı lehine bakıcı gideri tazminatına hükmedilmiştir. Ancak davalı taraf yargılama aşamasındaki beyanlarında, davacının tedavi gördüğü … Hastanesine tedavi giderleri için üç adet fatura karşılığı olmak üzere toplamda 124.000,04 TL ödeme yaptığını ve teminat limitinin tüketildiğini iddia etmiştir. Davalı tarafın bu iddiaları, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun 4. sayfasında da yer almıştır. Bu durumda, Mahkemece, davalı … Şirketi’nin, karara dayanak yapılan bilirkişi raporunda da belirtilen tedavi giderlerini ödeyip ödemediği, bir başka deyişle, tedavi gideri (sağlık gideri) teminat limitinin tüketilip tüketilmediği hususunda araştırma ve değerlendirme yapılmadan karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Bu nedenle, davalı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerinde görülmüştür. O halde Mahkemece, davalı … Şirketi’nin iddia ettiği ve bilirkişi raporunda yer alan tedavi giderlerinin davalı … Şirketi tarafından ödenip ödenmediğinin ilgili hastaneden araştırılması ve poliçedeki tedavi gideri (sağlık gideri) teminatının tüketilip tüketilmediği hususunun değerlendirilmesi sonucunda, yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kaldırılmasına,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/12/2021