Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2570 E. 2021/1392 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2570
KARAR NO: 2021/1392
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/03/2018
NUMARASI: 2017/183 (E) 2018/290 (K)
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan araç değer kaybı tazminatı
KARAR TARİHİ: 12/10/2021
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait, dava dışı … idaresindeki … plakalı araca 08/01/2017 tarihinde davalıların maliki, ZMM sigortacısı ve sürücüsü olduğu … plakalı aracın çarpması nedeniyle meydana gelen trafik kazasında müvekkiline ait araçta maddi hasar ve değer kaybı meydana geldiğini, hasar bedelinin kasko sigortası tarafından karşılandığını belirterek fazlaya ilişkin saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL değer kaybı tazminatının davalı sürücü ve malik yönünden 08/01/2017 tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tazminini talep etmiş, davacı vekili 24/01/2018 tarihinde sunduğu ıslah dilekçesi ile dava değerini 7.000 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; dava açılmadan önce müvekkili şirkete başvuru yapılmadığından davanın usulden reddi gerektiğini, davaya konu poliçenin 17/07/2016 tarihinde akdedildiğini, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Trafik Sigortası Genel Şartlarının somut olaya uygulanması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalılar … ve … Ltd Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu mahkemelerinin yetkili olduğunu, talebin zamanaşımına uğradığını,meydana gelen kazada müvekkilinin kusuru bulunmadığını, aracın daha öncesinde hasar kaydı olup olmadığının araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın davalı … Sigorta A.Ş. Yönünden 2918 sayılı KTK nın 97. maddesi, HMK’nın 114/2 ve 115/2. maddelerine göre dava şartı yokluğundan usulden reddine, davanın davalılar … Ltd. Şti ve … yönünden kabulüne, 7.000,00 TL değer kaybı tazminatının 08/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı … ve … Ltd. Şti vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilin ikametinin ve kazanın gerçekleştiği yerin Anadolu yakası olması sebebiyle yetki, görev ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını ancak yerel mahkemenin bu itirazlarını değerlendirmediğini, davacının dava açmadan önce sigorta şirketine başvuru şartını yerine getirmediğini bu nedenle davanın sadece sigorta şirketi yönünden usulden reddedilmesinin hakkaniyetle bağdaşmadığını, müvekkili şirketin zorunlu sigorta yaptırmasına rağmen sigortaya bildirim yapılmadan müvekkillerine husumet yöneltilmesinin usule aykırı olduğunu, hatalı ve eksik bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm tesis edildiğini, müvekkil …nın yolun buzlanmasından ve yoğun kar yağışından kaynaklı olarak aracın hâkimiyetini yitirdiğini bu nedenle müvekkiline kusur atfedilmemesi gerektiğini, aracın daha öncesinde hasar kaydı olup olmadığının araştırılmadığını, bilirkişinin sadece davacı yanın beyanlarına itibar edilerek hasar tespiti yaptığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan hasar nedeniyle araçta oluşan değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir. Davaya konu kazanın İstanbul Anadolu yakasında meydana geldiği, davalı …’nın yerleşim yerinin Maltepe ilçesi, diğer davalı … Ltd. Şti’nin Güngören ilçesi, davalı … Sigorta A.Ş.’nin Beyoğlu/İstanbul, davacının yerleşim yerinin ise Mersin olduğu anlaşılmaktadır.Davacı birden fazla davalısı olan davasını HMK’nın 7. maddesine ve KTK’nın 110. maddesine uygun olarak davalı sigorta şirketinin yerleşim yeri mahkemesi olan İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinde açmış olduğundan davalı … ve davalı … Tic. Ltd. Şti vekilinin bu hususa ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Davanın açıldığı tarih itibariyle Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. maddesinde öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresi henüz dolmadığından bu yöne ilişkin istinaf itirazı da yerinde görülmemiştir. Mahkemenin hükmüne esas aldığı bilirkişinin 15/11/2017 tarihli raporunda davalı sürücü … yönetimindeki araç ile davacı şirkete ait aracın kaza sırasındaki konumları ve davranışları irdelenerek, davalı sürücünün ve davacıya ait aracın sürücüsünün olayın meydana gelmesindeki kusur oranlarının yasal dayanaklarıyla birlikte, eylemler ile sonuç arasındaki nedensellik bağını ortaya koyacak biçimde, dosya kapsamından anlaşılan oluşa, bilimsel ölçütlere, usul ve kanuna uygun olarak saptandığının; hasar ve değer kaybı bedelinin somut olgu ve ölçütlere dayalı biçimde belirlendiği, zarar gören aracın değer kaybının, aracın marka/model, km bilgisi ve model yılı dikkate alınarak, aracın kaza tarihindeki hasarsız benzerlerinin değeri ile uğramış olduğu hasar ve sonrasındaki onarımının ardından satılması durumunda yaklaşık ikinci el satış bedeli arasındaki farktan oluşan değer kaybının, oluşa, usul ve yasaya uygun bir biçimde belirlendiğinin anlaşılması karşısında, HMK’nin 279’uncu maddesine uygun düzenlenen ve yeterli gerekçeyi de taşıyan bilirkişinin raporunun hükme esas alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığından, davalı … Ltd. Şti vekilinin bu konulara yönelen istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalılar … Ltd. Şti vekili tarafından yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 478,17 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 155,40 TL karar ve ilam harcı mahsup edilerek bakiye 322,77 TL karar ve ilam harcının davalılar … ve … Ltd. Şti’nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-Davalılar … ve … Ltd. Şti’nin istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.12/10/2021