Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2615 E. 2021/941 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2615
KARAR NO: 2021/941
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/04/2018
NUMARASI: 2015/818 Esas – 2018/378 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Zorunlu Ferdi Kaza Sigortasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/06/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. ve 818 sayılı BK’nın 45(6098 sayılı TBK’nın 53). maddeleri kapsamında ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminatın tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “dava konusu olayda müteveffa sürücü …’ın sevk ve idaresinde olan … plaka sayılı aracın düğüne yolcu taşıma amacıyla kiralandığı ve bu araçla Elazığ’dan Baskil’e gidildiği, düğün konvoyunda meydana gelen kaza sonucu … plakalı araçta yolcu olarak bulunan muris …’ın vefat ettiği, dava konusu bu araçla taşıma işi yapıldığı ve aracın zorunlu koltuk ferdi kaza sigortasının yaptırılmadığı hususu sabittir. Aracın kiralanarak ticari amaçlı kullanıldığı Baskil Belediye Başkanlığının 19/02/2016 tarihli yazısından anlaşılmaktadır. Yargıtay kararları değerlendirildiğinde (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/19809 Esas) aracın yetki belgesiz çalışması ya da o gün için arızi taşıma yapılması, taşımacının zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası yaptırma zorunluluğunu ortadan kaldırmadığı gibi, sigortanın yapılmaması halinde davalı …’nın sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz. Açıklanan tüm bu nedenlerle davacının davalıya başvuru tarihinin 23/05/2011 olduğu, 8 iş günü sonrasının 03/06/2011 tarihi olduğu ve bu tarih itibariyle temerrüdün gerçekleştiği, tahsilde tekerrür olmamak üzere 03/06/2011 tarihinden itibaren avans faizi talep edilebileceği, bu şekilde davanın sübut bulduğu, asıl alacak likit olduğundan davacı lehine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş. Davanın kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin takip talebinden belirtilen asıl alacak ve faiz miktarı üzerinden devamına, tahsilde tekerrür olmamak üzere asıl alacağı temerrüt tarihi olan 03/06/2011 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, asıl alacağın %20’sine karşılık gelen 6.250,00 TL icra inkar tazmitanının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı Güvence Hesabı vekili vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu taşımanın 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 17.maddesi kapsamında bir taşıma olmadığını, bu itibarla, dava konusu taşıma faaliyeti ile ilgili mevzuat gereğince kanuni ferdi kaza koltuk sigortası yaptırma zorunluluğu bulunmadığından …nın tazminattan sorumlu olmadığını, araç içerisinde bulunan tüm yolcuların akrabalık ilişki içerisinde olduğunu, düğüne gitmek için kiralanan araç ile arızi taşıma (Y) ve (D) 2 yetki belgesi kapsamında olmadığını, taşımanın hususi bir taşıma olduğunu, dava konusu taşıma faaliyetinin, Karayolları Taşıma Kanunu kapsamında yapılan şehirlerarası veya uluslararası yolcu niteliğinde olmadığını, yapılan taşımanın ücret karşılığı olmaksızın şehiriçi taşıma kapsamında olduğunu, icra inkar tazminatı verilmesinin hatalı olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davaya konu araç ve taşıma yönünden kara yolu yolcu taşımacılığı zorunlu ferdi kaza koltuk sigorta poliçesinin yaptırılmasının zorunlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi ile Dairemizin yerleşik kararlarında da vurgulandığı üzere, karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası, yolculuğun başlangıcından bitişine kadar, otobüsün içinde veya dışında, otobüs hareket halinde iken veya değilken, yolculuk sırasında veya bekleme, duraklama ve mola yerlerinde karşılaşılabilecek her türlü kazalara karşı, sigortalılar (yolcular, sürücüler ve yardımcılar) yararına taşımacı tarafından yaptırılması zorunlu bir kaza (can) sigortası olup, kazanın oluşunda taşımacının yada sürücü ve yardımcılarının bir kusurları bulunmasa bile, ölümlerde sigorta poliçesinde yazılı tutarın tamamı, bir zarar (destekten yoksunluk) hesabı yapılmaksızın, ölen kişinin mirasçılarına eksiksiz ve kesintisiz olarak; yaralanmalarda beden gücü kayıp oranına göre zarar gören kişilere ödenir. Ödenecek tazminat miktarı yönünden “zarar sigortası – tutar (meblâğ) sigortası” ayrımında zorunlu koltuk sigortası, bir “tutar (meblâğ) sigortası”dır. Zarar sigortasında sigortacının ödeyeceği tutar, “sigorta değeri” ya da “sigorta poliçesinde yazılı tutar” olmayıp, sigortalının ya da üçüncü kişinin uğradığı “zararın tutarı”dır. Meblâğ sigortasında ise, sigortacı, sigorta ettirilen kişinin zarara uğraması durumunda, somut zarar ne olursa olsun, sigorta sözleşmesinde belirlenen tutarı (meblâğı), başka bir deyişle, sigorta poliçesinde yazılı olan “sigorta bedelini” eksiksiz ve tam ödemek zorundadır. Somut olayda, davacının murisi, 19/10/2009 tarihinde, Elazığ – Baskil seferini yapan ticari otobüste yolcu iken trafik kazası meydana gelmiş ve vefat etmiştir. Taşıma her ne kadar il içi taşıma ise de, Elazığ Valiliğinin 20/11/2012 tarihli yazısında, Elazığ il sınırları içinde başlayıp 100 km’ye kadar, diğer il sınırlarının içerisini de kapsayan taşımacılık için (Y) yetki belgesi alma ve taşıma yapacakların zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası yaptırma zorunluluğu getirildiği belirtilmiştir. Bu durumda, yapılan taşıma TTK ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu kapsamında bir taşıma olduğuna ve kazaya karışan araç için zorunluk koltuk ferdi kaza sigortası yaptırma zorunluluğu getirildiğine göre; davalı …’nın sorumluluğu bulunmaktadır. Mahkemece de bu minvalde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusundaki bu yöne ilişkin iddia ve itirazlar yerinde görülmemiştir. Ayrıca, zorunlu koltuk ferdi kaza sigortasının mahiyeti ve miktarı ile mirasçılık belgesi dikkate alındığında, davacıya ödenecek tazminat miktarı likit olduğuna göre, mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmiş olması da doğru olduğundan, davalı vekilinin bu yöndeki iddia ve itirazı da yerinde değildir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 2.749,48 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 687,35 TL karar ve ilam harcı mahsup edilerek bakiye 2.062,11 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye verilmesine, 3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, takip konusu toplam alacak (dava değeri) olan 40.250,00 TL’lik miktar dikkate alınarak HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.10/06/2021