Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2755 E. 2021/1063 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2755
KARAR NO: 2021/1063
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/05/2017
NUMARASI: 2013/14 Esas – 2017/544 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık, TBK’nın 54 ve 56.maddeleri kapsamında yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Maddi tazminat talebinin kabulü ile, 243.877,41 TL’nin davalı … şirketi yönünden 04.01.2013 dava tarihinden itibaren, diğer davalılar … ve … yönünden 03/07/2011 kaza tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinin 200.000 TL’lik sigorta limiti gözetilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile, davacı …’e verilmesine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, davacı … için 25.000 TL, davacı … için 12.500 TL, davacı … için 12.500 TL olmak üzere 50.000 TL manevi tazminatın 03/07/2011 kaza tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalı … ve …dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, aşan manevi tazminat talebinin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacılar vekili ile davalılar … ve … vekili istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilleri lehine verilen manevi tazminat miktarlarının çok düşük olduğunu, bu nedenle dava dilekçesindeki talepleri üzerinden manevi tazminatın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkillerinin avukatı Av. …’ün FETÖ’ye üyelikten tutuklanması nedeniyle dosyanın gereği gibi takip edilemediğini, duruşmaya mazeret sunulamadığını ve bu durum neticesinde müvekkillerinin büyük oranda hak kaybına uğradığını; kusur yönünden gerekli ve yeterli araştırmanın yapılmadığını, yaralanan …’in, restoranda sigortasız işçi olarak çalıştığı ve aylık 100,00 TL bahşiş ile birlikte ortalama 1.100,00 TL maaş aldığı dava dilekçesinde belirtildiğinden, tazminat hesaplamasının 1.100,00 TL üzerinden yapılması gerektiğini, yaralananın anne ve babası olan davacılar yönünden manevi tazminat verilmesinin haksız olduğunu, hükmedilen manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, ayrıca …’ın sırf araç sahibi olması sebebiyle sorumlu tutulmasının hakkaniyet ilkesiyle bağdaşmadığını belirtmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 24/05/2018 tarihli ve 2017/1407 Esas-2018/821 Karar sayılı kararıyla, davacılar ile davalı … için, istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve istinaf karar harcının yatırılması ve HMK’nın 344.maddesi gereğince işlem yapılması için dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince 29/08/2018 tarihli ara kararıyla; “İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 24.05.2018 tarih ve 2017/1407 esas 2018/821 sayılı kararı istinaf başvuru isteğinde bulunan davacılar Avukatı … ve davalılar … ve arkadaşları Avukatı …’ya tebliğe göndeilmiş, tebliğden itibaren bir haftalık kesin süre içinde istinaf harçlarının tamamlanması, aksi takdirde istinaf başvuru isteminden vazgeçilmiş sayılmasına karar verileceği hususu 28.06.2018 tarihinde davalılar Avukatı …’ya, 03.08.2018 tarihinde davacılar Avukatı …’a tebliğ olunmuş, verilen kesin süre içinde istinaf harçlarının tamamlanmadığı görülmüştür. Bu itibarla, davacılar Avukatı ile davalılar Avukatı tarafından verilen kesin süre içinde istinaf harçlarının yatırılmamış olması nedeniyle , davacılar ve davalılar Avukatının istinaf yoluna başvuru isteğinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varıldığından” gerekçesiyle, “Davacılar …, … ve … Avukatı … ve davalılar … ve … Avukatı …’ya verilen kesin süre içinde istinaf harçlarının yatırılmamış olması nedeniyle , HMK.nun 344 madde hükmü gereğince davacılar ve davalılar … ve … Avukatı tarafından istinaf yoluna başvuru isteğinden vazgeçmiş sayılmalarına,” karar verilmiştir. Davacılar vekili bu karara karşı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkeme tarafından verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, harcın tebliğ tarihinden itibaren bir haftalık süre içerisinde yatırılmasına ilişkin sürenin sona erme tarihinin 7 Eylül 2018 olduğunu, Mahkeme tarafından verilen 29/08/2018 tarihli karar ile harç yatırma haklarının engellenmiş bulunduğunu, kaldı ki istinaf dilekçesi verilirken yatırılmış olan harcın, en azından trafik kazasında ağır yaralanan malul kalan davacılardan …’in istinaf başvurusu açısından kabul edilmesi gerekirken bu harcın yatarılmış olmasının dahi Mahkeme tarafından yeterli görülmeyerek istinaf haklarının engellendiğini, bu nedenle ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. Davalı … vekili bu karara karşı istinaf başvuru dilekçesinde; İstanbul BAM 9. Hukuk Dairesinin ilamında, davalı … bakımından harçların tamamlanmasın karar verilerek dosyanın geri çevrildiğini ancak Mahkemenin ek kararında her iki davalı hakkında istinaf kanun yoluna başvuru isteğinden vazgeçildiğine dair karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu itibarla aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayan müvekkili davalı … bakımından, harç yatırıldığı dikkate alınarak istinaf incelemesi yapılması gerektiğini belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen 29/08/2018 tarihli ara kararında, davanın tüm taraflar yönünden istinaf kanun yoluna başvuru isteğinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilesi doğru olmamıştır. Çünkü davacılar vekili süresinde istinaf harçlarını yatırmıştır. Ayrıca davacılar vekiline, harcın yatırılması için çıkarılan davetiyenin adli tatil süresi içerisinde tebliğ edilmesine rağmen HMK’nın 104.maddesine aykırı davranılarak 29/08/2018 tarihinde ek karar ile, istinaf kanun yoluna başvurmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmesi de doğru değildir. Davalı … yönünden de gerekli harçlar 20/07/2017 tarihinde yatırılmıştır. Bir başka deyişle davalı … yönünden harçların yatırılması için geri çevirme kararı verilmiş, Mahkemece … yönünden gerekli harçların yatırılması için verilen kesin süreye rağmen harçların yatırılmaması nedeniyle sadece davalı … yönünden istinaf kanun yoluna başvurudan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmesi gerekirken, her iki davalı yönünden bu yönde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırılık teşkil etmiştir. Bu nedenle, İlk Derece Mahkemesinin 29/08/2018 tarihli ara kararının davacılar ile davalı …’a ilişkin kısmının kaldırılmasına ve esas yönünden istinaf incelemesinin yapılmasına karar verilmesi gerektiği kanısına varılmıştır. Dosya kapsamından, 03/07/2011 tarihinde, davalı … AŞ.’nin ZMS sigortacısı, davalı …’ın maliki ve davalı …’ın sürücüsü olduğu aracın yaya olan davacı …’e çarpması nedeniyle meydana gelen trafik kazası neticesinde, davacı …’in yaralandığı ve bedensel bütünlüğünün zedelendiği, Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 28/12/2015 tarihli raporunda, davacının yaralanmasının, %36.00 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve iyileşme geçici iş göremezlik süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceğinin mütalaa edildiği, işbu davada davacılar tarafından maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulduğu ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece karara dayanak yapılan 09/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda, kazanın meydana gelmesinde, 0.85 promil alkollü olan davalı sürücünün %100 oranında kusurlu olduğu ve davacıya atfı kabil bir kusur bulunmadığı; davacının 9 aylık geçici iş göremezlik tazminatının 6.061,34 TL, kalıcı güç kaybı tazminatının ise 249.938,75 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporunun yapılan incelemesinde, raporun, HMK’nın 279.maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, kusur yönünden kaza tespit tutanağındaki olgularla uyumlu, maddi zararın net asgari ücret üzerinden hesaplanmasının doğru olduğu, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanısına varıldığından, davalı … vekilinin kusur, zarar ve sorumluluk yönündeki istinaf iddia ve itirazları yerinde görülmemiştir. Davacılar vekilinin manevi tazminatın az; davalı … vekilinin manevi tazminatın fahiş olduğuna ilişkin itirazlarına gelince; kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacı …’in yaralanmasının niteliği ile maluliyet raporu, uğradığı ağır bedensel durum, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile TBK’nın 56.maddesinde düzenlenen manevi tazminat müessesesinin amacı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Mahkemece davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarlarının, manevi tazminat müessesesinin amacına ve hakkaniyet ilkesine uygun düşmediği ve az olduğu kanısına varılmıştır. Bu nedenle, davalı … vekilinin itirazının yerinde görülmeyerek; davacılar vekilinin itirazının ise yerinde görülerek takdiren davacı (yaralanan) … için 50.000,00 TL, davacı (yaralananın babası) … için 20.000,00 TL ve davacı (yaralananın annesi) … için 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-)Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, B-)Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-)Maddi tazminat talebinin kabulü ile, 243.877,41 TL’nin davalı … Şirketi yönünden 04/01/2013 dava tarihinden itibaren, diğer davalılar … ve … yönünden 03/07/2011 kaza tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinin 200.000 TL’lik sigorta limiti gözetilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e verilmesine, 2-)Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, davacı … için 50.000,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL olmak üzere 90.000,00 TL manevi tazminatın 03/07/2011 kaza tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalı … ve …dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, 3-)Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 22.807,00 TL harcın (davalı … şirketinin 16.569,26 TL’sinden sorumlu olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 4-)Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen maddi tazminat miktarı yönünden, İlk Derece Mahkemesi kararının verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 20.582,64 TL nispi vekalet ücretinin (17.950,00 TL’sinden davalı …’nin sorumlu olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 5-)Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen manevi tazminat davası yönünden, AAÜT gereğince 12.500,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, 6-)Davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden, reddedilen manevi tazminat miktarı (60.000,00) üzerinden, AAÜT gereğince hesaplanan 8.600,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalılar … ve …’a verilmesine, 7-)Bilirkişi ücreti olarak suç üstü ödeneğinden karşılanan 2.250,00 TL’nin 1.845,00 TL’sinden davalı …’nin sorumlu olacak şekilde davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına, 8-)Davacı tarafından sarfedilen 443,45 TL yargılama giderlerinin 301,79 TL’sinden davalı … AŞ.’nin sorumlu olacak şekilde davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 9-)Davalılar … ve … tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 10-)Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
C-)İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN: 1-)Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-)Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 20.074,76 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 5.018,69 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 15.056,07 TL karar ve ilam harcının davalı … ‘dan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 3-)İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 177,8 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, 4-)İstinaf aşamasında davalı … tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının davalının üzerinde bırakılmasına, 5-)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 6-)İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, maddi tazminat yönünden; HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık; davacıların her biri için hükmedilen manevi tazminat miktarları ayrı ayrı dikkate alınarak, manevi tazminatlar yönünden, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/07/2021