Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2667 E. 2021/1633 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2667
KARAR NO: 2021/1633
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2017
NUMARASI: 2016/776 Esas – 2017/1034 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 53/3. ve 56/2. maddeleri kapsamında ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Davacıların, davalılar aleyhine açtığı maddi tazminata ilişkin davanın reddine, davacıların, davalılar … ve … aleyhine açtığı manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile her bir davacı için ¨10.000’er olmak üzere toplam ¨40.000 manevi tazminatın kaza tarihi olan 31/08/2014 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan tahsili ile davacılara verilmesine, davacıların manevi tazminat ile ilgili fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, davacılar kendilerini bir vekil ile temsil ettirdikleri anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ¨4.750,00 ücreti vekaletin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, (Manevi Tazminat ile ilgili olarak), davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdikleri anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre reddedilen miktar üzerinden hesap edilen ¨4.750,00 ücreti vekaletin davacılardan tahsili ile davalılar … ve …’e verilmesine, (Manevi Tazminat ile ilgili olarak) ” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı … vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin, yaya trafiğine kapalı olan bir yolda normal bir hızla seyir halinde iken, aracının önüne, başka bir aracın çarpması neticesinde yere düşen müteveffa …’ın çıktığını, olayda müvekkilinin kullandığı aracın hızının, trafik kurallarına uygun olduğunun açıkça vurgulandığını, buna rağmen raporda, müvekkilinin etkili fren ve direksiyon tedbirine başvurmadığı belirtilerek, kendisine %10 tali kusur verildiğini, belirlenen bu kusur oranının hiçbir yasal dayanağının bulunmadığını, davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarlarının fahiş ve müvekkili lehine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 31/08/2014 tarihinde, davalı sürücü …’ın kullandığı … plakalı aracın, Esenyurt istikametinden üniversite istikametine seyir ederken … Bulvarı ile … Sokak kesişim kavşağında, D-100 istikametinden gelerek … istikametine geçmek isteyen yaya …’a, aracının sağ dikiz aynası ve sağ çamurluk kısımları ile çarptığı, çarpmanın etkisiyle yayanın yere düştüğü esnada geriden gelen ve sürücüsü davalı … olan … plakalı aracın, yayanın üstünden geçmesi nedeniyle meydana gelen trafik kazası neticesinde, davacıların anneleri olan …’ın vefat ettiği; bu olay nedeniyle davacıların işbu davada her bir davacı için, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması kaydıyla 2.500,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 25.000,00’er TL manevi tazminat talebinde bulundukları ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece karara dayanak yapılan 03/09/2017 tarihli bilirkişi raporunda; kazanın meydana gelmesinde, müteveffa (yaya) …’ın %60 oranında asli kusurlu, … plakalı aracın sürücüsü davalı …’ın %30 oranında tali kusurlu, … plakalı aracın sürücüsü davalı …’in ise %10 oranında tali kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporunun yapılan incelemesinde, raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, ceza dosyasındaki ATK raporu ve ceza mahkemesi kararıyla örtüştüğü anlaşıldığından, bu yöne ilişkin iddia ve itiraz yerinde görülmemiştir. Kazanın oluş şekli, kusur oranları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarlarının, TBK’nın 56/2. maddesinde düzenlenen manevi tazminat müessesesinin amacı ile hakkaniyet ilkesine uygun ve makul olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle; bu yöne ilişkin itiraz da yerinde görülmemiştir. Davalı vekili her ne kadar, reddedilen manevi tazminat miktarı nedeniyle müvekkili lehine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu iddia etmiş ise de; AAÜT’nin 10/2. maddesine göre; manevi tazminatın kısmen reddine karar verilmesi halinde, davalı taraf için belirlenecek vekalet ücreti, davacı taraf için belirlenen vekalet ücretini geçemez. İlk Derece Mahkemesince de bu hüküm dikkate alınarak davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir. Bu nedenle, bu yöne ilişkin iddia ve itirazda da isabet bulunmamaktadır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 2.732,40 TL harçtan, peşin alınan 683,10 TL’nin mahsup edilerek bakiye 2.049,30 TL karar ve ilam harcının davalı …’den tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 3-Davalı …’in istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.02/11/2021