Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2868 E. 2021/1705 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2868
KARAR NO: 2021/1705
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/06/2018
NUMARASI: 2017/412 Esas – 2018/624 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 53/3. maddesi kapsamında ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın kabulü ile, davacı … için 1.153,56-TL, davacı … için 4.274,93-TL, davacı … için 6.944,43-TL olmak üzere toplam 12.372,92-TL tazminatın 05/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınıp davacılara verilmesine,” karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava açıldıktan sonra müvekkili şirket nezdinde açılan hasar dosyasından 08/05/2017 tarihinde, davacı tarafa 35.214,63 TL ödeme yapıldığını, davacı tarafın, dava açıldıktan sonra bu ödemeyi ihtirazi kayıt ileri süremeden kabul ettiğini, bu nedenle davanın konusuz kaldığını, kusur durumu tespit edilmeden vefat eden sürücünün %100 kusurlu olduğunun kabul edilmesinin hatalı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; desteğin anne ve babasına pay ayrılmadan hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, hesaplamada TRH 2010 Yaşam Tablosu yerine, PMF Yaşam Tablosu’nun dikkate alınmasının hatalı olduğunu, yapılan ödemenin sadece anapara olarak mahsup edilerek tazminat hesaplamasının yapılmasının doğru olmadığını, müteveffanın sigortalı araçta yolcu olduğunu, bu nedenle hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, faiz başlangıç tarihinin, dava tarihi olması gerektiğini belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; davalı … nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan aracın, sürücü …’in sevk ve idaresinde iken, 11/01/2017 tarihinde tek taraflı kaza yapması neticesinde, araçta yolcu olarak bulunan davacıların desteği (anneleri) …’in vefat ettiği; kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, işbu davada, davacılar tarafından destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiği anlaşılmıştır. A- Davacı … hakkında kurulan hükme yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: HMK’nın 341/2’nci maddesine göre miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Aynı kanunun 341/4’üncü maddesi uyarınca alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü  üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz. Ayrıca anılan Kanun’un ek 1’inci maddesinin 1’inci fıkrasında; “200 üncü, 201 inci, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298’inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2 nci fıkrasında; “200 üncü ve 201 inci maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hukuki işlemin yapıldığı, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.” düzenlemesi bulunmaktadır.Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2018 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 3.560,00 TL’dir.Somut uyuşmazlıkta, davacı … lehine hükmolunan 1.153,56 TL’lik miktarın, 2018 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığının anlaşılması ve HMK’nın 341/2. maddesi karşısında istinaf başvurusuna konu hükmün incelenmesine yasal olanak bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun aynı Kanun’un 352/1-b maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir. Diğer yandan, İlk Derece Mahkemesince, karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir. B- Davacılar … ve … haklarında kurulan hükümlere yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: İşbu dava 03/05/2017 tarihinde açılmış ve dava açıldıktan sonra 08/05/2017 tarihinde, davalı … tarafından banka aracılığıyla davacılara toplamda 35.214,63 TL gönderilmiştir. Mahkemece karara dayanak yapılan 08/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda; dava açıldıktan sonra, davalı … tarafından davacılara ödenen destekten yoksun kalma tazminatı miktarları güncellenmeksizin, davacıların destekten yoksun kalma zararlarından ayrı ayrı indirilmesi sonucunda; davacı …’in talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının 1.153,56 TL, davacı …’in 4.274,93 TL ve davacı …’in ise 6.944,43 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporunun yapılan incelemesinde; raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, raporda paylar ve hesaplama yöntemi yönünden herhangi bir hatanın bulunmadığı, davalı … tarafından yapılan ödemede esas alınan hesaplama yöntemindeki veriler dikkate alınarak düzenlendiği; raporun denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanısına varıldığından, davalı vekilinin, kusur ve hesaplama yöntemine ilişkin iddia ve itirazları yerinde görülmemiştir. Ayrıca, desteğin, sigortalı aracın maliki (sürücü)’nin eşi olması nedeniyle olayda hatır taşımasından bahsedilemeyeceğine göre, hatır taşıması indirimi yapılmamış, dava öncesinde davalı …’ne 22/03/2017 tarihinde başvuru yapması nedeniyle faiz başlangıç tarihinin, başvurudan itibaren 8 iş günü sonrası olan 05/04/2017 olarak kabul edilmiş olmasında da herhangi bir hata bulunmadığından, davalı vekilinin bu yönlere ilişkin itirazları da kabul edilmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin, davacı … hakkında kurulan hükme yönelik istinaf başvuru dilekçesinin HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince reddine, 2-Davalı vekilinin, davacılar … ve … haklarında kurulan hükme yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 3-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 845,19 TL harçtan, peşin alınan 211,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 633,69 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 4-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.16/11/2021