Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/261 E. 2019/731 K. 16.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/261
KARAR NO : 2019/731
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/08/2017
NUMARASI : 2017/3781 D.İş
DAVANIN KONUSU: Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
KARAR TARİHİ : 16/12/2019
İstanbul Anadolu 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yukarıda yazılı değişik iş karar sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti’nin 21/07/2017 gün 2017/İHK-2480 sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Başvuran vekili dilekçesinde özetle; 30.03.2014 tarihinde trafik sigortası bulunmayan aracın devrilmesi sonucu meydana gelen trafik kazasında …. vefat ettiğini belirterek müvekkileri bakımından destekten yoksun kalma talebinde bulunmuştur. Davalı vekili kazanın meydana geldiği yerin karayolu sayılan yerlerden olmaması nedeniyle davanın reddini talep etmiştir. Uyuşmazlık hakem heyeti tarafından yapılan tahkikat neticesinde kazanın karayolu sayılan yerde gerçekleştiği gerekçesiyle Güvence Hesabının sorumluluğuna gidilerek 138.248,00 TL tazminatın davalı taraftan tahsiline karar verilmiş; işbu karara vaki itiraz üzerine itiraz hakem heyeti tarafından itirazın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından dava konusu kazanın 2918 sayılı yasanın 3. Maddesinde tanımlanan trafik kazası niteliğinde olmadığını, kaza yerinin kamunun yararlanmasına açık olmayan karayolu taşımacılığı yapılmayan bir yerde meydana geldiğini belirterek istinafen başvurunun reddine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir Taraflar arasında poliçenin varlığı, geçerliliği, kazanın oluşumu, hesap ve hesaplama yöntemine ilişkin ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık rizikonun trafik sigortası teminatı kapsamında kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır. Yargıtay 17. H:D’nin 2016/12156 E. 2019/7414 K. sayılı kararında ve benzer nitelikteki kararlarında içtihad olunduğu üzere Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmeyip karayolu ile bağlantısı olan, bir alanda meydana gelmesi halinde de karayolunda meydana gelmiş gibi kabul edilmektedir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (KTK)’nun 2. Maddesi uyarınca, kamunun yararlandığı tüm yollar karayolu tanımı içindedir. Bu açıdan karayolunda taşıt trafiğine kamu yönetimince izin verilip verilmemesi önemli olmayıp fiilen bu amaçla kullanılması yeterlidir. Yine karayolu zemininin asfalt, beton, taş veya toprak olması arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır. Bu açıdan köy, orman, dağ, tarla ve yayla yolları da karayoludur.Olay yeri inceleme raporunda, olayın gerçekleştiği yerin baraj inşaat alanı olduğu, … kullandığı tanker ile şantiye içinde aldığı yakıtı şantiye alanında çalışan iş makinelerine dağıtmak için sefere çıktığı ve bu sırada batar dolgu yoldan giderken aracın tekerin kaptırarak şarampole yuvarlandığı ve kazanın bu şekilde gerçekleştiği belirtilmektedir. Buna göre, davaya konu trafik kazasının meydana geldiği baraj inşaat alanına, iş makineleri ve kamyonların ulaşabilmesi için her halukarda yukarıda açıklanan nitelikte bir karayolunun varlığı şart olduğundan kazanın meydana geldiği yerin karayolu ile bağlantısı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle meydana gelen zarar teminat kapsamındadır. İtiraz hakem heyetinin buna ilişkin kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Öte yandan kazanın iş kazası olma ihtimali nedeniyle rücuya tabi bir ödeme yapılıp yapılmadığı sorulmuş olup; destekten yoksun kalanların asgari ücret üzerinde geliri olmaları nedeniyle kendilerine gelir bağlanmadığı, bu nedenle, rücuya tabi bir ödeme yapılmadığı bildirilmiştir. Bu yöne ilişkin de eksiklik söz konusu değildir. Ne var ki, yazışma evrakı içeriğinden anlaşıldığı kadarıyla davacılar tarafından Ankara 19 İş Mahkemesinin 2014/782 esas sayılı dosyası üzerinden işveren ve alt işveren aleyhine manevi tazminat ve destekten yoksun kalma tazminatı talepli dava ikame edilmiştir(dava dilekçesi dosya arasına alınmıştır). Dava halen derdesttir. Bu dosya üzerinden de destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi halinde mükerreren tahsilat yapılma durumu söz konusu olacaktır. Bu nedenle eldeki dava dosyası üzerinden verilecek kararın, tahsilde tekerrüre sebebiyet verilmemesi amacıyla, mahkemesine bildirilmesine de karar verilmesi gerekirken eksik şekilde karar verilmiş olması doğru olmamıştır.Ancak tespit edilen bu hukuka aykırılık yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2 maddesi hükmü uyarınca itiraz hakem heyeti kararı kaldırılmak suretiyle düzeltilerek yeniden esas hakkında kararla aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile;A)1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2 maddesi hükmü uyarınca davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin değişik gerekçeyle KABULÜNE, esasa ilişkin istinaf itirazlarının REDDİNE,2-Yukarıda tarih ve numarası yazılı İtiraz Hakem Heyeti KARARININ KALDIRILMASINA,3-İstinaf karar harcı alınmışsa İADESİNE, İstinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, B)1- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2 maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında kararla ; Başvurunun KABULÜ ile başvuran … bakımından 70.246,00 TL’sı destekten yoksun kalma tazminatı ile başvuran …. bakımından 68.002,00 TL’sı destekten yoksun kalma tazminatının, 21/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Güvence Hesabından tahsili ile adı geçen başvuranlara ÖDENMESİNE, 2-Başvuran tarafından yapılan 2.578,60 TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak başvuranlara ödenmesine, 3-A.A.Ü.T’nin 17 ve 5684 sayılı Yasanın 30/17. maddeleri uyarınca Başvuran … için 8.077,06 TL’sı; … için ise 7.830,22 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak adı geçen başvuran taraflara ödenmesine, 4-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, 5-Ankara 19 İş Mahkemesinin 2014/782 esas sayılı dosyası üzerinden destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi durumunda mükerrer tahsilatta sebebiyet verilmemesi amacıyla Kararın bir örneğinin sözü geçen mahkemeye bilgi mahiyetinde GÖNDERİLMESİNE,Dair, gerekçeli kararın taraflara/ vekillerine tebliğinden itibaren Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere iki hafta içerisinde Dairemize yahut Dairemize gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek temyiz dilekçesi ile Yargıtay yolu açık olmak üzere olarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliğiyle karar verildi. 17/12/2019