Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2832 E. 2021/1463 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2832
KARAR NO: 2021/1463
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/06/2018
NUMARASI: 2017/486 (E) 2018/788 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 19/10/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, belirsiz alacak davası şeklinde ikame etmiş olduğu davasında, 02/12/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davalı sigorta şirketi tarafından ZMS sigortasıyla teminat altına alınan … plakalı araç sürücüsünün tam kusuru ile bir şekilde davacıların oğlu olan yaya …’e çarparak vefat etmesine neden olduğunu belirterek davacılar bakımından destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davacı anne … yönünden açılan davanın kabulü ile 55.048,57 TL destekten yoksun kalma tazminatının 12/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline; davacı baba … tarafından açılan davanın ise benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda yetiştirme giderlerinin mahsubundan sonra kalan bir zararın olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı … vekili; baba için hesaplanan tazminattan yetiştirme giderinin mahsup yönteminin doğru olmadığını, mahsup oranının yanlış belirlendiğini, müteveffanın vefat tarihinden itibaren destek olacağı kabul edilmesi gerekirken 18 yaşından itibaren hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, kaldı ki kaza tarihi itibarıyla PMF Yaşam Tablosu ve iskontolama yöntemine göre hesaplama yapılması gerekirken teknik faiz uygulanmak suretiyle eksik hesaplama yapıldığını; Katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunan davalı sigorta şirketi vekili; anne yönünden de yetiştirme giderinin mahsubu gerektiğini, yargılama sürecinde kusur oranlarına itiraz edilmiş olmasına rağmen bu hususun dikkate alınmadığını, davacı desteğinin kusurlu olmadığı kabul edilse dahi müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, trafik kazasında vefat eden …’in farazi desteğinden yoksun kalan davacı anne baba tarafından açılan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. 1-Davalı sigorta şirketinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; Dava konusu kaza, sigortalı araç sürücüsü dava dışı …’ün sevk ve idaresindeki … plaka sayılı minibüste yolcu olarak bulunan davacıların desteği …’in, araçtan indikten sonra inmiş olduğu aracın sol arka tekerleğinin çarpması neticesi vefat etmesi şeklinde gerçekleşmiştir. Gerek ceza dosyası üzerinden alınan 25/10/2016 tarihli ATK raporunda, gerekse dosyaya kazandırılan 14/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda, sigortalı araç sürücüsünün müteveffayı indirmek üzere ikametinin önüne yanaşmayıp yol içerisine yeterli gözetim ve denetimi sağlamadan indirmesi, ikametinin bulunduğu tarafa güvenli şekilde geçişini sağlamaması, aracın manevra alanından uzaklaşıp uzaklaşmadığını yeterince kontrol etmeden aracını hareket ettirmesi ve bu suretle çarpması nedeniyle meydana gelen olayda tam kusurlu olduğu, müteveffanın ise tehlikeyi öngöremeyecek yaşta olduğundan ötürü kusursuz olduğu kanaatinde bulunulduğu, bilirkişi raporlarının oluşa, usul ve yasaya uygun, hüküm vermek bakımından yeterli olduğu, bu itibarla kusura yönelik istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Diğer yandan, Yargıtay ilke kararlarına göre çalışmayan ebeveynden yetiştirme gideri indirimi yapılmaması gerektiğinin kabul edilmektedir. Somut olayda davacı annenin çalışıp gelir elde ettiğine dair herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, UYAP üzerinden yapılan kontrolde davacı annenin sosyal güvenlik kaydının da olmadığı, davalı sigorta şirketi tarafından da yetiştirme giderinin mahsup edilmesi gerektiğine ilişkin bir ispat vasıtasının ileri sürülmediği, dolayısıyla buna yönelik istinaf itirazının da isabetli olmadığı sonucuna varılmıştır. 2-Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; İlk derece mahkemesince hükme esas alınan 14/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda, farazi desteğin 18 yaşından itibaren destek olmaya başlayacağı kabul edilip TRH 2010 yaşam tablosu ve 1,8 teknik faiz uygulanmak ve destek vefat etmeseydi, davacı babanın elde ettiği gelirin 1/5’lik kısmını yetiştirme gideri olarak ayıracağı farz olunarak hesaplama yapıldığı görülmektedir. Öncelikle, müteveffanın vefat etmeseydi 18 yaşından itibaren davacı babaya destek olacağının kabul edilmiş olmasında hesaplama kurallarına aykırı bir yön bulunmamaktadır. Ancak Yargıtay ilke kararları gereği yetiştirme giderinin, hesaplanan tazminattan asgari ücretin %5’i oranında tenkis yapılmak suretiyle maktuen mahsubu gerekirken, babanın çocuğun 18 yaşına gelinceye kadarki zaman diliminde elde edeceği kazancının 1/5’lik kısmını sarf edeceği farz olunarak hesaplama ve mahsup yapılması doğru olmamıştır. Öte yandan, her ne kadar poliçe başlangıç tarihi 01/06/2015 tarihinden sonraki bir tarih ise de Anayasa Mahkemesinin 17/7/2020 tarihli ve E.: 2019/40, K.: 2020/40 sayılı kararı ile 2918 sayılı yasının konuya ilişkin ilgili hükmünün iptali nedeniyle, zarar hesabının, önceki uygulamada olduğu gibi Yargıtay ilke kararlarında belirtilen prograsif rant (iskontolama) yöntemiyle, yine Yargıtay’ın son dönem içtihatlarına göre PMF yaşam tablosu yerine TRH 2010 yaşam tablosu esas alınarak hesaplama yapılması gerektiği kabul edilmektedir. Dolayısıyla bilirkişi raporunda benimsenen hesaplama yöntemi doğru olmayıp davacı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf itirazları yerindedir. 3-O halde, davalı vekilinin, davacı anne bakımından verilen karara vaki istinaf başvurusunun esastan reddine; davacı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; davacı baba yönünden sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme tarihindeki veriler üzerinden 2 numaralı bentte belirtilen şekilde hesaplama yapılıp ödenen miktar ile hesaplanan zarar arasında kabul edilebilir bir farkın bulunmaması, giderek yapılan ödeme ile borcun sona ermediğinin anlaşılması halinde, bu kez hükme esas alınan bilirkişi raporu tarihine en yakın tarihteki asgari ücret üzerinden hesaplanacak tazminattan %5 oranında yetiştirme gideri indirimi yapıldıktan sonra, sigorta şirketi tarafından dava öncesinde yapılan ödemenin güncellenmiş haliyle nihai zarardan mahsup edilerek tespit edilecek destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin tarafların itirazları da değerlendirildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacı baba yönünden davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; A)1-Davalı sigorta şirketinin davacı … bakımından verilen karara yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca esastan reddine, 2-Alınması gereken 3.760,36 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı sigorta şirketinden tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, B)1-Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a/6. maddesi uyarınca kabulüne, 2-Davacı … bakımından tesis edilen ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, 3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 4-Peşin istinaf karar ve ilam harcının istek halinde istinaf kanun yoluna başvuran davacı …’e iadesine, 5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dair, ihtiyari dava arkadaşı konumundaki davacı … bakımından verilen karara vaki istinaf başvurusuna ilişkin Daire kararının “A” numaralı bendi yönünden dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (55.048,57 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin; ihtiyari dava arkadaşı konumundaki davacı … bakımından verilen karara vaki istinaf başvurusuna ilişkin Daire kararının “B” numaralı bendi yönünden 6100 sayılı HMK’nun 7251/39 md. ile değişik 362/1-g maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle karar verildi.19/10/2021