Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2895 E. 2021/1366 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2895
KARAR NO: 2021/1366
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/05/2018
NUMARASI: 2016/446 Esas – 2018/558 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/10/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 54. ve 56. maddeleri kapsamında, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; ” Her ne kadar davacı kaza nedeniyle malul olduğunu ve bu nedenle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğunu beyan etmiş ise de; Adli Tıp Kurumu tarafından verilen ve yukarıda açıklanan maluliyet raporu uyarınca davacıda oluşan maluliyet durumu ile davalılara kusur atfedilen trafik kazası arasında nedensellik bağının bulunmadığı anlaşıldığından, haksız fiil sorumluluğunun şartlarının gerçekleşmemiş olması nedeniyle davanın reddine” karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin şikayetlerinin dava konusu kazada, kafasına aldığı darbe sonucu belirmiş olup Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun karara dayanak yapılan 16/08/2017 tarihli raporunun, müvekkilinin tedavi evrakları ve raporlarının tam olarak değerlendirilmeksizin düzenlendiğini, trafik kazası ile müvekkilinin %39 oranındaki maluliyeti arasında illiyet bağı bulunduğunu, rapora karşı itirazlarının Mahkemece dikkate alınmadığını, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor alınması gerektiğini belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 30/07/2015 tarihinde, davalı .. Sigorta AŞ.’nin ZMS sigortacısı, davalı … AŞ’nin işleteni ve davalı … Ltd. Şti.’nin maliki olduğu … plakalı yolcu otobüsünün tek taraflı kaza yapması neticesinde, araçta muavin olarak görev yapan davacının yaralandığı; işbu davada davacı tarafça maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulduğu ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekil ve gerekçe ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.Mahkemece her ne kadar Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun, “…kişinin maluliyetine neden olan arızası ile dava konusu trafik kazası arasında illiyet bağı bulunmadığı” şeklindeki mütalaayı içeren 16/08/2017 tarihli raporu dikkate alınarak davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı tarafça rapora itiraz edildiği ve bu itirazlarının Mahkemece araştırılmadığı ve değerlendirilmediği anlaşılmıştır. Dolayısıyla eksik inceleme sonucu karar verildiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerindedir. O halde, Mahkemece Adli Tıp Kurumu Genişletilmiş Uzmanlar Kurulundan, dava konusu trafik kazsıyla davacının maluliyeti arasında illiyet bağı olup olmadığı yönünden rapor aldırılması ve sonrasında tarafların delillerinin değerlendirilerek yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/10/2021