Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2788 E. 2021/926 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2788
KARAR NO: 2021/926
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/07/2018
NUMARASI: 2017/665 (E) 2018/817 (K)
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 08/06/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin maksimum kasko sigortası poliçesi ile teminat altına aldığı, dava dışı …’in maliki olduğu … plakalı aracın, 14.02.2016 tarihinde davalı şirkete ait olan … plakalı araç ile karıştığı trafik kazası sonrasında hasar gördüğünü, 12.781,85 TL hasar bedelinin müvekkil sigorta şirketi tarafından sigortalı araç malikine 11.04.2016 tarihinde ödendiğini, kazanın davalıya ait … plakalı aracın sürücüsünün kusuru sonucunda meydana geldiğini, hasar bedelini ödeyerek TTK 1472. maddesi gereği sigortalısının haklarına halef olan müvekkilinin İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlattığı icra takibine davalının itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sigorta şirketinin tazmin ettiği zararın gerçek zarar olduğunu ve ayrıca kaza yapan aracın müvekkili şirkete ait … plakalı araç olduğunu ispatla mükellef olduğunu, kaza tespit tutanağının müvekkili şirket yetkililerinin yokluğunda tutulduğunu ve içeriğini kabul etmediklerini, tutanağın aksine kazayı yapan aracın müvekkiline ait … plakalı araç olmadığını, müvekkiline ait aracın tutanak tarihi itibariyle herhangi bir hasar kaydı bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere davacının tazmin ettiğini ileri sürdüğü hasar bedelinin kazanın oluşuna, sigortalı aracın niteliğine, yaşına ve değişen parçalarına bakıldığında fahiş olduğunu, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz talebinin de yersiz olduğunu, müvekkilinin itirazı haklı olmakla birlikte likit bir alacaktan bahsedilemeyeceğinden icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiğini belirterek, davanın ZMM sigortacısı Mapfre sigorta şirketine ihbarı ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına davalının itirazının iptali ile takibin 12.782,60 TL asıl alacak, 1.191,26 TL işlemiş faiz üzerinden aynen devamına, icra inkar tazminatı talebinin dava konusu uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklandığından reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı … Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı sigorta şirketinin zararı ve kazayı yapan aracın müvekkiline ait araç olduğunu ispatla mükellef olduğunu, kazayı yapan aracın müvekkiline ait … plakalı araç olmadığını, müvekkilinin gerçekleşen hasardan sorumlu olmadığını, kaza tutanağının çarpıp kaçmalı olarak düzenlendiğini, tutanağı düzenleyen polislerin, …’ın soyut ve gerçek dışı ifadesine göre tutanağı tanzim ettiklerini, kaza tutanağının müvekkili şirket yetkililerinin yokluğunda düzenlendiğini ve tespitlerin gerçek dışı olduğunu zira Tramer kayıtlarına göre müvekkiline ait aracın bahsi geçen tarihte kaza kaydı bulunmadığını, beyanı destekleyen mobese kaydı, kamera görüntüsü vs bulunmadığını, davacı tarafından sunulan hasar resimlerinin sonradan çekildiğini, kaldı ki müvekkiline ait aracın çarpıp kaçtığını iddia eden davacının aynı zamanda çarpışma resimlerini sunmasının kendi iddialarıyla çeliştiğini gösterdiğini, bilirkişi raporunun yetersiz ve oluşa aykırı olduğunu, kabule göre ödenen tutara ödeme tarihinden itibaren faiz işletilmesinin haksız olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi gereğince, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın zarar sorumlusu olan davalıdan rücuen tazmini amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu 22/03/1944 Tarih 37 Esas, 9 Karar sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” ilkesi benimsenmiştir. TTK.’nın “Halefiyet” başlıklı 1472. maddesinde, “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir. Somut olayda, davacı … Sigorta Anonim Şirketi Türk Ticaret Kanunu anlamında tacir olmasına karşın sigortalısı gerçek kişi ve sigortaladığı araç hususidir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık sigorta sözleşmesinden değil, haksız fiilden kaynaklandığından davaya bakma görevinin genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu gözetilmek sureti ile mahkemenin görevli olmaması nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu gibi işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı vekili tarafından sarfedilen istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/06/2021