Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2556 E. 2021/938 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2556
KARAR NO: 2021/938
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/05/2018
NUMARASI: 2015/1082 Esas – 2018/253 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
BİRLEŞEN DAVADA: (Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/217 Esas-2017/48 Karar Sayılı)
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/06/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Asıl dava ve uyuşmazlık, trafik kazasından kaynaklanan araç hasar tazminatı; birleşen dava ve uyuşmazlık ise, araç hasar tazminatı, çekici bedeli ve ikame araç bedeli istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Asıl dava yönünden; davacı tarafça davalı … Sigorta AŞ aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile,19.000,00 TL tazminatın dava tarihi olan 23/10/2015 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya dair taleplerinin reddine, davacı tarafça … Sigorta AŞ. aleyhine açılan davanın reddine, birleşen dava yönünden; davacı tarafça davalılar …, … ve … AŞ aleyhine açılan davanın kabulü ile, 19.000,00 TL araç hasarından kaynaklı zararı ile 2.000,00 TL araç mahrumiyetinden kaynaklı zararı olmak üzere toplam 21.000,00 TL’nin davalılar …, … ve … Hizmetleri AŞ’den, araç hasarından kaynaklı 19.000,00 TL zararın tazmini yönünden mahkememizin asıl davasına ilişkin olarak … Sigorta AŞ’den tazminine karar verilen tazminat ile tahsilde tekerrür teşkil etmemek ve … yönünden olay tarihindeki ZMSS trafik sigorta poliçesi limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla, … yönünden dava tarihi olan 23/02/2017 tarihinden, diğer davalılar … ve … AŞ. yönünden 19.000,00 TL tazminata ilişkin kaza tarihi olan 02/06/2015, araç mahrumiyetine ilişkin 2.000,00 TL yönünden 22/06/2015 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı … vekili, davalı … Hizmetleri AŞ. vekili, davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili ve davalı … vekili istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. Asıl davanın davalısı … Sigorta Anonim Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkeme tarafından müvekkili nezdinde sigortalı aracın sürücüsünün %50 oranındaki kusur durumunun dikkate alınmaksızın tüm kusur üzerinden bilirkişi raporuyla 19.000,00 TL olarak tespit edilen miktara hükmedilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin sorumlu tutulması gereken miktarın 19.000,00 TL’den %50 kusur oranına tekabül eden 9.500,00 TL olması gerektiğini, kararın bu yönüyle usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. Birleşen davanın davalısı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; …’nın sadece bedensel zararlardan sorumlu olduğunu, motorlu araçlara ait maddi zararlardan sorumlu olmadığını, bu nedenle müvekkili hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Birleşen davanın davalısı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin kullandığı aracın, kazaya neden olan ya da davacının kullandığı araçta oluşan hasara neden olan bir araç olmadığını, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin kullandığı aracın, diğer davalı … adlı şirket tarafından kiralık alınan bir araç olduğunu, müvekkilinin işçi olarak çalıştığı şirket bünyesinde iş için kiralanan ve müvekkilinin kullanımına kısa süreli olarak bırakılan araçta müvekkilinin işleten sıfatına haiz olmadığından, doğan ya da doğacak olan zarardan da sorumlu tutulmasının beklemeyeceğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Birleşen davanın davalısı … AŞ. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın, kaza tarihi olan 02/06/2015 tarihi itibariyle müvekkili şirket adına kayıtlı olan bir araç olduğunu, bu konuda herhangi bir itirazlarının bulunmadığını ancak aracın, müvekkili şirketin sürdürmekte olduğu ticari faaliyet kapsamında 15/01/2015 tarihinde akdedilmiş olan … numaralı uzun dönemli araç kiralama sözleşmesi kapsamında düzenlenen 29121 sayılı ek kontrat ile 36 ay süre ile dava dışı … Ltd. Şti.’ye kiralandığını ve aracın 27/01/2015 tarihinde dava dışı bu şirkete teslim edildiğini; Karayolları Trafik Kanunu’nda açıkça düzenlendiği üzere aracın uzun süreli kiralanması halinde aracın işleten sıfatının kiracıya geçtiğini ve ruhsat sahibi olan kişinin işleten sıfatının sona erdiğini, dolayısıyla 3.kişilere karşı sorumluluğunun da sona erdiğinin düzenlendiğini, müvekkilinin bu nedenle sorumlu tutulmaması gerektiğini, bu iddialara ilişkin tüm belgelerin dosyaya ibraz edildiğini, ancak Mahkemece bu hususun dikkate alınmadığını belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından, 02/06/2015 tarihinde, asıl davanın davalısı … Sigorta AŞ.’nin ZMS sigortacısı, birleşen davanın davalısı … AŞ.’nin maliki (ruhsat sahibi) ve davalı …’in sürücüsü olduğu … plakalı araç, asıl davanın davalısı … Sigorta AŞ.’nin ZMS sigortacısı olduğu … plakalı araç, plakası tespit edilemeyen bir araç ile davacının maliki-sürücüsü olduğu … plakalı aracın karıştığı kaza neticesinde, davacıya ait aracın hasarlandığı; davacı tarafça asıl davada araç hasar tazminatı; birleşen davada ise araç hasar tazminatı, çekici bedeli ve ikame araç bedelinin talep edildiği ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. A-)Davalı … Sigorta AŞ. vekilinin asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan 30/01/2017 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde davalı … Sigorta AŞ. nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı aracın sürücüsü …’in %50, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün %50 oranında kusurlu oldukları, diğer araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı; davacının aracında meydana gelen araç hasar tazminatının 19.000,00 TL, çekici bedelinin 200,00 TL ve ikame araç bedelinin 2.000,00 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporunun yapılan incelemesinde, raporun, HMK’nın 279.maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, dosyadaki diğer bilirkişi raporları ve trafik kazası tespit tutanağı ile örtüştüğü, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanısına varılmıştır. Bu durumda, davacı tarafça zararın müştereken ve müteselsilen talep edilmesi ve TBK’nın 61 ve 163.maddeleri gereğince davalı … Sigorta AŞ.’nin, meydana gelen toplam araç hasar tazminatının tümünden sorumlu tutulması doğru olduğundan, davalı … Sigorta AŞ. vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerinde görülmemiştir. B-)Davalı … vekili, davalı … AŞ. vekili ve davalı … vekilinin, birleşen davaya yönelik istinaf başvurularının değerlendirilmesi: …’na başvurulabilecek hallere ilişkin olarak, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/2-b maddesinde “Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar” düzenlemesine yer verilmiş; aynı mahiyetteki düzenleme, … Yönetmeliği’nin 9/1-b maddesinde de yer almıştır. Bu düzenlemelere göre; …’na başvurulabilmesi için, meydana gelen zararın, “bedensel zarar” olması gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafça, aracının hasarlanması nedeniyle maddi zarar talep edilmiştir. Ancak Mahkemece, yukarıda değinilen yasal düzenleme dikkate alınmaksızın ve bu yönde bir değerlendirme yapılmaksızın, aracın hasarlanması nedeniyle talep edilen maddi zarardan davalı … sorumlu tutulmuştur. Bu nedenle, davalı … vekilinin istinaf iddia ve itirazları yerinde görülmüştür. 2918 sayılı KTK’nın hükümlerine göre, trafik kaydı “işletenin” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir kanun hükmü yoktur. Aynı Kanun’un 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Yine aynı Kanun’un 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtayın yerleşik uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta, davalı … AŞ. vekili, cevap dilekçesinde ve yargılama aşamasındaki tüm beyanlarında, kazaya karışan ve müvekkiline ait bulunan … plakalı aracın, dava dışı … Ltd. Şti.’ye uzun süreli kira sözleşmesiyle kiralandığını ve teslim edildiğini ileri sürmüş ve buna ilişkin bilgi ve belgeleri de dosyaya ibraz etmiştir. Ancak İlk Derece Mahkemesince, davalı … AŞ. vekilinin bu yöndeki iddia ve itirazı yönünden herhangi bir araştırma ve değerlendirme yapılmadan karar verilmiştir. Bir başka deyişle, davalı … AŞ.’nin bu itirazı yönünden eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verildiğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerinde görülmüştür. O halde, Mahkemece, davalı …’nın sorumluluğunun, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14.maddesi kapsamında tartışılması ve değerlendirilmesi; davalı … AŞ.’nin iddia ve itirazlarının değerlendirilerek, davaya konu araç nedeni ile tanzim edilen kira sözleşmesinin uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup-olmadığı, aracın fiilen teslim edilip edilmediği, ekonomik yararlanmanın kime ait olduğu, kira sözleşmesi ve kira bedelinin maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği, kira bedelinin ve vergilerin kim tarafından ödendiği, davalının ve kiracının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalının işletenlik sıfatının devam edip etmediği, kazaya karışan araç ile sözleşmeye konu aracın aynı araç olup olmadığı hususlarının tartışılarak, davalı … AŞ.’nin işleten sıfatının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi sonucuna göre, birleşen davada yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-1)Davalı … Sigorta AŞ. vekilinin, asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince esastan reddine, 2-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.297,89 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 324,48 TL karar ve ilam harcını mahsubu ile bakiye 973,41 TL karar ve ilam harcını davalı Mapfre Sigorta AŞ.’den tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 3-)Davalı … Sigorta AŞ.’nin istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılması, B-1)Birleşen davanın davalı … vekili, davalı … AŞ. vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kaldırılmasına, 2-)Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-)İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-)Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 5-)İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, 6-)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 7-)Davalılar … AŞ’nin ve davalı …’nın icranın geri bırakılması talepleri kapsamında sundukları teminat mektuplarının İİK m.36/5 uyarınca bu davalılara iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, asıl davanın davalısı … Sigorta AŞ yönünden HMK’nın 362/1-a maddesi; diğer davalılar yönünden HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/06/2021