Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2791 E. 2021/1343 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2791
KARAR NO: 2021/1343
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET
TARİHİ: 07/06/2018
NUMARASI: 2015/1186 (E) 2018/665 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 05/10/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin, yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı motosiklet ile davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın çarpışması neticesi 23/06/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, sakatlanarak malul kaldığını belirterek, karşı aracın sürücüsü ve trafik sigortacısı olan davalılardan bakıcı gideri dahil 1.100,00 TL maddi tazminat ile aracın sürücüsü olan davalıdan olacak şekilde 50.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur.Davalı … şirketi vekili davanın reddini talep etmiştir.Davalı … vekili davanın reddini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, maddi tazminat davasının kabulü ile 74.883,83 TL tazminatın, davalı … yönünden dava tarihinden, davalı … yönünden 23/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine; manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 12.000,00 TL manevi tazminatın 23/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı … şirketi vekili vermiş olduğu istinaf dilekçesinde özetle, kaza tarihi itibarıyla yeni genel şartlara göre değerlendirme yapılmamış olmasının doğru olmadığını, sakatlık raporu alınana kadar tahakkuk eden geçici ve kalıcı maluliyetler ile bakıcı giderinin tedaviden sayılmakta olduğu ve bu nedenle trafik sigortası teminatına girmediğini, kaldı ki yeni genel şartlardan önceki dönemde de geçici iş göremezlik zararının tedaviden sayıldığını, ehliyetsizlik nedeniyle müterafik kusurun dikkate alınmadığını, davacının içerisinde bulunduğu motosikleti kullanan sürücünün kusuruna isabet eden zararın da müvekkili sigorta şirketine yüklenmesinin doğru olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan bakıcı gideri, geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik tazminatı isteminde ilişkindir. İlk derece mahkemesince hükme esas alınan 09/10/2017 tarihli rapordaki hesaplama ve yönetimine bir itiraz bulunmamaktadır. Öncelikle davalı … şirketi tarafından düzenlenen poliçe başlangıç tarihi yeni genel şartların yürürlük tarihinden önceki bir tarihtir. Bu nedenle yeni genel şartlar doğrultusunda değerlendirme yapılması gerektiği yönündeki istinaf itirazında isabet bulunmamaktadır. Bununla birlikte yeni genel şartlar öncesinde bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik zararı trafik sigortası teminatı dışında olmadığı gibi 01/06/2015 tarihinden sonra da ilgili genel şart hükmünün kanuna aykırı olamayacağından kaynaklı teminat kapsamından çıkarılmış olmadığı kabul edilmektedir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumludur”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiştir. Öte yandan, 2918 sayılı KTK’nun 92/a maddesinde, işletenin bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğu düzenlenmiştir. Davaya konu trafik kazası davacının yolcu olarak içerisinde bulunduğu motosiklet ile davalının sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın çarpışması neticesinde meydana gelmiştir. Davacı taraf, zararının tamamını müteselsil sorumluluğa dayalı olarak karşı araç sürücüsü ve aracın trafik sigortacısından talep etmektedir. Mahkemece benimsenen kusur durumu taraflarca istinafa konu edilmeyerek kesinleşmiştir. Buna göre, davaya konu trafik kazasında davacının yolcu olarak bulunduğu motosiklet sürücüsü olan …ı’nın %25, karşı araç sürücüsü olan …’ın ise %75 oranında kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Gerek kaza tespit tutanağı ve gerekse ceza dosyasındaki davacı ve motosiklet sürücüsü olan (davacının oğlu) …’nın anlatımlarına göre, davacının yolcu olarak bulunduğu motosikletin ruhsat sahibinin, davacı tarafın kendisi olduğu, bir başka ifadeyle davacının, kazaya karışan motosikletin maliki ve işleteni konumunda olduğu görülmektedir. Bu durumda az yukarıda alıntılanan yasal düzenlemeler gereği motosiklet sürücüsünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olan davacının, işleteni bulunduğu araç sürücüsünün kusuruna denk gelen zararı, karşı aracın sigortacısından talebe hakkı bulunmamaktadır. Dolayısıyla motosiklet sürücüsünün %25 kusuruna denk gelen zararın, karşı tarafa tahmil edilmiş olması doğru olmamıştır. Davacı vekilinin ehliyetsizliğe ilişkin müterafik kusur nedeniyle zarardan indirim yapılması gerektiği itirazı bakımından yapılan değerlendirmede ise; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve trafik mevzuatı uyarınca ehliyeti olmayan sürücülerin araç kullanması yasaktır. Zira ehliyeti olmayan kimsenin gerekli eğitimleri almaması sebebiyle tehlikeli bir şekilde araç kullanma ve hata yapma riski yüksektir. Ehliyetsiz olduğu bilinen bir sürücü idaresindeki araca binilmesi zararın doğmasına veya artmasına sebebiyet vermektedir. Bu durum Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesi (818 sayılı BK 44) gereğince müterafik kusur nedeni teşkil etmekte olup, Yargıtay uygulamasına göre %20 oranında tazminattan indirim yapılmasını gerektirmektedir. Kaza tespit tutanağından motosiklet sürücüsünün ehliyetnamesinin bulunmadığı belirtilmektedir. Davacı ile motosiklet sürücüsü arasında da baba oğul ilişkisi bulunmaktadır. Bu durum, ehliyetnamenin olmadığının bilindiğine dair fiili karine teşkil eder. O halde, hesaplanan zarardan müterafik kusur indirimi yapılmamış olması doğru olmamıştır. O halde, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle, dosyada mübrez 09/10/2017 tarihli raporda, tam kusura göre hesaplanan 74.883,83 TL zarar bedelinden, davacının işleteni bulunduğu araç sürücüsünün %25 oranındaki kusuruna isabet eden kısmın mahsubundan sonra kalan kısımdan takdiren %20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldıktan sonra (74.883,83 x %75 x %80= 44.930,29) hesaplanan 44.930,29 TL tazminatın düzeltilerek yeniden esas hakkında kararla aşağıdaki şekilde (davalı araç sürücüsünün istinaf yasa yoluna başvurmamış olması nedeniyle hakkındaki kesinleşen hüküm ve manevi tazminat vs. kesinleşen yönler aynen tekrar edilmek suretiyle) hüküm altına alınmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2 maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmak suretiyle düzelterek yeniden esas hakkında kararla; davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının davalı … şirketi bakımında kısmen diğer davalı bakımından ise tam kabulü ile 74.883,83 TL tazminatın, 44.930,29 TL’lik kısmının tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen; kalan 29.953,54 TL’lık kısmının ise davalı …’dan olacak şekilde(davalı … yönünden dava tarihinden, davalı … yönünden ise 23/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte) tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine, 2-Manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 12.000,00 TL manevi tazminatın 23/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, aşan istemin reddine, 3-Alınması gerekli 5.935,03 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 27,70 TL peşin harç ile 252,01 TL ıslah harcı toplamı 279,71 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.655,32 TL’nin, (44930/74883) oranına tekabül eden 3.393,20 TL’lik kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen; 2.262,11 TL’lik kısmının ise davalı …’dan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından ödenmiş bulunan 279,71 TL harcın (44930/74883) oranına tekabül eden 167,82 TL’lik kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen; 111,89 TL’lik kısmının ise davalı …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine, 5-Maddi tazminat davası yönünden; a)Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 8.587,22 TL vekalet ücretinin (44930/74883) oranına tekabül eden 5.152,35 TL’lik kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen; 3.434,87 TL’lik kısmının ise davalı …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine, b)İlk derece mahkemesi karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, reddedilen miktar üzerinden taktir olunan 3.594,42 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … şirketine verilmesine, 6-Manevi tazminat davası yönünden; a)Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, b)Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, reddedilen miktar üzerinden davalı … vekili için taktir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine, 7-Davacı tarafından sarfedilen 31,80 TL harç ve 1.500,00 TL gider avansı toplamı 1.531,80 TL yargılama giderinin (44930/74883) oranına tekabül eden 919,08 TL’lik kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen; 612,72 TL’lik kısmının ise davalı …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine, 8-Davalı … şirketi tarafından yapılan 96,70 TL yargılama giderinin 38,68 TL’lik kısmının davacı taraftan alınarak davalı tarafa ödenmesine, bakiye kısmın üzerinde bırakılmasına, 9-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine, İstinaf yargılama giderleri bakımından; 10-Davalı … şirketi tarafından yatırılan 1.484,00 TL harcın istek halinde davalı tarafa iadesine, 11-Davalı … şirketi tarafından yapılan 98,10 TL başvurma harcının davacıdan alınarak adı geçen davalıya ödenmesine, 12-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 13-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kabul ve reddedilen miktarlar göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 05/10/2021