Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2887 E. 2021/1824 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2887
KARAR NO: 2021/1824
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/07/2018
NUMARASI: 2015/1047 Esas – 2018/706 Karar
DAVANIN KONUSU:Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 30/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; 818 sayılı BK’nın 46. ve 47 (6098 sayılı TBK’nın 54. ve 56). maddeleri kapsamında yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “A-Maddi tazminat davası yönünden, davalı …’e açılan davanın husumet yokluğundan reddine; 11.912,20TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 162.803,03 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı olarak toplamda 174.715,23 TL nin, davalı …’den kaza tarihi olan 24/10/2011 tarihinden itibaren, davalı … yönünden temerrüt tarihi olan 13/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline; B-Manevi tazminat davası yönünden; davalı …’e açılan davanın husumet yokluğundan reddine; davalı …’den talep edilen manevi tazminat yönünden, talebin kısmen kabulüne; takdiren 8.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, davacıya verilmesine; fazlaya ilişkin kısmın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı … AŞ vekili istinaf başvurusunda başvurmuştur. Davalı … AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas alınan hesap raporunda dikkate alınan davacının gelirinin kabulünün mümkün olmadığını, tanık beyanlarında davacının 1.000,00 TL maaş aldığının belirtildiğini, ancak hesaplamada Genel İş Sendikası yazısı dikkate alınarak asgari ücretin 2.35 katı ücretin dikkate alınmasının hatalı olduğunu, Kuaförler Odasından araştırmanın yapılmadığını, geçici iş göremezlik tazminatı, tedavi gideri kapsamından olduğundan müvekkili Sigorta Şirketi’nin sorumlu olmadığını, SGK’nın sorumlu olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 24/10/2011 tarihinde, davalı … AŞ.’nin ZMS sigortacısı, davalı …’in maliki ve davalı …’in sürücüsü olduğu, … plakalı araç ile davacının sürücüsü olduğu … plakalı aracın kaza yapması neticesinde davacının yaralandığı, işbu davada, davacı tarafça güç kaybı tazminatı (geçici – kalıcı iş göremezlik zararı) talep edildiği; kazanın meydana gelmesinde davacı sürücünün %20, davalı sürücünün ise %80 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, ATK raporuna göre; kuaför olarak çalışan davacının kalıcı maluliyet oranın %13.2 ve iyileşme süresinin 9 ay olarak tespit edildiği ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği gibi karar verildiği anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan 22/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının 11.912,20 TL ve sürekli iş göremezlik zararının ise 162.803,03 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporunun incelemesinde; raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, Mahkemece yapılan araştırma sonucunda dosyaya ibraz edilen ilgili kurum ve kuruluşların (Sosyal İş Sendikası vs.) yazılarında belirttikleri miktarların ortalaması (aylık 1.550,00 TL ücret aldığı varsayılarak) dikkate alınarak tazminat hesaplamasının yapıldığı; aylık ödemeye esas alınan miktarın, davacıyla birlikte aynı iş yerinde kuaför olarak çalışan tanık beyanlarında belirtilenin (aylık 2.000,00 – 2.700,00 TL maaş aldığı şeklindeki) dahi altında bir miktara tekabül ettiği; raporun dosya kapsamına uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanısına varılmıştır. Bu durumda, Mahkemece bilirkişi raporu dikkate alınarak davalı …’nin geçici ve kalıcı iş göremezlik zararından sorumlu tutulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalı … vekilinin istinaf itirazları kabul edilmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … AŞ vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 12.481,27 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 2.200,00 TL karar ve ilam harcı mahsup edilerek bakiye 10.281,27 TL karar ve ilam harcının davalı … AŞ’den tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına, 3-Davalı … AŞ’nin istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/11/2021