Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2542
KARAR NO: 2021/1058
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/03/2018
NUMARASI: 2017/448 (E) 2018/333 (K)
DAVANIN KONUSU: Değer kaybı tazminatı
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı sigorta şirketi tarafından trafik sigortasıyla teminat altına alınan … plakalı araç ile davacı adına kayıtlı … plakalı aracın 13/05/2015 tarihinde karıştığı trafik kazası sonrası davacıya ait aracın değer kaybettiğini belirterek şimdilik 10.000,00 TL değer kaybı bedelinin 13/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulü ile 2.000,00 TL değer kaybı tazminatının 13/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur. Katılma yoluyla kararı istinaf eden davalı sigorta şirketi vekili, bilirkişi raporundaki hesaplamanın hatalı olduğunu, reddedilen kısım üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davacı lehine hükmedilen maddi tazminat tutarını geçmemek üzere vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini, avans faizine hükmedilmesinin de doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan hasar nedeniyle araçta oluşan değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince hükme esas alınan 01/02/2018 tarihli rapor ve ek bilirkişi raporunda, kaza tarihinde 245.100 km’de bulunan ve öncesinde 5 adet hasar kaydı olan ticari araca ilişkin emsal araştırması üzerinden aracın, kazasız ikinci el rayiç piyasa değeri ile onarıldıktan sonraki piyasa değeri arasındaki değer farkının tespit edildiği, raporun bu haliyle HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği ve hüküm kurmaya elverişli olduğu değerlendirilmiştir. Davacı tarafın tek taraflı olarak tazmin ettirdiği değer kaybına ilişkin raporun ise fark teorisine göre hazırlanmadığı, afaki değerlendirmeler içerdiği, ne şekilde piyasa araştırması yapıldığı açıklanmadığı gibi 9.904,00 TL tutarında hasara uğrayan aracın, %29 oranında değer kaybına uğramış olabileceğine ilişkin gerekçelerin raporda gösterilmediği, bu şekilde usulüne uygun düzenlenmeyen raporun mahkemece benimsenen bilirkişi raporuyla çelişkisinin tartışılamayacağı anlaşılmakla, davacı vekilinin raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediği; davalı vekilinin de bilirkişi raporundaki hesaplamanın hatalı olduğu yönündeki istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir. Davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarına gelince: Aracın ticari bir araç olması nedeniyle avans faizine hükmedilmesi doğru ise de, değer kaybı istemine ilişkin temerrüt ihtarının davalı tarafa 24/04/2017 tarihinde tebliğ edildiği, bu tarihten itibaren sekiz iş günü geçtikten sonra 05/05/2017 günü itibarıyla temerrüt gerçekleşmiş olmasına rağmen kaza tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmadığı gibi kısmen kabulüne karar verilen davada reddedilen 8.000,00 TL yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin de hatalı olduğu; yine davacı lehine hükmedilen maddi tazminat tutarını geçmemek üzere vekalet ücretine hükmedilmesi lazım gelirken bu tutarı aşacak şekilde vekalet ücretine karar verilmesinin de doğru olmadığı sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; A)1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ili bakiye 23,40 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde iadesine, B)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine, 3-Davalı tarafça yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcından ibaret yargılama giderinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, davalı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, C)1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2 maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmak suretiyle düzelterek yeniden esas hakkında kararla; Davanın kısmen kabulü ile; 2.000,00 TL değer kaybı tazminatının 05/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin 8.000,00 TL’lik talebin reddine, 2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 136,62 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 34,16 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan; 170,78 peşin harç, 31,40 TL başvuru harcı, 4,60 TL vekalet harcı, 500,00 TL bilirkişi ücreti, 116,80 TL tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 823,58 TL yargılama masrafından davanın kabul reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 164,71 TL yargılama masrafının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden, 2.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden, 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine, 6-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 7-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kabul ve reddedilen miktarlar göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 01/07/2021