Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/277 E. 2019/456 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/277
KARAR NO : 2019/456
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/02/2017
NUMARASI : 2014/187 Esas – 2017/127 Karar
DAVANIN KONUSU:Trafik Kazasından Kaynaklanan Araç Hasar Tazminatı
KARAR TARİHİ 14/11/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı sigorta şirketine genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortalı olan aracın dava dışı şoför … yönetiminde iken karşı yönden gelen bir araçtan kaçmak üzere, elektrik direğine çarpması sonucu hasarlandığını, sigorta şirketine yapılan bildirime rağmen zararlarının karşılanmadığını, kasko sigortası genel şartları A.1. maddesine göre ödeme yapmayan sigorta şirketine karşı dava açmak zorunda kaldıklarını, hasarlanan aracın tamir masrafına ilişkin olan 32.043,16 TL hasar tazminatı, aracın elektrik direğine çarpıp devrilmesi sebebiyle elektrik direğinin tazminatı olarak ödenen 2.548,00 TL ve araç tamir süresince araç kiralama bedeli olarak 6.211,28 TL olmak üzere toplamda 40.802,188 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; kasko sigortası genel şartlar A.5. maddesi gereği teminat dışı kalan zararlar kapsamında araç sürücüsünün zorunlu haller hariç olmak üzere kimliğinin tespitinin engellenmesi için kaza yerinden ayrılmış olduğunu, sürücünün kaza yerinden firar ettiğini, kazanın davacının anlattığı şekilde gerçekleşmediğini, Türk Ticaret Kanunu’nun 1445/5 maddesine göre, sigortalının ihbar mükellefiyetine aykırı davrandığını, davaya konu olaya ilişkin düzenlenmiş herhangi bir maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağının bulunmadığını, 17/03/2014 günü saat 21.00’da meydana gelen kazanın tek taraflı ve şüphe çekici olması dolayısıyla davacının talebinin reddedildiğini, müvekkili şirket tarafından bağımsız sigorta eksperine yaptırılan ekspertiz raporunda eksper raporunun olumsuz olduğu, davacının TTK 1445/5 madde uyanınca rizikonun teminat içerisinde kaldığını ispat etmek zorunda olduğunu, yaptırdıkları araştırmada gerçek sürücünün … olmadığını, davacının iyi niyetle hareket etmediğini, devrilen elektrik direği için ödenen tazminatın ve onarım süresince kiralama bedeline ilişkin taleplerin kasko kapsamında olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; kazanın oluşumunda teminat dışı hallerin varlığını ispat yükünün sigorta şirketine ait olduğu, kaza yapan sürücünün değiştirildiğine ilişkin sigorta şirketinin iddialarının ispatlanamadığı, elektrik direğine verilen zararın teminat kapsamında olduğu, kasko sigorta poliçesinin de 7 günlük araç kiralama bedelini teminat altına aldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporuna karşı itirazları karşılanmadan, delil listesinde yer alan tanıkları dinlenilmeden eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğini, araç içerisinde bulunan …ve … ait GSM kayıtlarının sorulmadığını, haklı bir neden olmaksızın kaza yerini terk eden sürücüye rağmen kabul kararı verilmesinin hatalı olduğunu, olay yerinden alkollü ve ehliyetsiz bir şekilde ayrılan sürücünün varlığını veya yokluğunu ispat külfetinin kendilerine yüklenmesinin fahiş hata olduğunu beyanla, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasar tazminatı istemine ilişkindir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Davalı sigorta şirketine genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortalı …plakalı aracın 17/03/2014 tarihinde yapmış olduğu tek taraflı trafik kazası neticesi, davacı sigortalının taleplerinin karşılanmamış olması sebebiyle açılmış olan davada ilk derece mahkemesinin kabul kararı üzerine, davalı vekilinin istinaf talepleri değerlendirildiğinde,Davacı sigortalıya ait aracı kullandığı ileri sürülen sürücü tarafından olaya ilişkin trafik kaza tespit tutanağı tutulmadığı gibi tutanak tutulması için trafik görevlilerine de ihbarda bulunulmamıştır. Davacının, aracı kullandığını iddia ettiği … 02/04/2014 tarihli … Sigorta hasar müdürlüğüne: “… isimli şahsı arayarak olay yerine çağırdığını ve çekiciyi bu kişinin aradığını, polis çağırmadıklarını ve rapor tutulmadığını” ifade etmiştir. Duruşmada dinlenilen tanıklar ise … isimli bu kişiden hiç söz etmemişlerdir. Tanıklar, … yarı baygın halde yattığını, araçta bulunan … ise panik halinde olay yerinden uzaklaştırıldığını beyan etmişlerdir. Sürücü olduğu iddia edilen … ambulansla veya acil bir şekilde olay yerinden (sağlık sebebiyle) uzaklaştırılmış olduğundan da bahsedilmemektedir. O halde, dosya içeriğindeki belge ve beyanlar itibarıyla, davalı vekilinin, kasko sigortası genel şartları A.5. maddesinde belirtilen teminat dışı hallerden olan sürücünün zorunlu haller dışında olay yerini terk etmesi nedeniyle sürücünün kimliğinin anılan genel şartların 5.4 (sürücü belgesiz araç kullanmak) ve 5.5 (alkollü araç kullanmak) nolu bentlerindeki ihlaller nedeniyle tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılmış olduğu yönündeki iddiasının olayın oluşuna uygun olduğu, bu nedenle, ihbar yükümlülüğünün makul gerekçelerle yerine getiremediğine ilişkin ispat yükünün yer değiştirerek davacıda olması gerektiği, davacının da yargılama sırasında bu iddiasını ispatlayamadığı değerlendirilerek, davalı sigorta şirketinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine dair aşağıdaki karara varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:1-Davanın ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre, alınması gereken 44,40 TL harcın peşin alınan 696,80 TL’den mahsubu ile bakiye 652,40 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 4.838,24 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 5-Gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa İADESİNE,B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ;1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından iadesine,2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 86,00 TL posta giderinden ibaret yargılama gideri ile 85,70 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, 5-Davalı tarafça istinaf aşamasında icranın geri bırakılması talebi kapsamında yatırılan teminatın İİK’nın 36/5 maddesi uyarınca iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.14/11/2019