Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2762 E. 2021/1341 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2762
KARAR NO: 2021/1341
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/04/2018
NUMARASI: 2014/788 (E) 2018/504 (K)
DAVANIN KONUSU: Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)|Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 05/10/2021
ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN,
2016/955 E – 2016/778 K SAYILI BİRLEŞEN DAVA DOSYASI:
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, müvekkillerinin miras bırakanı …’in, Yunanistan’ın Thiva bölgesinde, … plakalı aracın şoförü olarak karıştığı trafik kazası nedeniyle, 26/06/2009 tarihinde vefat ettiğini, kazaya karışan aracın davalı … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalandığını belirterek destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuştur. Davalı sigorta şirketi davanın husumetten reddini talep etmiştir. Davacılar vekili, İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/955 Esas sayılı dosyası üzerinden aynı dava sebebine dayalı olarak Motorlu Taşıtlar Bürosuna husumet yönelterek açmış olduğu davada, müvekkilleri için destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuştur. Birleşen dosya davalısı Motorlu Taşıtlar Bürosu vekili davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, asıl dava dosyasının husumet nedeniyle reddine, birleşen dosya bakımından ise somut olaya ilişkin yabancılık unsurundan mütevellit kanunlar ihtilafı hükümleri uyarınca, Türk Hukukunun uygulanması gerektiği ve mevcut yasal düzenlemelere göre de davacıların murisinin tam kusuruyla gerçekleşen trafik kazasında, destek şahsının kusuruna isabet eden tazminat talebinde bulunulamayacağı gerekçesiyle Motorlu Taşıtlar Bürosu aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacılar vekili, gerek asıl dava dosyasında gerekse birleşen dosya yönünden verilen kararların, usul ve yasaya aykırı olduğu iddiasıya kaldırılması talebinde bulunmuştur. 1-Davalı … Sigorta AŞ’ye yönelik açılan asıl dava dosyasına ilişkin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; Davaya konu … plaka sayılı araç, Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu nezdinde … numaralı yeşil kart sigortasıyla sigortalı bulunmaktadır. Davalı sigorta şirketi, davaya konu yeşil kart sigorta sertifikasını, büroyu temsilen düzenlemiş olup; tazminat ödeme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Bu durumda asıl dava dosyası yönünden davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. 2-Davalı Motorlu Taşıtlar Bürosuna yönelik açılan birleşen dosyaya ilişkin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; Eldeki davada, davacıların desteği olan …’in, 26/06/2009 tarihinde davalı tarafından yeşil kart sigortası ile teminat altına alınan … plaka sayılı araç ile Yunanistan ülke sınırları içerisinde iken tam kusurlu bir şekilde sebebiyet verdiği tek taraflı trafik kazasında vefat ettiği ve bu nedenle davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulundukları anlaşılmaktadır. Olayın oluş şekli bakımından taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davaya konu rizikonun yeşil kart sigortası teminatı kapsamında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Öncelikle, davalı taşıt bürosunun pasif husumet ehliyeti (taraf sıfatı) olup olmadığı hususunun irdelenmesi gerekmektedir. Türkiye Motorlu Taşıt Bürosunun görevleri arasında, üye sigortacılar tarafından düzenlenmiş yeşil kartı bulunan bir Türk plakalı aracın yeşil kart sistemine dahil diğer ülkelerde sebep olduğu zararları, üyelerinin katılımı ile kurulmuş olan Yeşil Kart Reasürans Havuzunun yöneticisi sıfatıyla, üyeleri adına gidermek yer almaktadır. Bir başka deyişle, yeşil kart poliçesi o ülkede düzenlenmiş zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi gibi kabul edilecektir. Buna göre yeşil kart sigortası anlaşmaya dahil birbirlerine seyahat edilecek ülkelerin zorunlu mali sorumluluk sigortalarını bir araya getiren üniform ve beynelminel bir sigorta poliçesi olarak tanımlanmaktadır. Ülkemizin de üyesi bulunduğu Avrupa Konseyi mensuplarının 20 Nisan 1959 tarihinde imzaladıkları “Beynelmilel Mecburi Mesuliyet Sigortasına Dair Avrupa Sözleşmesi” gereğince ülkemizde de tüzel kişiliği haiz Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği Motorlu Taşıt Bürosu kurulmuş olup Yeşil Kart sistemi uygulanmaya başlamıştır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/15698 Esas 2014/5046 Karar sayılı kararı ve benzer nitelikteki kararları) Somut olayda, yabancı ülkede meydana gelen tek taraflı trafik kazasında desteklerini kaybeden kişilerin Türkiye’de ikamet etmeleri nedeniyle ülkemiz taşıt bürosunun pasif husumet ehliyeti bulunmaktadır (Husumete ilişkin aynı yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/2587 Esas 2020/2024 Karar sayılı kararı). Diğer yandan, davaya konu trafik kazasının Yunanistan’da gerçekleşmiş olması nedeniyle uyuşmazlık, yabancılık unsuru taşımakta olup; kanunlar ihtilafına göre bir çözüme gidilmesi gerekmektedir. 5718 sayılı Yasa’nın 1. maddesinde yabancılık unsuru taşıyan özel hukuka ilişkin işlem ve ilişkilerde uygulanacak hukukun bu Kanuna göre belirleneceği, 2. maddesinde, hâkimin, Türk kanunlar ihtilâfı kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı hukuku resen uygulayacağı ve yetkili yabancı hukukun muhtevasının tespitinde tarafların yardımını isteyebileceği düzenlenmiştir. Davanın hukuki sebebi haksız fiil olup, anılan Kanunun 34/1. maddesinde, haksız fiilden doğan borçların, haksız fiilin işlendiği ülke hukukuna tabi olduğu, 2. fıkrasında ise haksız fiilin işlendiği yer ile zararın meydana geldiği yerin farklı ülkelerde olması hâlinde zararın meydana geldiği ülke hukukunun uygulanacağı açıklanmıştır. Somut olayda, kaza ve ölüm olayı, Ynanistan’da gerçekleşmiş ise de zarar gören davacıların 3. kişi konumunda olduğu ve Türkiye’de ikamet ettikleri, yansıma yoluyla görülen destekten yoksun kalma zararının Türkiye’de gerçekleştiği görülmektedir. Bu itibarla, uygulanacak hukuk milli hukuk olup mahkemenin buna ilişkin kabulünde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu itibarla kaza tarihi 26/06/2009 tarihi olup; kaza tarihindeki Yargıtay içtihadları ile ortaya konulan ilke ve kurallar ile 2981 sayılı Yasa hükümleri ve genel şartlar gereği değerlendirme yapılması gerekmektedir. Destek zararı, ölenin mirasçılarının (yakınlarının) zarara neden olanlardan talep ettikleri bir tazminattır. İşletenin (sürücünün) yakınlarının uğradıkları destek zararının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığı konusunda açık bir yasal düzenleme bulunmadığı gibi poliçe genel şartlarında da böyle bir kısıtlamanın olmadığı anlaşılmaktadır. O halde; işletenin ölümü nedeni ile onun desteğinden mahrum kalanların trafik sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilecekleri ilke olarak kabul edilmelidir. Nitekim ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında emsal olarak gösterilen karardan sonra verilen Hukuk Genel Kurulunun 14/03/2019 gün ve 2017/17-1089 Esas, 2019/294 Karar sayılı ilamında, işletenin ve şoförün, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup bu zarar gerek kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemeyeceğinden destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilebileceği kabul edilmiştir. (HGK’nın 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Kararı, HGK’nın 22.2.2012 gün, 2011/17-787 Esas 2012/92 Karar sayılı kararı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 08/12/2015 tarih, 2014/3061 Esas, 2015/13605 Karar sayılı kararları da aynı yöndedir.) Bu durumda, desteklik ilişkisi kanıtlansa dahi, sigortalı araç sürücünün mirasçıları tarafından destekten yoksun kalma zararı talep edilemeyeceğine ilişkin mahkeme kabülünde isabet bulunmamakatdır. O halde, desteklik ilişkisinin varlığı halinde asıl dava dosyası üzerinden alınan hesap raporu da gözetilerek birleşen dava dosyası yönünden aktüer hesap bilirkişisinden rapor alınıp, tarafların rapora yönelik itirazları varsa bunlar da giderildikten sonra dosya arasında bulunan İstanbul Anadolu 4. İş Mahkemesinin 2011/9 Esas 2014/55 Karar sayılı dosyası kapsamında kazanın trafik iş kazası niteliğinde olduğu ve davacı vekilinin beyanına göre gerçekleşen kaza nedeniyle ölüm aylığı bağlandığı karşısında, davacılara yapılan ödemenin rücuya tabi olup olmadığı, rücu istemli dava açılıp açılmadığı; bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin ne kadar olduğu hususlarının sorularak gerekirse belirlenecek tazminat miktarının mahsup edilmesi gerektiğinin düşünülmesi, işverene karşı açılan sözü geçen davada tazminata hükmedilmiş olması durumunda tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla karar verilmesi gerektiği gözetilerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-Davacılar vekilinin asıl dava dosyasına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine, 2-Davacılar vekilinin birleşen dava dosyasına yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kabulüne, birleşen dava dosyası üzerinden verilen kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 3-Peşin istinaf karar ve ilam harcının istek halinde istinaf kanun yoluna başvurana iadesine, 4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dair, davacılar ile … Sigorta AŞ’nin taraf olduğu asıl dava dosyasına ilişkin verilen Daire kararı bakımından kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde temyiz yasa yolu açık; davacılar ile Motorlu Taşıt Bürosunun taraf olduğu birleşen dosya yönünden verilen Daire kararı bakımından ise 6100 sayılı HMK’nın 7251/39 md. ile değişik 362/1-g maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliğiyle karar verildi. 05/10/2021