Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2664 E. 2021/1538 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2664
KARAR NO: 2021/1538
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/05/2018
NUMARASI: 2016/1119 (E) 2018/459 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi tazminat
KARAR TARİHİ: 27/10/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişikindir. İlk Derece Mahkemesince; davacılar … ve … tarafından açılan davanın reddine, davacı …’nın davasının kabulüne, 52.930,04 TL tazminatın davalıdan tahsiline hükmolunmuştur. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı … Sigorta AŞ vekili dilekçesinde özetle; hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporunun hatalı olduğunu, zira hesaplamanın TRH ölçütlerine göre yapılması gerekirken PMF ölçütlerine göre yapıldığını, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında 1/6/2015 tarihinde yapılan değişiklikten sonra düzenlenen poliçeler bakımından TRH ölçütlerinin esas alınması gerektiğini, ayrıca 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 90’ncı maddesinde yapılan değişiklikle tazminat hesaplarında genel şartların esas alınacağının belirtildiğini belirterek ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından, dava dışı sürücü …’in yönetimindeki, davalı sigorta şirketi tarafından Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortalı … plakalı otomobilin, 2/5/2016 günü davacıların desteği olduğu ileri sürülen …’ya çarparak ölümüne neden olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Somut olayda tartışılması gereken hukuki sorun, davacı … lehine hükmolunan destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında PMF 1931 ve TRH 2010 yaşam tablolarından hangisinin esas alınacağına ilişkindir. Hükme esas alınan aktüerya uzmanı bilirkişi raporunda, davacı …’nın destekten yoksun kalma tazminatının tutarı PMF 1931 yaşam tablosuna göre hesaplanmıştır. Yargıtay 17’inci Hukuk Dairesinin 23/03/2021 gün ve 2021/2772 (E) – 2021/3174 (K), 2020/6173 (E) – 2021/3121 (K) sayılı kararlarında açıklandığı gibi; destekten yoksun kalma tazminatı davasında gerçek zararın miktarı, davacıların olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edecekleri kazanç toplamından oluşmaktadır. Desteğin veya hak sahiplerinin bakiye ömürlerinin daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, …, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Özü itibarıyla varsayımlara dayanan gerçek zararın hesaplanmasında, en doğru sonuca ulaşılması için gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu itibarla TRH 2010 yaşam tablosunun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de gözönüne alındığında tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağı anlaşılmakla birlikte, ölen destek …’nın bakiye ömrünün PMF 1931 yaşam tablosuna göre 38,32 yıl, TRH 2010 yaşam tablosuna göre ise 45,41 yıl; destek alacaklısı davalı …’nın bakiye ömrünün PMF 1931 yaşam tablosuna göre 18,98 yıl, TRH 2010 yaşam tablosuna göre ise 26,08 yıldır. Bu itibarla gerek ölen desteğin, gerekse destek alacaklısı davacının bakiye ömürlerinin PMF 1931 yaşam tablosuna göre, TRH 2010 yaşam tablosunda daha uzun olduğunun anlaşılması ve buna göre hesaplanacak tazminatın fazla olacağının anlaşılması karşısında, davalı vekilinin bu sebeple hükme yönelik istinaf kanun yoluna başvurmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Diğer yandan, 2918 KTK’nin 90’ncı maddesinde yer alan “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresi, Anayasa Mahkemesinin 7/7/2020 gün ve 2019/40 (E) – 2020/40 (K) sayılı kararıyla, Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması olanağı bulunmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle, tazminat hesaplamasının, %1,8 teknik faiz uygulanarak yapılması gerektiğine ilişkin istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … Sigorta AŞ vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi uyarınca esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 3.615,65 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 3.604,33 TL istinaf karar ve ilam harcı mahsubu ile, bakiye 11,32 TL istinaf karar ve ilam harcının davalıdan tahsil edilerek Hazineye verilmesine, 3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa geri verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 27/10/2021