Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2757 E. 2021/1634 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2757
KARAR NO: 2021/1634
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/07/2018
NUMARASI: 2016/930 Esas – 2018/766 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 53/3. maddeleri kapsamında ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Emniyet müdürlüğünden celp edilen kayıtlara göre … plakalı motosikletin 27/11/2015 tarihinde davacı desteği …’a devredildiği genel şartlar C.4 maddesi gereği devirden itibaren 15 gün süresince dayanak sigorta poliçesi yeni işleten davacı desteği için de geçerli olsa da ölümlü kazanın meydana geldiği 15/03/2016 tarihinde bu süre dolduğundan davalı sigortanın davaya konu poliçeden kaynaklı sorumluluğu son bulmuş olmakla davanın reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde talep edilen tazminatın, … plakalı aracın önceki ve sonraki tescil sahibinden ari olmak üzere, olay günü aracın olaya karışması ve kaza neticesinde müvekkilin murisi …’ın vefatına dayandığını, kazanın gerçekleştiği günde, aracın şeklen ve hukuken sigortalı olduğunu, 3. kişiler uhdesinde doğacak zararlar yönünden sigorta poliçesinin geçerliliğinin, poliçenin son gününe yahut yeni işleten poliçe akdedene kadar davam etmekte olduğunu, müvekkilinin destekten yoksun kalmasının, 3. kişilerin uğradığı zararlar kapsamında olduğunu, bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 15/03/2016 tarihinde, davalı … nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı motosikletin davacının desteği (oğlu) …’ın sevk ve idaresinde iken gerçekleşen tek taraflı trafik kazası neticesinde, davacının desteği (motosiklet sürücüsü) …’ın vefat ettiği; davacı tarafça işbu davada destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunulduğu ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtilen gerekçe ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Somut uyuşmazlıkta, davalı nezdinde 24/04/2015 başlangıç ve 24/04/2016 bitiş tarihli ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı motosiklet 15/03/2016 tarihinde kaza yapmıştır. Davacının desteği …, motosikleti 27/11/2015 tarihinde satın almıştır. Satış işlemi sonrasında poliçe feshedilmemiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 23/03/2019 tarih, 2019/2687 Esas – 2019/6677 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, poliçe kaza tarihi itibariyle geçerli olmaya devam etmekte ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 95/2. maddesi gereğince işleten değişikliği nedeniyle poliçenin feshi hakkı doğması, zarar gören 3. kişilere karşı ileri sürülemez. Bir başka deyişle, kazaya karışan aracın kaza tarihi itibariyle davalı … nezdinde geçerli bir ZMSS poliçesi bulunduğundan davacının, davalı taraftan destekten yoksun kalma tazminatı talep etmeye hakkı bulunmaktadır. Mahkemece aldırılan 04/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacının talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatı miktarının 59.366,22 TL ve temerrüt başlangıç tarihinin 03/08/2016 olduğu mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporunun yapılan incelemesinde, raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, dosya kapsamına uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanısına varılmıştır. Buna göre, Mahkemece, bilirkişi raporunda belirtilen ve davacı tarafça HMK’nın 107. maddesi gereğince talep arttırım dilekçesi verilen 59.366,22 TL’lik destekten yoksun kalma tazminatının kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerinde görülerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davanın kabulü ile; 59.366,22 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 03/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 2-Davacı tarafça yatırılan 29,20 TL peşin ve 195,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 224,20 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.055,30 TL karar ve ilam harcından, davacı tarafça yatırılan toplam 224,20 TL harcın mahsubu ile 3.831,10 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ili Hazine’ye irat kaydına, 4-Davacı tarafından sarf edilen 29,20 başvurma harcı, 29,20 TL peşin harç, 195,00 tamamlama harcı, 45,50 TL posta masrafı, 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 998,90 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Kabul edilen tazminat miktarı üzerinden Dairemiz karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 8.517,61 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine, 6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
B-İstinaf İncelemesi Bakımından: 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 45,50 TL posta ve tebligat gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcı olmak üzere toplam 143,60 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.02/11/2021