Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2731 E. 2021/1330 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2731
KARAR NO: 2021/1330
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/05/2018
NUMARASI: 2014/925 (E) 2018/360 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 05/10/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/08/2009 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davalıların sürücüsü, işleteni ve farklı poliçelerle sigortacısı oldukları … plakalı tur otobüsünün, müvekkilleri olan… ve oğlu …’e çarptığını belirterek maddi tazminatla birlikte müvekkillerinden… için 50.000,00 TL, eşi … için 25.000,00 TL, oğlu … için 25.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar davanın reddini talep etmişlerdir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davalı …, davalı … Sigorta AŞ, davalı … Şirketi ve SGK yönünden davanın atiye bırakılmış olması sebebiyle, bu davalılar yönünden davanın açılmamış sayılmasına; davalı … Sigorta AŞ ve … Sigorta AŞ yönünden ise davanın feragat nedeniyle reddine; davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacı … için 30.000,00 TL, davacı … için 15.000,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 11/08/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Şirketinden alınarak bu davacılara verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı … Şirketi vekili vermiş olduğu istinaf dilekçesinde özetle, davacı … haricinde kalan diğer davacılar bakımından hükmedilen manevi tazminatın hukuki dayanağının bulunmadığını, hükmedilen manevi tazminat tutarlarının fahiş olduğunu, davacıların Rus vatandaşı ve Rusya’da yaşadıkları göz önünde bulundurulduğunda TL üzerinden hükmedilen tazminat tutarlarının Rubleye çevrilmesi halinde yüksek bir tazminata hükmedilmiş olduğunun daha rahat anlaşılabileceğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İstinafa konu uyuşmazlık manevi tazminata ilişkindir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan BK’nın 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara uğrayan kişiye aittir. Ancak cismani zarar kavramına ruhsal bütünlüğünün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği, (BK’nın 46 ve 47) bu maddelerde sadece maddi sağlık bütünlüğünün değil, ruhsal ve sinirsel bütünlüğün de korunduğu doktrinde ve Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir. Diğer yandan cismani zarara uğrayan davacının yakınlarının da zararın ağırlığına göre yansıma yoluyla değil, doğrudan doğruya zarar gördüklerinin kabul edileceği ve bu nedenle manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmektedir. (Yargıtay 4. HD 2007/13559E. 2008/8371K. sayılı kararı ve benzer nitelikteki diğer kararları) Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre davaya konu trafik kazasında davacılardan …, %55 oranında malul kalacak şekilde yaralandığı, diğer davacı …’un ise her iki alt bacakta yaygın dermabrazyonlar, multipkesikler, yara bakımı sonrası çekilen grafilere göre sağ ayak 4. metatars kırığı + bilateral ayak ve kural bölgede doku travması şeklinde yaralandığı, kazanın gerçekleşmesinde davalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu ve davacılara atfı kabil kusur bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda davacıların gerek kendi yaralanmaları bakımından manevi tazminata hükmedilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Kazaya karışmayan ve eşinin yaralanması nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunan davacı koca bakımından ise eşinin bu derecede kazaya uğraması karşısında, ruhsal bütünlüğünün ağır biçimde ihlal edildiği ve yansıma yoluyla değil, doğrudan zarara maruz kaldığının kabulü gerekir. Davacı vekilinin, davacı koca ve çocuk yönünden hükmedilen manevi tazminatların hukuki dayanağının bulunmadığına ilişkin istinaf itirazında isabet bulunmamaktadır. Manevi tazminat tutarına ilişkin yapılan değerlendirmede ise; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, manevi tazminatın takdirinde maluliyet durumu ve oranı, yaralanma biçimi ve kusur durumu gibi özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre davalı vekilinin manevi tazminatın yüksek takdir edildiğine ilişkin istinaf itirazlarının da yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile, 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı … Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Alınması gereken 4.440,15 TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.111,00 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 3.329,15 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına,3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, ihtiyari dava arkadaşı konumundaki her bir davacı yönünden objektif dava birleşmesi teşkil eden davalarda davalı aleyhine hükmedilen miktarlar gözetilerek 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle karar verildi. 05/10/2021