Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2719 E. 2021/1010 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2719
KARAR NO 2021/1010
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ 06/06/2018
NUMARASI : 2015/73 (E) 2018/525 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ 24/06/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekil; davalıların sürücüsü işleteni ve trafik sigortacısı oldukları … plakalı araç ile müvekkilinin içerisinde bulunduğu … plaka sayılı aracın çarpışması neticesinde meydana gelen kazada, müvekkilinin kafa travmasına bağlı beyin kanaması geçirdiğini belirterek şimdilik 1.000-TL gelir kaybı, 1.000,00 TL sürekli maluliyet zararı olmak üzere toplam 2.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan; 20.000,00 TL manevi tazminatın ise … ve … tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar davanın reddini talep etmişlerdir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, maddi tazminat davasının kabulüyle, 9.324,70 TL tazminatın (Mapfre sigortadan temerrüt tarihi 11/12/2014 tarihinden, diğer davalılardan kaza tarihi olan 12/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarla yasal faizi ile birlikte) davalılardan tahsil edilerek davacıya verilmesine, manevi tazminat davasında ise davanın kısmen kabulüyle, 5.000,00 TL tazminatın … ve … ’tan olacak şekilde 12/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsil edilerek davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafından tedavisinin devam ettiği, tazminat miktarlarının az olduğu, maluliyeti bulunmadığına dair Adli Tıp Kurumu raporunu kabul etmediği ve bu konunun yeniden araştırılması gerektiği gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Karara karşı davalı sigorta şirketi vekili, geçici iş göremezlik tazminatının teminat dışı olduğu, davacı vekille temsil edilmemesine rağmen vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı, kalıcı iş göremezlik tazminatı reddedilmesine rağmen vekalet ücretine hükmedilmemesinin de doğru olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun değerlendirilmesi;Dosyada mübrez Adli Tıp Kurumunun 3. İhtisas Dairesinin 10/08/2016 tarihli raporunda, davacıdaki yaralanmanın araz bırakmadan iyileştiği ve maluliyetine mahal bulunmadığı kanaatinde bulunulduğu, davacı tarafından yeniden rapor alınmasını gerektirir nitelikte bir itiraz ileri sürülerek mahkemede kanaat uyandırılmamış olması nedeniyle, Dairemizce de usul ve yasaya uygun görülen bu rapor doğrultusunda karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacının geçici iş göremezlik süresi 6 ay olup, ilk derece mahkemesince kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 5.000,00 TL manevi tazminat takdir edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, manevi tazminatın takdirinde BK’nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak kaza tarihindeki paranın alım gücü ile hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre, bu yöne ilişkin istinaf itirazında da isabet bulunmamaktadır.2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi;Davacı taraf yargılama aşamasında vekille temsil edilmiş olmakla, vekil azledilmiş veya istifa etmiş olsa bile, davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmektedir.Diğer yandan, davacı taraf, toplam 2.000,00 TL tazminat talebinde bulunup, bu talebini ıslahen artırmış bulunmaktadır. Başlangıçta talep edilen tazminat miktarının içerisinde kalıcı maluliyet isteminde bulunulmuş olması, davanın kısmen kabul sonucunu doğurmaz. Bu yöne ilişkin istinaf itirazında da isabet bulunmamaktadır. Her ne kadar yeni genel şartların A.5.b. maddesinde, tedavi süresine ilişkin geçici bakıcı gideri ve çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderlerin, sağlık giderleri teminatı kapsamında olduğu ve bu teminatın da Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda kaldığı, bu nedenle sigorta şirketlerinin sorumluluğunun bulunmadığı açıklanmış ise de; 6111 sayılı yasa ile değişik 2918 sayılı Yasanın 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacak tedavi giderleri arasında geçici işgöremezlik ve geçici bakıcı gideri tazminatı sayılmamıştır. Bu durumda, Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğu, alt norm düzeyindeki genel şartlar ile genişletilemiyeceğinden ötürü sözü geçen ilgili genel şart hükmünün uygulanma kabiliyeti bulunmamaktadır. Bu itibarla, sigorta şirketlerinin geçici iş göremezlik zararından sorumluluğu devam etmektedir. Bu yöne ilişkin mahkeme kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. madde hükmü uyarınca davacı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/3. madde hükmü uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,3-Davalı vekilinin reddedilen istinaf başvurusu yönünden İstinafa konu miktar üzerinden hesaplanan 636,97 TL istinaf harcından peşin olarak alınan 35,90 TL harcın mahsubundan sonra kalan 601,07 TL harcın karar davalı sigorta şirketinden tahsil edilerek HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 4-Davacı bakımından alınması gereken istinaf karar harcı peşin yatırılmış olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda manevi tazminat davasında kabul ve reddedilen miktarlar gözetilerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden KESİN; maddi tazminat davası bakımından ise davalı aleyhine hükmedilen miktar nazara alınarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince KESİN ; davacı açısından ise fazlaya ilişkin saklı tutulan haklar bakımından kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/06/2021