Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2634 E. 2021/1523 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2634
KARAR NO: 2021/1523
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/05/2018
NUMARASI: 2016/561 (E) 2018/470 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi ve manevi tazminat
KARAR TARİHİ: 27/10/2021
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … sigorta AŞ tarafından Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortalı … AŞ’ye ait sürücüsü davalı …’in yönetimindeki … plakalı aracın çarptığı, davalıların desteği …’ın vefat ettiğini ileri sürerek davalılardan her biri için 40.000,00 TL manevi tazminatın davalı işleten ile araç sürücüsünden; belirsiz alacak davası niteliğinde 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatınını tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 3/4/2018 tarihinde sunduğu dilekçeyle davacı … yönünden talep ettiği maddi tazminat tutarını 106.303,65 TL’ye yükseltmiştir. Davalılar … ve … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; ceza hukuk yönünden belirlenen kusur oranını hukuk hakimini bağlamayacağını, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, ceza dosyasının bekletici mesele yapılmasını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; manevi tazminat taleplerinin poliçe limiti dahilinde olmadığını belirterek toplanmasını istediği kanıtları bildirmiştir. İlk derece mahkemesince; davacılar tarafından açılan manevi tazminat davasının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 150’nci maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına; davacı …tarafından davalılar … AŞ ile …’e karşı açılan maddi tazminat davasının HMK’nin 150’nci maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına, davacı …’ın, … Sigorta AŞ’ye karşı açtığı maddi tazminat davasının kabulüne, 106.303,65 TL maddi tazminatın davalı … Sigorta AŞ’den alınarak, davacıya ödenmesine hükmolunmuştur. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı … Sigorta AŞ vekili dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda müteveffanın vergilenmiş gelirinin esas alınması gerektiğini, davada tanık olarak dinlenen müteveffanın kardeşinin verdiği bilgilerin doğruluğu konusunda kanıt sunulmadığını, emsal ücret ve tanık anlatımlarına dayalı biçimde ihtimalli olarak hazırlanan bilirkişi raporuna dayanılarak, eksik incelemeyle hukuka aykırı karar verildiğini belirterek ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir. HMK’nin 355’inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı yapılan incelemede: Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat ve destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Destekten yoksun kalma zararının hesaplanmasında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru saptanmasında önemli yer tutmaktadır. Bu anlamda belirli bir işte ücret karşılığı çalışan kişiler ile bedeni çalışma ya da ticari işletmesinde sürdürdüğü faaliyet karşılığı kazanç elde eden kişilerin destek tazminatında esas alınacak geliri farklı değerlendirmeyi gerektirmektedir. Bu yönüyle ücret karşılığı çalışan kişilerin gelirinin sürekli ve düzenli olması gerekmektedir. Performansa bağlı ve prim esasına dayalı ödemeler kesin olmayan ödemelerdir. Davacı vekili dava dilekçesinde, davacıların desteğinin hayatta iken güvenlik görevlisi olarak çalıştığını ileri sürmüş, Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) getirtilen kayıtlarda müteveffa desteğin çalıştığı anlaşılan … Limited Şirketi tarafından verilen işten ayrılış bildirgesinde desteğin beden işçişi olarak çalıştığı bildirilmiş; adı geçen şirket tarafından 25/8/2014 tarihli yazıyla sözleşmesi bulunmayan destek …’ın gözetim elemanı olarak asgari ücret ile çalıştığı belirtilmiştir. Diğer yandan … AŞ ise 23/6/2014 tarihli yazıyla adı geçen desteğin bir günlük paketleme işi için çalıştığı, Güvenlik ve Savunma İşçileri Sendikası tarafından ise 13/11/2014 tarihli yazıyla silahsız hizmet veren lise mezunu güvenilik görevlileri için toplam aylık brüt ücretin 1.727,73 TL, Özel Güvenlik İşçileri Sendikası 5/3/2018 tarihli yazıyla güvenlik görevlisinin 2013 yılında alabileceği net asgari ücretin 1.773,40 TL olduğu bildirilmiş, aktüerya uzmanı bilirkişi ise adları geçen sendikalar tarafından bildirilen aylık ücretlere göre seçenekli biçimde destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin rapor düzenlemiş, ilk derece mahkemesince emsal ücretler ve tanık anlatımıyla desteklendiği gerekçesiyle asgari ücretin 2,05 katına isabet eden aylık 1.650,00 TL ücret esas alınarak düzenlenen 27/2/2018 tarihli kök rapora dayanılarak hüküm kurulmuştur. Yukarıda açıklanan müteveffa desteğin ücretine ilişkin yapılan araştırmada varılan sonuç doğru olmamıştır. Zira müteveffa destek …’ın emsal ücretin sorulduğu Sendikalar Kanununa İlişkin İş Kolları Listesine göre savunma ve güvenlik faaliyetleri iş kolunda kurulmuş Özel Güvenlik İşçileri Sendikası ile Güvenlik ve Savunma İşçileri Sendikasının faaliyetleri kapsamında çalıştığı kanıtlanmadığı gibi, 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun kapsamında özel güvenlik görevlisi olduğuna dair dosyada herhangi bir kanıt bulunmamaktadır. Diğer yandan, müteveffa desteğin çalıştığı … Limited Şirketi tarafından gözetim elemanı olarak çalıştığının belirtilmesi, adı geçen desteğin az önce açıklanan savunma ve güvenlik faaliyetleri kapsamında çalıştığına kanıt oluşturmayacağı gibi duruşmada dinlenen tanık …’ın kardeşinin Kadıköy’de adını hatırlamadığı öğrenci yurdunda bekçi olarak çalıştığını biçimindeki beyanı da desteğin savunma ve güvenlik faaliyetleri iş kolunda çalışarak ücret aldığını kanıtlamaya yeterli değildir. Bu itibarla müteveffa destek …’ın gelirinin asgari ücret olduğu kabul edilerek, buna göre düzenlenmiş hesap bilirkişisi raporuna dayanılarak karar verilmesi gerekirken yazıl biçimde hüküm kurulması yerinde olmamıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının, HMK’nin 353/1-b/2’nci maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davacı …, … ve …’ın açtıkları manevi tazminat davalarının HMK’nin 150’nci maddeleri uyarınca açılmamış sayılmasına, 2-Davacı …’ın davalılar … AŞ ile …’e karşı açtığı maddi tazminat davasının HMK’nin 150’nci maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına, 3-Davacı …’ın davalı .. Sigorta AŞ’ye karşı açtığı destekten yoksun kalma tazminatı davasının kısmen kabulüne, 65.210,85 TL destekten yoksun kalma tazminatının davanın açıldığı 30/9/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … Sigorta AŞ’den tahsil edilerek davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 4.454,55 karar ve ilam harcından, peşin alınan 414,00 TL, ıslah harcı olarak alınan 360,00 TL olmak üzere toplam 774,00 TL karar ve ilam harcını mahsup edilerek, bakiye 3.680,55‬ TL karar ve ilam harcını davalı … Sigorta AŞ’den tahsil edilerek hazineye verilmesine, 5-Davacı tarafından başvurma harcı olarak yatırılan 24,30 TL, ıslah harcı olarak yatırılan 360,00 TL, karar ve ilam harcı olarak peşin alınan 414,00 TL olmak üzere toplam 798,30 TL’nin davalı … Sigorta AŞ’den alınarak davacı …’ a verilmesine, 6-Dairemizin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) uyarınca ve kabulüne karar verilen destekten yoksun kalma tazminatına göre hesaplanan 9.277,41 TL nispi vekâlet ücretinin davalı … Sigorta AŞ’den alınarak davacı …’ a verilmesine, 7-Dairemizin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca ve reddine karar verilen destekten yoksun kalma tazminatına göre belirlenen 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davacı …’tan alınarak, davalı … Sigorta AŞ’ye verilmesine, 8-Davacı tarafından sarfedilen bilirkişi ücreti 1.500,00 TL; posta ve tebligat gideri 639,10 TL olmak üzere toplam 2.139,10 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre belirlenen (%61,34 kabul, %38,66 ret) 1.312,12 TL yargılama giderinin davalı … Sigorta AŞ’den tahsil edilerek davacı …’a verilmesine, 9-İstinaf kanun yolu incelemesi dışında kalan ilk derece mahkemesi kararına göre davacı … ile davalı … AŞ tarafından sarfedilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 10-İstinaf kanun yolu incelemesi dışında kalan ilk derece mahkemesi kararına göre ücret talebi bulunmayan davalılar … AŞ ve … lehine vekalet ücretine hükmolunmasına yer olmadığına, 11-Sarfedilen yargılama giderinden artan tutarın HMK’nin 333/1’inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı … Sigorta AŞ tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, istem halinde ilk derece mahkemesi tarafından geri verilmesine, 2-İstinaf kanun yolu aşamasında davalı … Sigorta AŞ tarafından sarf edilen 98,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile 120,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 218,10 TL yargılama giderinin, davacı …’tan tahsil edilerek, davalı … Sigorta AŞ’ye verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/10/2021