Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/285 E. 2020/124 K. 23.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/285
KARAR NO : 2020/124
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/10/2017
NUMARASI : 2017/4973 2017/4959
DAVANIN KONUSU Güç Kaybı Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/01/2020
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın, 16/06/2015 tarihinde, sürücü …nun idaresinde iken sürücünün kusuru ile müvekkili yaya …. çarpması neticesinde, Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesinin 11/11/2016 tarihli raporuna göre %20 oranında sürekli sakat kalmasına sebep olduğunu, güç kaybı tazminatının ödenmesi için davalı tarafa başvurulduğunu ancak ödeme yapılmadığını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması koşulu ile 15.100,00 TL güç kaybı tazminatının olay tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili nezdinde kaza tarihi itibariyle ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, hasar dosyasından takip edilen tazminat talebine ilişkin belgeler incelendiğinde, söz konusu kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığının anlaşıldığını, maluliyet raporunun “Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre alınarak başvuru yapılmadığı için başvurunun kabul edilemeyeceğini, avans faizi talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Uyuşmazlık Hakem Heyeti, başvurunun kabulü ile 138.679,00 TL tazminatın 16/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile başvuru sahibine ödenmesine karar vermiş, davalı vekilinin bu karara itiraz etmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyeti, davalı tarafın itirazının kısmen kabulü ile Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, başvurunun kısmen kabul, kısmen reddi ile 74.000,00 TL tazminatın 16/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile başvuru sahibine ödenmesine karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararda bahsi geçen aktüer bilirkişi raporunun hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, müracaatçının olay tarihinde 9 yaşında olduğunu ve 9 yaşından itibaren tazminat hesabı yapıldığını, Yargıtay kararlarına göre çocukların 18 yaşından itibaren çalışmaya başlayacakları kabul edilerek hesaplamanın 18 yaşından itibaren yapılması gerektiğini, tarafların kusur oranının tespitinin hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, İtiraz Hakem Heyeti aşamasında alınan bilirkişi raporunda sigortalı araç sürücüsünün tali ve %40 oranında, davacının ise asli ve %60 oranında kusurlu kabul edilerek karar verilmesinin hatalı olduğunu, asli kusurlu kabul edilmesi sebebiyle davacının en az %75 oranında kusurlu kabul edilmesi gerektiğini, kararın bu iki husus yönünden usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir.HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:Dava; TBK’nın 54/3.maddesi kapsamında trafik kazasından kaynaklanan güç kaybı tazminatı istemine ilişkindir.Dosya kapsamından, davalı nezdinde 21/12/2014 başlangıç tarihli ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın, 16/06/2015 tarihinde, yaya konumundaki davacı …’e çarparak yaralanmasına neden olduğu ve bu yaralanmanın, Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesinin 11/11/2016 tarihli raporuna göre %20 oranında fonksiyon kaybına neden olduğunun tespit edildiği, davacı tarafça bu yaralanma nedeniyle güç kaybı tazminatı talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Trafik kazası tespit tutanağına göre, araç sürücüsü ile davacının kazanın meydana gelmesinde birlikte kural ihlali yaptıkları tespit edilmiştir. Kovuşturma aşamasında alınan 15/08/2015 tarihli kusur bilirkişisinin raporuna göre, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün asli derecede kusurlu olduğu, yaya olan davacının tali derecede kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından yapılan yargılama aşamasında sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğu ve olay tarihinden itibaren davacının güç kaybına uğradığı kabul edilerek %20 oranında maluliyeti nedeniyle PMF Yaşam Tablosuna göre güç kaybı tazminatının hesaplandığı ve davacının, davalıdan talep edeceği güç kaybı tazminatının 138.679,00 TL olduğu tespit edilmiştir.Davacı taraf dava değerini 138.679,00 TL olarak arttırmıştır. Uyuşmazlık Hakem Heyeti 31/03/2017 tarihli aktüerya raporu ve davacı tarafın bedel arttırım talebini dikkate alarak 138.679,00 TL güç kaybı tazminatına hükmetmiştir. Davalı tarafın bu karara itiraz etmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyeti tarafından yapılan yargılama aşamasında kusur yönünden yeniden bilirkişi raporu alınması yoluna gidilmiştir. Yeniden aldırılan 07/09/2017 tarihli kusur bilirkişisi raporuna göre, kazanın meydana gelmesinde yaya konumundaki davacı … asli ve %60 oranında kusurlu, sigortalı araç sürücüsünün ise tali ve % 40 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. 07/09/2017 tarihli kusur bilirkişisi raporunun yapılan incelemesinde, raporun, HMK’nın 279.ve devamı maddelerine uygun olarak düzenlendiği, raporda, trafik kazası tespit tutanağı ve diğer tüm kusur bilirkişi raporlarının tartışıldığı ve irdelendiği, raporun, dosya kapsamına uygun ve hüküm kurmaya elverişli olduğu görülmüştür. Bu durumda, İtiraz Hakem Heyetince, 07/09/2017 tarihli kusur bilirkişisi raporu dikkat alınarak güç kaybı tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya uygundur. Başka bir deyişle, davalı vekilinin kusur oranlarına yönelik istinaf iddia ve itirazı yerinde değildir.Aktüerya raporunda, 2006 doğumlu davacının güç kaybı tazminatının olay tarihinden itibaren hesaplanması da doğrudur. Başka bir deyişle, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf iddia ve itirazı da yerinde değildir.Bu bağlamda, HMK.353/1/b-1. maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı vekilinin, istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,3-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,4- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,6- İstinaf talebi için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 23/01/2020