Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2637
KARAR NO: 2022/182
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/05/2018
NUMARASI: 2016/934 (E) 2018/548 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 01/02/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili sigorta şirketi tarafından kaskolanan … plaka sayılı araç ile davalıların sürücüsü işleteni ve trafik sigortacısı oldukları … plaka sayılı aracın çarpışması neticesinde meydana gelen trafik kazasında sigortalı araçta oluşan hasarın karşılanarak dava dışı sigortalının haklarına halef olunduğunu belirterek karşılanan 65.872,00 TL hasar onarım bedelinden, davalıların kusuruna tekabül eden 32.936,00 TL’den daha önceden yapılan ödeme düşüldükten sonra kalan 29.000,00 TL bedelin, davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı sigorta şirketi ve … süresi içerisinde vermiş oldukları cevap dilekçesinde, davanın reddini talep etmişlerdir. Davalı … İnşaat vekili cevap verme süresinden sonra vermiş olduğu esasa beyan dilekçesinde, ekinde olay tespit formu ibraz ederek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada davalı … İnşaat … Şirketi (işleten) vekili tarafından sunulan olay tespit formu kapsamında bir değerlendirme yapan bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilerek davacıya sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Karara karşı davacı vekili, süresi içerisinde cevap ve delil bildirmeyen davalı işleten vekili tarafından sunulan olay tespit formuna göre değerlendirme yapılmasına karşılık dava dilekçesi ekinde sunmuş oldukları olay tespit formu doğrultusunda herhangi bir değerlendirme yapılmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, trafik kazası nedeniyle sigortalı araçta meydana gelen hasarın TTK’nın 1472. maddesinden kaynaklı halefiyet hakkına dayalı olarak kusurlu olduğu iddia edilen davalı araç sürücüsü, işleten ve trafik sigortacısından rücuen tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davalı işleten vekili tarafından sunulan olay tespit formu doğrultusunda bir değerlendirme yapan bilirkişi raporuna göre karar verildiği görülmektedir. 6100 sayılı HMK’nın sistematiği içinde; tahkikat aşamasına geçilmezden evvel tarafların uyuşmazlıkların çözümü için ileri sürdükleri delillerin daha işin başında belirlenerek tahkikatın etkin bir şekilde yapılmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır. Yargılamanın etkin ve makul bir süre içinde bitirilmesi için delil gösterilmesi dilekçelerin teatisi (dava, cevap, cevaba cevap ve ikinci cevap) aşamasına hasredilmiştir. Buna göre, dilekçelerin teatisi aşamasında herhangi bir delil bildirmeyen davacı veya davalıya ön inceleme duruşmasında delillerini bildirmesi için yeni bir süre verilmesine imkân bulunmamaktadır. (HMK. nın 119. vd.)(Hukuk Genel Kurulunun 2014/7-1662 Esas, 2017/34 Karar sayılı kararı) Yine, davanın tarafları, kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahiptirler.(HMK. 189/1. md.) Somut olayda, davaya süresi içerisinde cevap vermeyen ve delil bildirmeyen davalı işleten vekili tarafından esasa beyan dilekçesi ekinde sunulan olay tespit formuna göre karar verilmiş ise de; az yukarıda açıklandığı üzere süresinden sonra sunulan işbu tespit formunun, delil olarak kabulü ile buna göre karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Davalı tarafından HMK’nın 145. maddesindeki şartların gerçekleştiğine dair her hangi bir itiraz da ileri sürülmemiştir. HMK 353/1-a/6. maddesinde davanın esasına etkili nitelikteki bir delilin toplanmamış veyahut değerlendirilmemiş olması kararın kaldırılması nedeni olarak öngörülmüştür. Bu durumda, davalı işleten konumundaki şirketin iflas etmiş olması nedeniyle usulüne uygun bir şekilde taraf teşkili sağlanarak devam olunacak yargılamada, dava dilekçesine ekli -davalı sigorta şirketi tarafından sunulan hasar dosyası kapsamında okunaklı bir örneği de bulanan- “alt işveren kaza olay tutanağı” başlıklı belge doğrultusunda bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a/6. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istinaf kanun yoluna başvurana iadesine, 3-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dair, 6100 sayılı HMK’nun 7251/39 md. ile değişik 362/1-g maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliğiyle karar verildi. 01/02/2022