Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2550 E. 2021/1006 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2550
KARAR NO: 2021/1006
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/07/2018
NUMARASI: 2017/540 Esas – 2018/809 Karar
DAVANIN KONUSU: Rücuen Tazminat (ZMSS Poliçesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/06/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık, ZMS sigortacısı davacının, dava dışı 3.kişiye ödediği tazminatı, ZMSS Genel Şartları’na aykırılık nedeniyle davalı ZMS sigortalısından rücuen tahsili istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “01.03.2014 tarihinde meydana gelen kazada, davacı sigorta şirketinin gerekli araştırma ve evrak temini yapmaksızın, mevcut belgelerde gereken inceleme titizliği göstermeksizin hasarı (sehven) ödediğinin Sayın Mahkemece kabulü durumunda; davacı sigorta şirketinin ödemiş olduğu tazminatı davalıdan talep edemeyeceği, açıklanmış, dosyada mevcut her iki bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere davalının adına kayıtlı … plakalı aracını 05/08/2013 tarihinde noterlikten satış sözleşmesi ile dava dışı …a sattığı, 01/03/2014 tarihinde … plakalı araç sürücüsü …ın … plakalı araç ile trafik kazası yaptığı, bu kazanın satış yapıldıktan 7 ay sonra meydana geldiği, 01/03/2014 tarihinde davalıya ait sigorta poliçesinin geçerli olmadığı, sigorta şirketinin tazminatı sehven ödediği” gerekçesiyle, “Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu rücuen tazminat davasının reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemenin kararında hatalı hukuki değerlendirmeler yapıldığını, ZMSS Genel Şartları’nın B-4/C hükmüne göre sigortacının, sigorta ettirene karşı rücu hakkının bulunduğu hallerden birisi olan aracın ehliyetsiz olarak kullanılması halinin düzenlendiğini, işbu davada araç sahibine karşı dava açmadıklarını, sigortalıya karşı dava açtıklarını, aracın sigorta ettiren dışında başka biri adına kayıtlı olmasının bir ehemmiyetinin bulunmadığını, davalı şahsın, kaza tarihinde ilgili aracın sigorta ettireni konumunda olduğunu, sigortacı olan müvekkili tarafından da bu sebeple, sigorta ettiren davalıya karşı rücuen tazminat davası açıldığını, Yerel Mahkemenin gerekçeli kararında, davalının aracını sattığını sigorta şirketine bildirdiğini, ancak sigorta acentesi tarafından, poliçenin iptal edilmediğine dair bir gerekçeye dayanılmış ise de davalı tarafça bu hususta dava dosyasına herhangi bir evrakın sunulmadığını, Mahkeme tarafından, davalının sözlü beyanının esas alındığını, aracın satıldığının usulüne uygun bir şekilde müvekkili şirketin acentesine bildirilmediğini, bu nedenle meydana gelen zarardan davalı sigortalının sorumlu olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından, davacı sigorta şirketi nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı bulunan … plakalı ticari kamyonet nitelikli aracın, dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresinde iken, 01/03/2014 tarihinde dava dışı … plakalı araç ile kaza yapması neticesinde, dava dışı … plakalı aracın hasarlandığı, sigortalı … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’ın ehliyetsiz olduğu ve kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu bulunduğu; davacı sigorta şirketi tarafından ZMSS poliçesine istinaden, dava dışı … plakalı araç için 13.811,00 TL hasar tazminat ödendiği; işbu davada davacı tarafça ZMSS Genel Şartları’na aykırılıktan dolayı ödenen tazminatın davalı sigortalıdan rücuen tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince her ne kadar bilirkişi raporları dikkate alınarak, yukarıda belirtilen gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de; 2918 Sayılı KTK’nın 94. maddesinde; “Sigortalı aracı işletenlerin değişmesi halinde, devreden kişi 15 gün içinde sigortacıya durumu bildirmek zorundadır. Sigortacı, sigorta sözleşmesini durumun kendisine tebliği tarihinden itibaren 15 gün içinde feshedebilir. Sigorta fesih tarihinden 15 gün sonrasına kadar geçerlidir” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, davalı sigortalı … 05/08/2013 tarihinde aracını sattığını ve bu satış işlemini davacı sigorta şirketine bildirdiğini iddia etmişse de, aracın satışını davacı sigorta şirketine bildirdiğine dair hiçbir delil ibraz edememiştir. Bir başka deyişle davalı sigortalı bu iddasını ispatlayamamıştır. Bu durumda, sigorta poliçesinin tarafı olarak, sigortalı aracı ehliyetsiz sürücüye kullandırttığına, ZMSS Genel Şartları’na aykırı davrandığına ve davacı sigorta şirketinin 3.kişiye tazminat ödemesine sebep olduğuna göre, davacı sigorta şirketi tarafından ödenen tazminattan sorumludur. Bu nedenle, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yukarıda belirtilen gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerinde görülmüştür.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-)Davanın kabulü ile, 13.811,00 TL rücuen tazminatın ödeme tarihi olan 28/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 2-)Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 943,42 TL harçtan, peşin alınan 265,06 TL harçtan mahsup edilerek bakiye 678,36 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 3-)Davacı tarafından yatırılan 265,06 TL harcın (başvurma+peşin harç) davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 4-)Davacı tarafından yapılan 1.350,00 TL yargılama giderlerinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 6-)Gider avansından artan miktarın HMK’nın 333. maddesi uyarınca yatıran tarafa iadesine,
B-)İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN: 1-)Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-)İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 24,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-)İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/06/2021