Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2675 E. 2021/882 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2675
KARAR NO: 2021/882
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/03/2018
NUMARASI: 2014/552 Esas – 2018/185 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Hayat Sigortası Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/06/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Dava ve uyuşmazlık, hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminatın tahsili istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacıların murisi ile dava dışı … A.Ş arasında akdedilen konut kredisi sözleşmesine istinaden davalı şirket tarafından davacıların murisi …’a 31/10/2010 başlangıç ve 31/10/2020 bitiş tarihli … poliçe numaralı … Sigortası yapıldığı, davacıların murisinin 15/10/2013 tarihinde akciğer kanseri sebebiyle vefat ettiği, davacıların murislerinin vefatından sonra da anılan konut kredisi taksitlerini ödemeye devam ettikleri, akabinde 03/01/2014 keşide tarihli ihtarneme ile davalı şirkete başvurarak vefat teminatının kendilerine ödenmesini yahut konut kredisinin kalan borçlarının teminat tutarından kapatılmasını ve arta kalan kısmın kendilerine ödenmesini talep ettikleri, davalı şirketin 20/03/2014 tarihli cevap yazısında davacılara, dayanak hayat sigortasının 2011/2012 yılları primlerinin ödenmemesi sebebilye poliçenin 01/01/2013 tarihinde iptal edildiğini bildirerek talebi reddettiği anlaşılmıştır. Dava dışı … A.Ş nin 28/01/2016 tarihli müzekkere cevabından; konut kredisi borcunn tamamen ödendiği, dava dışı bankanın daini mürtehin hakkının sona erdiği ve davacıların aktif husumetinin bulunduğu anlaşılmıştır. Davalının dava konusu sigorta poliçesinin sigorta ettiren … A.Ş ye yapılan ihtara rapmen primlerin ödenmediğinden bahisle kendiliğinden fesholunduğu iddiası yönünden yapılan değerlendirmede; dosya içeriği delillerden anlaşıldığı ve 11/11/2016 teslim tarihli bilirkişi heyet raporunda da belirtildiği üzere dava dışı bankaya usulüne uygun yapılmış bir ihtar bulunmadığı, ihtarın dava dışı banka yerine … isimli bir şahsa yapıldığı, bu haliyle … Sigortası Gnel Şartlarının C.1 maddesinde aranıldığı türde bir ihbar/ihtarın varlığından ve poliçenin kendiğinden iptal olunduğundan bahsedilemeyeceği kanaatine varılmıştır. Davalının, davacıların murisinin mevcut hastalığını bildirmemesi nedeniyle, poliçe ve tgenel şartlar kapsamında vefat teminatı talep koşullarının oluşmadığı yönündeki savunması açısından değerlendirme yapılabilmesi için; davacıların murisine ait tedavi kayıtları SGK’dan celp edilmiş, yine … Hastane’sinden davacıların murisine ait tedavi evrakları celbedilmiş, İstanbul Güngören Toplum Sağlığı Merkezi tarafından tanzim edilen 05/11/2013 tarihli ölüm belgesi incelenmiştir. Anılan ölüm belgesinde davacıların murisinin 15/10/2013 tarihinde akciğer kanserinden vefat ettiğinin, hastalığın başlangıcından ölüme kadar geçen yaklaşık sürenin dokuz ay olduğunun tespit edildiği görülmüştür. Davacıların murisinin 2007 yılından itibaren tüm SGK kayıtları 07/12/2010 ve 05/09/2012 yılları arasında tedavi kaydının olmadığı, 07/12/2010 tarihli tedavi kaydının … Hastane’sinde olduğu görülmüştür. … Hastane’sinden celbedilen davacıların murisine ait tedavi evraklarının incelenmesinde ise kanser tanısı görülmemiştir. Bu haliyle davacıların murisinin hayat sigoprtası başvuru tarihinden en az iki yıl sonra ortaya çıktığı dosya kapsamı delillerden anlaşılan akciğer kanseri hastalığını bildirmediği hususundaki davalı savunmasına itibar edilmemiştir. İncelenen … numaralı poliçeden 31/12/2012-31/12/2016 tarihleri arasında vefat teminatı tutarının 60.000,00-TL olduğu görülmüştür. Yukarıda izah edilen gerekçelerle, incelenen mirasçılık belgesinden davacıların …’un yasal mirasçıları oldukları ve vefat teminatı koşullarının oluştuğu,” gerekçesiyle, “Davanın kısmen kabulü ile 60.000,00 TL hayat sigortası teminat alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara miras payları oranında verilmesine, Çanakkale … Noterliğinin 19/12/2013 tarih ve … yevmiye numaralı verasatnamesinin iş bu kararın eki sayılmasına,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacıların murisi ile müvekkili şirket arasında 31/10/2010 başlangıç tarihli ve 10 yıl süreli azalan teminatlı hayat sigortası akdedildiğini, davacıların murisinin 15/10/2013 tarihinde vefat ettiğini, davacılar tarafından 03/01/2014 tarihinde müvekkili şirkete noter marifetiyle, tazminatın ödenmesi için ihtar gönderilmiş ise de, müvekkili şirket tarafından sigorta poliçesinin primlerinin ödenmediği için feshedildiği cihetiyle tazminat ödenmesinin kabul edilmediğini, bunun üzerine davacıların işbu davayı açtıklarını, müvekkili şirket tarafından yapılan araştırmada müteveffanın primlerini ödemediğinin tespit edilmesi üzerine, müvekkili şirket tarafından 29/04/2013 tarihinde, ödenmemiş primlerin bulunduğu, bir ay içerisinde ödemedikleri takdirde sigorta poliçesinin iptal edileceğini belirten bir ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin 29/04/2013 tarihinde sigorta ettiren olarak görünen … AŞ.’ye yapıldığını, ihtarnamenin mevzuata uygun yapıldığını, Yerel Mahkeme tarafından, beyan yükümlülüğü ve müterafik kusur yönünden eksik inceleme yapıldığını, davacıların murisinin hastalığının, hayat sigortasına başvuru tarihinden itibaren iki yıl sonra çıktığının Yerel Mahkeme tarafından kabul edildiğini, bu hastalığın tedavi süresinin dokuz ay sürdüğünü, bu hususun müteveffa tarafından müvekkili sigorta şirketine bildirilmemesinin beyan yükümlülüğüne aykırı olduğunu, müteveffanın beyan yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılmamasının hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan 07/11/2016 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; taraflarca, primlerin, sigorta ettiren Banka tarafından değil, sigortalı tarafından ödeneceğinin kabul ve bunun hayat sigortası başvuru formuna derç etmiş olmaları, buna bağlı olarak artık, … Sigortası Genel Şartları C.1 maddesine göre yapılması gereken prim ödeme ihbarının, sigorta ettiren bankaya değil, poliçeye göre primleri ödemesi gereken sigortalıya yapılmasının gerektiği, sigortalıya yapılmış bir prim ödeme ihbarının bulunmadığı; Mahkemece aksi görüşte olunması halinde dahi, davalı Sigorta Şirketi tarafından, Sigorta Genel Şartları’nın C.1 maddesine göre yapıldığı iddia edilen prim ödeme ihbarının sigorta ettiren … AŞ.’ye değil …’a keşide edilmesi nedeniyle Genel Şartları’n C.1 maddesinin aradığı şekilde sigorta ettirene yapılmış bir ihtardan söz edilemeyeceği, bu halde davalı Sigorta Şirketi’nin poliçe primlerinin ihtara rağmen ödenmemesi nedeniyle fesih olunduğu savunmasının yerinde olmadığı; daini mürtehin … AŞ. Bahçekapı Şubesi (poliçede Mercan Şubesi) tarafından mahkemeye gönderilen 28/01/2016 günlü cevabi yazıda, müteveffaya ait konut kredisi borcunun ödendiği bildirildiğinden, daini mürtehin hakkının kendiliğinden son bulmuş olması nedeniyle davalı Sigorta Şirketi’nin, davacıların aktif husumet ehliyetlerinin olmadığı yönündeki savunmasının yerinde olmadığı; Güngören Toplum Sağlığı Merkezi tarafından sigortalı … mirasçıları için tanzim edilen 05/11/2013 günlü ölüm belgesinde, ölüm nedeni olarak gösterilen akciğer kanserinin ölümden yaklaşık 9 ay önce (2013 yılı içinde) başladığı, sigortalının hayat sigortası başvurusunun ise 29/12/2012 günü olduğu, bu nedenle davalı Sigorta Şirketi’nin, sigortalının, sigorta sözleşmesi kurulurken beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığı yönündeki savunmasına katılmanın mümkün olmadığı; davanın kabulü halinde, davacıların poliçede 31/12/2012 ve 31/12/2013 arası için verilen 60.000,00 TL’lik teminatı talep edebilecekleri, bu bedele Hayat Sigortası Genel Şartları’nın B maddesine göre, davacıların, davalı Sigorta Şirketi’ne, Bakırköy … Noterliğinden keşide ettikleri 03 Ocak 2014 gün ve 200 yevmiyeli ihtarının tebliğ takibini takip eden 10.günden itibaren, ihtar davalı sigortalıya tebliğ edilememiş ise davalı Sigorta Şirketi’nin ret tarihi olan 20 Mart 2014 tarihinden itibaren faiz talep edebilecekleri mütalaa edilmiştir. Bilirkişi kurulu raporunun yapılan incelemesinde, raporun, HMK’nın 279.maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, davalı sigorta şirketinin istinaf başvurusundaki tüm iddia ve itirazlarının irdelendiği ve değerlendirildiği, raporun dosyadaki bilgi ve belgelere uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanısına varılmıştır. Mahkemece de, bu minvalde davanın kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve yasa açısından herhangi bir hata bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerinde görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 4.098,60 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.025,00 TL karar ve ilam harcı mahsup edilerek bakiye 3.073,6 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye verilmesine, 3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.03/06/2021