Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/286 E. 2020/359 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/286
KARAR NO: 2020/359
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/05/2017
NUMARASI: 2014/823 Esas- 2017/389 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Ferdi Kaza Sigortasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/02/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı nezdinde 02/03/2009 ile 02/03/2010 tarihleri arasında ferdi kaza sigortası ile sigortalı bulunan müvekkilinin 19/09/2009 tarihinde maliki ve sürücüsü olduğu araç ile yaptığı kaza neticesinde yaralandığını, kazaya sebebiyet veren hayvanın sahibi hakkında Havran Cumhuriyet Başsavcılığınca dava açıldığını ve ceza davasının halen derdest olduğunu, müvekkilinin yaralanmasının %30 oranında maluliyetine neden olduğunu, ferdi kaza sigortası gereğince tazminatın ödenmesi için davalı tarafa başvurulduğunu ancak davalı tarafça ödeme yapılmadığını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydı ile şimdilik, 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, kazanın 19/09/2009 tarihinde gerçekleştiğini, Ferdi Kaza Sigortaları Poliçe Genel Şartları 20.maddesi uyarınca, bu sigorta sözlemesinden doğan tüm taleplerin iki yılda zamanaşımına uğradığının öngörüldüğünü, davanın 03/10/2012 tarihinde açıldığı dikkate alındığında, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, daimi maluliyet sigorta bedelinin, poliçede belirtilen azami teminat tutarı olmayıp, daimi maluliyetin gerçekleştiği vücut kısmı/organ yönünden Genel Şartlar’da belirtilen oranlar üzerinden hesaplanarak ödenmesi gerektiğini, daimi maluliyet nispetlerinin tayininde sigortalının meslek ve sanatının nazara alınamayacağını, davacının daimi maluliyet oranının ATK tarafından belirlenmesi gerektiğini iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; “açılan davanın kısmen kabulü ile, 24.400,00-TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ve davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kocaeli Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 25/07/2012 tarihli raporunda, müvekkilinin maluliyet oranının %30 olarak tespit edildiğini, akabinde Adli Tıp Kurumundan rapor alındığını ve sonrasında dosyanın aktüer bilirkişiye tevdi edildiğini, aktüer bilirkişisinin hesaplaması sonucu bulanan toplam 45.018,60 TL maddi tazminat üzerinden davalarını ıslah ettiklerini, bu miktar üzerinden davalarını kabulüne karar verilmesi gerekirken 24.400,00 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının tazminat talebinin zamanaşımına uğradığını, kazanın olduğu tarih ile davanın açıldığı tarih arasında Ferdi Kaza Sigortaları Poliçe Genel Şartları’nın 8/B maddesinde öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, Mahkemece, davacının tedavisinin devam ettiği ve 03/07/2012 tarihli kesin rapor ile maluliyet oranının belirlendiği sonucuna varılarak zamanaşımı itirazlarının reddedildiğini ve davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, kararın hatalı olduğunu belirtmiştir.HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, ferdi kaza sigortası poliçesi kapsamında yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.Dosya kapsamından, davalı nezdinde 02/03/2009 ile 02/03/2010 tarihleri arasında ferdi kaza sigortası ile sigortalı bulunan davacının 19/09/2009 tarihinde maliki ve sürücüsü olduğu araç ile yaptığı kaza neticesinde yaralandığı, %30 oranında malul kaldığı iddiasıyla ferdi kaza sigortası kapsamında tazminatın ödenmesi için davalı tarafa başvurulduğu ancak davalı tarafça ödeme yapılmaması üzerine işbu davanın açıldığı ve Mahkemece, yukarıda da belirtildiği şekilde kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.A-)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: Taraflar arasında dava konusu kaza tarihini de kapsar şekilde “HSBC ailemizin güvencesi poliçesi” isimli ferdi kaza sigortası düzenlenmiştir. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin, 20/11/2018 tarih ve 2015/19053 Esas – 2018/10909 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; ferdi kaza sigortası, bir zarar sigortası olmayıp, bir tutar (meblağ) sigortasıdır. Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları B.1.1. maddesinde: “İşbu poliçe ile temin edilen bir kaza, sigortalının derhal veya kaza tarihinden itibaren iki sene zarfında daimi surette maluliyetine sebebiyet verdiği takdirde tıbbi tedavinin sona ermesini ve daimi maluliyetinin kat’i surette tespitini müteakip, daimi maluliyet sigorta bedeli aşağıda münderiç nispetler dahilinde kendisine ödenir.” denildikten sonra, 36 satırdan oluşan bir tabloya yer verilmiştir. Bu düzenlemeye göre bir meblağ sigortası olan ferdi kaza sigortası poliçesi çerçevesinde davacının tespit edilen maluliyet oranı dikkate alınarak, genel şartlara ekli cetvellere göre ödenmesi gereken meblağın, konusunda uzman bir bilirkişi marifeti ile tespit edilerek davalının sorumluluğa gidilmesi gerekmektedir.Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince de yukarıda belirtilen düzenleme ve ilkeler çerçevesinde hareket edilmiştir. Bu minvalde, Adli Tıp Uzmanı bilirkişi Dr. … tarafından düzenlenen 13/12/2016 tarihli raporda, davacının 19/09/2009 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu, Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları 8/B maddesi uyarınca, maluliyet oranının %12,2 olduğu mütalaa edilmiştir. 29/03/2017 tarihli bilirkişi raporuna göre de, davacının, 200.000,00 TL limitli poliçe nedeniyle, %12,2 maluliyet oranına tekabül eden tazminat miktarının 24.400,00 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Mahkemece karara dayanak yapılan her iki raporun yapılan incelemesinde, raporların, HMK’nın 279.maddesindeki koşullara uygun olarak düzenlendiği, raporların dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli oldukları kanısına varıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerinde görülmemiştir.B-) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: Yukarıda değinilen Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin kararı ile yine aynı Dairenin 27/05/2019 tarihli ve 2016/14460 Esas – 2019/6777 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere ferdi kaza sigortası genel şartları’nın “daimi maluliyet teminatı” başlıklı 8/B. maddesinde maluliyetin Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları’nda belirtilen yöntem uyarınca kesin tespitinden sonra 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde tazminatının ödeneceği ilkesi benimsenmiştir. Maluliyet konusunda kesin tespitin yapılması ile poliçe kapsamındaki daimi maluliyet tazminatı yönünden muacceliyet şartı gerçekleşmiş olacağından, bu zarara ilişkin zamanaşımı süresinin de anılan husus gözetilerek değerlendirilmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta, 19/09/2009 tarihinde gerçekleşen olay nedeniyle davacının tedavisinin devam etmesi nedeniyle, Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları’na göre davacının kesin maluliyeti 13/12/2016 tarihli Adli Tıp Uzmanı bilirkişi raporu ile belirlenmiştir. İşbu davanın 03/10/2012 tarihinde açıldığı dikkate alındığında, zamanaşımı süresi dolduktan sonra davanın açıldığının iddiası temelsiz olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerinde görülmemiştir.Bu bağlamda; taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 54,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-Davalı yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 1.666,76-TL harçtan peşin alınan 416,69 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.250,07 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-Tarafların istinaf başvurusu nedeniyle yaptıkları yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.20/02/2020