Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2729 E. 2021/1331 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2729
KARAR NO: 2021/1331
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/05/2018
NUMARASI: 2014/1589 (E) 2018/484 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 05/10/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 31/07/2012 tarihinde, müvekkillerinin babası ve eşi olan …’in sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile dava dışı araç sürücüsü … idaresindeki otomobilin çarpıştıklarını, çarpışma sonucu müvekkillerinin mürisinin vefat ettiğini, belirterek fazla ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla davacı … için 1.000,00 TL, davacı … için de 1.000,00 TL desteklen yoksun kalma tazminatının kazaya karışan araçların trafik sigortacısı olan davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta vekili davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Sigorta vekili davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davalı … Sigorta A.Ş. ( … Sigorta A.Ş. ) ve davacılar arasında sulh sözleşmesi imzalandığından … Sigorta A.Ş. yönünden karar verilmesine yer olmadığına; Davalı … Sigorta A.Ş. yönünden ise, 73.954,33 TL’nin davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak davacı …’e verilmesine, hükmedilen miktara 18/07/2014 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, 4.852,55 TL’nin de davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak davacı …’e verilmesine, hükmedilen miktara 18/07/2014 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.Karara karşı davalı … Sigorta AŞ vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde özetle, davacının desteği olan araç sürücüsünün kazanın gerçekleşmesinde tam kusurlu olması nedeniyle rizikonun teminat kapsamından olmadığını, 01/11/2017 tarihli Hukuk Genel Kurulu kararının da bu yönde olduğunu, kabul şekli bakımından da davacılardan …’in olay tarihinde 23 yaşında olup reşit olduğu, desteğe muhtaçlığından söz edilmesinin mümkün olmadığını, yine diğer davacı …’in 42 yaşında olup, yeniden evlenme ihtimalinin bulunduğunu, bu nedenle desteğe muhtaçlık durumunun bu kıstaslara göre hesaplanması gerektiğini, başkaca kurumlardan gelir elde edilip edilmediği hususunun araştırılmadığını, dava öncesinde sigortaya müracaatın bulunmadığını, temerrüt durumunun da söz konusu olmadığını, faiz başlangıç tarihinin hatalı olarak belirlendiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Kazaya karışan dava dışı araç sürücüsü …’nin sevk ve idaresindeki aracın sigortacısı olan davalı … Sigorta AŞ’nin kusuruna isabet eden zarar miktarı yönünden vaki sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve bu davalı yönünden karar istinaf edilmeyerek kesinleşmiş bulunmaktadır. İstinafa konu uyuşmazlığa ilişkin dava ise, … plaka sayılı motosiklet sürücüsünün kusurlu bir şekilde gerçekleştirdiği trafik kazası neticesinde vefat etmesi nedeniyle, mezkur aracın trafik sigortacısı olan davalı … Sigorta AŞ’den talep edilen destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Trafik sigortasına ilişkin yeni genel şartların yürürlük tarihinden önce gerçekleşen (31/07/2012) kaza tarihindeki Yargıtay içtihadları ile ortaya konulan ilke ve kurallar ile 2981 sayılı Yasa hükümleri ve genel şartlar gereği değerlendirme yapılması gerekmektedir. Destek zararı, ölenin mirasçılarının (yakınlarının) zarara neden olanlardan talep ettikleri bir tazminattır. İşletenin (sürücünün) yakınlarının uğradıkları destek zararının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığı konusunda açık bir yasal düzenleme bulunmadığı gibi poliçe genel şartlarında da böyle bir kısıtlamanın olmadığı anlaşılmaktadır. O halde; işletenin ölümü nedeni ile onun desteğinden mahrum kalanların trafik sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilecekleri ilke olarak kabul edilmelidir. Nitekim davalı tarafın dayandığı karardan sonra verilen Hukuk Genel Kurulunun 14/03/2019 gün ve 2017/17-1089 E, 2019/294 K sayılı ilamında, işletenin ve şoförün, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup bu zarar gerek kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemeyeceğinden destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilebileceği kabul edilmiştir. (HGK’nın 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Kararı, HGK’nın 22.2.2012 gün, 2011/17-787 Esas 2012/92 Karar sayılı kararı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 08/12/2015 tarih, 2014/3061 Esas, 2015/13605 Karar sayılı kararları da aynı yöndedir.) Bu itibarla destekten yoksun kalma tazminatının koşullarının oluşmadığına dair istinaf itirazında isabet bulunmamaktadır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarına göre yüksek öğrenim görme durumu bulunmayan halde, kız çocuklarının 22 yaşına kadar, erkek çocuklarının 18 yaşına kadar; yüksek öğrenim gören ya da görme ihtimali bulunan çocukların ise 25 yaşına kadar destek alacağı dikkate alınarak destek tazminatı hesaplanması gerekmektedir. Ancak, somut gerçekliğin bulunduğu durumda varsayımlara dayalı olarak hesaplama yapılmaması gerektiği kabul edilmektedir. Rapor tarihi itibarıyla davacılardan …’nın henüz evlenmemiş oluşu itibarıyla rapor tarihine en yakın yaşı olan 24 yaşına kadar hesaplama yapılmış olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Diğer yandan müteveffanın eşi olan … bakımından rapor tarihindeki yaşı gözetilerek evlenme ihtimalinin %2 oranında alınmış olması ve ayrıca, davalı sigorta şirketi bakımından sigortaya yapılan başvuru tarihinden 8 gün sonrası için faiz başlangıç tarihinin belirlenmiş bulunmasında ve kazanın trafik iş kazasını ilgilendiren bir yanı olmaması nedeniyle, gelir bağlanıp bağlanmadığı hususunun araştırılmamış olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi hükmü uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 5.051,82 TL harçtan peşin alınan 802,50 TL’nin mahsubundan sonra kalan bakiye 4,249,32 TL harcın davalı … Sigorta AŞ’den tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, her bir davacı bakımından davalı aleyhine hükmedilen miktarlar ayrı ayrı gözetilmek suretiyle 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle karar verildi. 05/10/2021