Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2620 E. 2021/1325 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2620
KARAR NO: 2021/1325
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/04/2018
NUMARASI: 2016/1344 (E) 2018/339 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 05/10/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalılardan … Şirketine ait diğer davalı … yönetimindeki … plakalı aracın. 10/09/2014 tarihinde, Kurtköy Bakım ve İşletme Şefliğinin sorumlu olduğu Tem Otoyolu 0-4/a3 0+400 mevkiinde yapmış olduğu kaza nedeniyle, müvekkili idareye ait yapı ve güvenlik elamanları ve eklentilerinde hasara neden olduğunu belirterek 20.910,79 TL hasar bedelinin aracın sürücüsü işleteni ve sigortacısı olan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili davanın reddini talep etmiştir. Davalı … cevabında görev itirazıyla birlikte davanın esastan reddini talep etmiştir. Diğer davalı taraf usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir. İlk derece mahkemesince davanın kabulü ile 20.910,79 TL hasar bedelinin davalı … ve … Ltd.Şti.’den olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, (davalı sigorta şirketinden ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ve sigorta limiti ile sınırlı omak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı … görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi değil, asliye hukuk mahkemesi olduğunu, davaya konu kaza nedeniyle yol kenarındaki korkulukta tamirat bile gerektirmeyecek küçük bir sürtünme yaşanmış olmasına rağmen davacının fahiş taleplerde bulunduğunu, mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmadan karar verilmesinin doğru olmadığını, hasar gören kısımların tamirinin mümkün olup olmadığı, değiştirilecek kısımların amortisman ve yıpranma değerlerinin düşülmesi gerekip gerekmediği hususunun araştırılmamasının hatalı olduğunu, kaldı ki hakkaniyet indirimi yapılmamış olmasının da isabetsiz bulunduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Karara karşı davacı vekili tarafından da olay tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması ile nispi vekalet ücreti yerine maktu vekalet ücreti takdir edilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; Öncelikle davalılar arasında sigorta şirketinin de bulunuyor olması nedeniyle davaya asliye ticaret mahkemesinde bakılmış olmasında görev yönünden usule aykırı bir yön bulunmamaktadır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile özellikle aksi ispat edilene kadar geçerli olan kaza tespit tutanağı ve sonrasında aynı gün düzenlenen hasar tespit tutanağı içeriğine göre davalı …’un sevk ve idaresindeki çekici ve bu çekiciye bağlı yarı römork ile direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde gişeler arası yol ayrımı için bulunan çelik bariyerlere çarparak meydana getirmiş olduğu trafik kazasında 30 metre korkuluk rayı, 15 adet oto korkuluk dikmesi, 15 adet bağlantı plakası, 15 adet dikme takozu, 6 adet reflektör ve 3 adet U başlık ve OGS ücret göstergesinin hasara uğramasına neden olduğu, Dairemizce de usul ve yasaya uygun görülen 03/10/2017 tarihli bilirkişi raporuna göre davalı araç sürücüsünün gerçekleşen kazada tam kusurlu olduğu, davalı araç sürücüsü tarafından da kazanın gerçekleşmesine başka bir etkenin neden olduğu veyahut davacı kurumun da yol bakım eksikliği vs. nedenle kusurunun bulunduğuna dair bir ispat ortaya konulamadığı, hesaplanan zarar bedelinden hurda bedelinin de düşülmüş olduğu, mevcut delil durumuna göre mahallinde keşif yapılmasını gerektiren bir durum da olmadığı anlaşılmaktadır. O halde, davalı tarafın yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; Davacı vekili tarafından her ne kadar olay tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de, hali hazırda araç sürücüsü ve işleten davalılar bakımından olay tarihinden itibaren faize hükmedildiği, bu yöne ilişkin istinaf itirazında isabet bulunmadığı, ancak sigorta şirketi bakımından 2918 sayılı KTK.nun 98/1, 99/1. maddeleri ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B.2-b.maddesi uyarınca dava öncesinde temerrüd durumu hasıl olduğu halde, 02/10/2014 tarihinden itibaren 8. iş gününün bitimi olan 15/10/2014 temerrüd tarihi itibarıyla faize hükmedilmemiş olması doğru olmamıştır. 3-Bu itibarla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise faiz başlangıç tarihine hasren kabulüne, HMK 353/1-b/2. maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında kararla ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmak suretiyle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; A)1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı … tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Alınması gereken 1.428,41 TL istinaf karar harcından peşin alınan 357,11 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 1.071,30 TL istinaf karar harcının davalı …’tan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, B)1-Davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin esastan kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı bütünüyle kaldırılmak suretiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2 maddesi hükmü uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında kararla; Davanın KABULÜ İLE, 20.910,79 TL’nin davalı … ve … Ltd.Şti.’den olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, davalı sigorta şirketinden 15/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile (sigorta limiti ile sınırlı omak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, 2-Alınması gereken 1.428,41 TL ilam harcı ile 35,90 TL başvuru harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına, 3-Yargılama sırasında davacı tarafından yatırılan gider avansından 740,00 TL bilirkişi gideri, 394,80 TL posta ve müzekkere giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, 4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında harcanan gider ile karar kesinleşinceye kadar harcanacak giderin mahsubu ile kalan gider avansının davacıya iadesine, 5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 2.180,00 TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 7-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama gideri ve -harçtan muaf olması nedeniyle- yatırılmış harç bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 8-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (20.910,79 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 05/10/2021