Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2662 E. 2021/1338 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2662
KARAR NO: 2021/1338
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/12/2017
NUMARASI: 2016/1154 (E) 2017/920 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/10/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkil şirket tarafından kasko sigortasıyla teminat altına alınan … plakalı aracın, 14/02/2012 tarihinde, davalı idarenin sorumluluğunda olan yoldaki büyük bir çukura düşerek kaza yaptığını, kaza sonrası sigortalı araçta oluşan hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini belirterek 21.162,00 TL hasar bedelinin 25/05/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı taraf usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, karayollarının bakımını, onarımını ve temizliğini yapmak veya yaptırmakla yükümlü olan davalı kurumun kazaya sebebiyet veren yoldaki çukurlardan kaynaklı olarak zararın tamamından sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 27.286,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Karara karşı davalı vekili vermiş olduğu istinaf dilekçesinde özetle, bilirkişi raporu ile kaza tespit tutanağı arasında kazanın meydana geldiği yer ve aydınlatma durumuna ilişkin çelişki bulunduğunu, kazanın, araç sürücüsünün hızını yol ve hava durumuna uydurmamış olmasından kaynaklı gerçekleştiğini, davalı kuruma atfedilebilecek herhangi bir kusurun söz konusu olmadığını, kabul şekli bakımından da harçtan muafiyete rağmen müvekkil kurum aleyhine harç tahakkuk ettirilmiş olmasının doğru olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dava, yoldaki çukurlar sebebiyle meydana geldiği iddia olunan kaza sonrasında sigortalı araçta oluşan hasar bedelinin kasko sigorta sözleşmesine dayalı olarak sigortalıya ödenmesi nedeniyle, bu bedelin, karayolunun bakımından sorumlu olan davalı taraftan rücuen tahsili istemine ilişkindir.Dosyada mübrez ibraname ve ödeme belgesine göre davalı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalıya ekspertiz ücreti dahil 27.286,00 TL hasar ödemesinin yapılmış olduğu görülmektedir. Yine dosyada bulunan aksi ispat edilene kadar geçerli olan kaza tespit tutanağına göre davaya konu trafik kazasının Emirdağ-Bolvadin-Çay devlet karayolunun 44+200 kilometresinde yolda bulunan 3 adet çukurdan kaynaklı olarak meydana geldiği, kaza tespit tutanağı doğrultusunda düzenlenen bilirkişi raporunda da, aracın hem ön tekerliğinin hem arka tekerleğinin aynı olayda patlamış olmasının, kazanın meydana geliş sebebini doğruladığı kanaatinde bulunulduğu, araç sürücüsünün beyanatı, kaza tespit tutanağı ve bilirkişi raporu arasında çelişki bulunmadığı, hız sınırını aştığı konusunda bir tespit bulunmayan araç sürücüsünün aydınlatmasız bir yolda asfalt rengindeki çukurları fren mesafesi içerisinde fark edemeyeceğinden ötürü kusurunun bulunmadığı, hükme esas alınan raporun HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, dosya kapsamına uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşıldığından, davalının bu yönlere ilişkin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı görülmektedir. Ancak, 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 12/2 maddesinde; “Genel Müdürlük; bu Kanun kapsamındaki görevleri dolayısıyla yapacağı işlemler yönünden, katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi hariç, her türlü vergi, resim, harç ve paydan, tapu ve kadastro işlemlerinden kaynaklanan her türlü döner sermaye ücretinden muaftır. Ancak, yargı harçlarının Genel Müdürlüğün haklılığı nispetinde karşı taraftan tahsiline ilgili merciince karar verilir” hükmü düzenlenmiştir. Bu düzenleme gereği, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü harçtan muaf olmasına rağmen, harçtan sorumluluğuna karar verilmesi doğru olmamıştır.O halde davalı vekilinin istinaf başvurusunun aleyhine hükmedilen harca hasren kabulüyle HMK 353/1-b/2. maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında kararla aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; A-)1-Davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin esastan kabulüne, 2-İlk derece mahkemesi kararının bütünüyle kaldırılmasına, 3-Davalı kurum harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 4-Davalı tarafından sarf edilen 74,00 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, B-)1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2 maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında kararla; Davanın kabulü ile, 27.286,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, 2-Davalı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 361,40 TL peşin harç ile 466,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 827,40 TL’nin istek halinde davacı tarafa iadesine, 4-Davacı tarafından sarf edilen toplam başvurma harcı dahil 965,30 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine, 6-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 3.274,32 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (27.286,00 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 05/10/2021