Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/273 E. 2019/787 K. 23.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/273
KARAR NO : 2019/787
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/11/2017
NUMARASI : 2017/6178 D.İş
DAVANIN KONUSU: Hasar Tazminatı
KARAR TARİHİ : 23/12/2019
İstanbul Anadolu 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yukarıda yazılı değişik iş karar sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti’nin 30/10/2017 gün 2017/İHK-4297 sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Başvuran …. vekili; davalı kasko şirketine sigortalı bulunan araç sürücüsünün gerçekleştirdiği tek taraflı trafik kazasında hasara uğradığını, sigortalı araç sürücüsünün alkollü olduğundan bahisle tazminat ödemesinin yapılmadığını belirterek 60.000,00 TL’sı hasar bedeli ile ekspertiz ücreti bedelinden oluşan tazminatın davalı kasko şirketinden tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı sigorta şirketi vekili; kaza sırasında araç sürücüsünün yasaklanan miktarın üzerinde alkollü olduğunu ve bu nedenle kazanın teminat dışı kaldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Uyuşmazlık hakem heyeti tarafından yapılan tahkikat neticesinde tek bir nörolog bilirkişiden alınan rapor doğrultusunda kazanın yasal sınırın üzerinde alkollülük nedeniyle gerçekleşmiş olduğundan bahisle başvurunun reddine dair verilen karara vaki itiraz üzerine itiraz hakem heyeti tarafından aynı gerekçelerle itirazın reddine karar verilmiştir. Dava, davalı sigorta şirketine kasko sigortasıyla sigortalı bulunan araç sürücüsünün tek taraflı gerçekleştirdiği trafik kazası neticesinde araçta meydana gelen hasarın tazmini istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre kazanın, araç sürücüsünün dönüş yapmak için kararsız kalıp son anda sola manevra yaptığı sırada orta refüj bariyere çarpması sonucunda gerçekleştiği, araç sürücüsünün kazadan sonra 0,45 oranında alkollü olduğu, bu alkol oranı üzerinden kaza saatine göre yapılan hesaplamada kaza sırasında 0,53 promil alkollü olduğu anlaşılmaktadır.Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında ve konuya ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 13.05.2015 tarih ve 2013/17-2156 E. ve 2015/1338 K. ve 26.02.2014 tarih ve 2013/17-626 E. 2014/146 K. sayılı kararları uyarınca, sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, nöroloji uzmanı ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması gerekmektedir.Bir başka ifadeyle bu türden açılan davalarda sürücünün yasal sınırın üzerinde alkollü olması, yalnız başına hasarın teminat dışında kalmasını gerektirmez. Kazanın salt alkolün etkisi altında oluşup oluşmadığının saptanması gerekir.Bununla birlikte Yargıtay 2011/4080-2011/11508 E.-K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere; kazaya karışan 3. kişiye ait araç sürücüsünün kusurlu olmasının, alkolün münhasırlığını ortadan kaldırdiği kabul edilmektedir.
Bu nedenle, araç sürücüsünün yasal sınırın üzerinde alkollü olmasının, hasarın teminat dışında kalması bakımından yeterli olduğuna ilişkin itiraz hakem heyeti kabulünde isabet bulunmamaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda trafik bilirkişi bulunmadığı gibi nörolog bilirkişi tarafından raporda ortaya konulan “sürücü alkol almamış olsaydı kazadan kaçınma yönünde tedbir alma olasılığının daha yüksek olacağı” şeklindeki tespit ve değerlendirme, kazanın munhasıran alkolün etkisiyle meydana gelmiş olduğu sonucuna varılmasını gerektirmemektedir.Yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Bu durumda, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında olup olmadığı üzerinde durularak, İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü gibi kuruluşlardan seçilecek trafik bilirkişileri ile yeni bir nörolog bilirkişiden oluşturulacak bilirkişi kurulundan, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka unsurların da kazada etkili olup olmadığının tespiti hususlarında ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi amacıyla itiraz hakem heyeti kararının kaldırılmasına, tahkime ilişkin yargılamanın yeniden yürütülmesi için dosyanın itiraz hakem heyetine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a/6. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin KABULÜNE,2-Yukarıda tarih ve numarası belirtilen İtiraz Hakem Heyeti KARARININ KALDIRILMASINA,3-Tahkim başvurusunun yeniden görülmesi için dosyanın KARARI VEREN HAKEM HEYETİNE GÖNDERİLMESİ AMACIYLA SAKLAMA KARARINI VEREN MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 4-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf karar harcı alınmışsa İADESİNE Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353. maddesi gereğince kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.23/12/2019