Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2794 E. 2021/1271 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2794
KARAR NO: 2021/1271
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/06/2018
NUMARASI: 2014/631 (E) 2018/669 (K)
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı
KARAR TARİHİ: 28/09/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketinin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesini düzenlediği dava dışı …’ın yönetimindeki … plakalı kamyonetin geri manevra yapmak istediği sırada müvekkili davacıya çarparak yaralanmasına neden olduğunu belirterek, belirsiz alacak davası niteliğinde 5.000,00 TL bedensel zarar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine savunmuştur. İlk derece mahkemesince; davanın kabulüne, 6.488,18 TL tazminatın 15/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine hükmedilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili dilekçesinde özetle; kaza tarihinde 17 yaşında olup, gelir getiren bir işte çalıştığı iddia ve ispat edilmeyen, dolayısıyla tedavi süresi boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı bulunmayan davacının geçici iş göremezlik zararının oluşmayacağının kabulü gerektiğini, HMK’nin 176/2’nci maddesi uyarınca aynı davada taraflarca yalnız bir kez ıslah yoluna başvurma olanağı bulunmasına rağmen ikinci ıslah talebi doğrultusunda hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, kaldı ki meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacının geçici iş göremezlik giderinden müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, zira bu konudaki sorumluluğun 6111 sayılı Kanunun 59’uncu maddesi ile yeniden düzenlenen 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 98’inci maddesi uyarınca, Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) ait olduğunu, 6111 sayılı Kanunun geçici 1’inci maddesi gereğince SGK’ye yapılan prim aktarımı sonucunda müvekkili şirketin geçici iş göremezlik giderine ilişkin sorumluluğunun da sona erdiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularla ve ileri sürülen istinaf nedenleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı istemine ilişkindir.Adli Tıp Kurumu 3’üncü İhtisas Kurulundan alınan raporda; davacı …’ın 03/01/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasına bağlı arızasının Çalışma Gücü ve Meslek Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (geçiçi iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği bildirilmiş, hesap bilirkişisi tarafından davacının 9 aylık geçici iş göremezlik dönem zararının 6.488,18 TL olduğuna ilişkin rapor düzenlenmiştir. Yalnızca meslek sahipleri ve çalışıp kazanç elde etmekte olanların değil, uğranılan kaza nedeniyle oluşan sürekli maluliyet nedeniyle günlük işlerini yapamayan veya yapmakta zorlanan (daha fazla güç sarfeden) diğer kişilerin de maddi tazminat (efor tazminatı) talep edebileceğinin kabulü gerekmekle birlikte, yukarıda açıklandığı gibi trafik kazası nedeniyle sürekli sakatlığının oluşmayan davacının efor tazminatı talep etmesine olanak bulunmamaktadır.Diğer yandan, nüfus kaydı içeriğine göre 18/11/1994 doğumlu olup olayın meydana geldiği 30/01/2012 günü itibarıyla 18 yaşını doldurmadığı anlaşılan davacının gelir getirici bir işte çalıştığı kanıtlanmamıştır. Bu itibarla davacının 18 yaşını doldurmadan önce tamamlanan 9 aylık geçici iş göremezlik süresi içinde mahrum kaldığı herhangi bir kazancı bulunmadığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne hükmolunması isabetsizdir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davalı … AŞ vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının, HMK’nin 353/1-b/2’nci maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davacı tarafından, davalı … şirketine karşı açılan geçici iş göremezlik tazminatı talebine ilişkin davanın reddine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,40 TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin ödenen 50,62 TL karar ve ilam harcı mahsup edilerek, bakiye 8,78 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye verilmesine, 3-Dairemizin karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekâlet ücretinin, davacıdan tahsil edilerek kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine, 4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5-Gider avansında harcanmayan miktarın HMK’nin 333’üncü maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde ilk derece mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından sarfedilen posta ve tebligat gideri 32,50 TL, istinaf başvuru harcı 98,10 TL olmak üzere toplam 130,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek, davalıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa geri verilmesi, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nin 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 28/09/2021