Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2496 E. 2021/752 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2496
KARAR NO: 2021/752
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/03/2018
NUMARASI: 2017/356 Esas – 2018/235 Karar
DAVANIN KONUSU: Destekten Yoksun Kalma Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/05/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Dava ve uyuşmazlık TBK’nın 53. maddesi kapsamında ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Karayolları Trafik Kanunu ile Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları uyarınca Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigorta şirketleri işletenin kusuru ile üçüncü kişilere verdiği zararları karşılamakla yükümlü olup, bu zararlardan da hangilerinin teminat kapsamı dışında olduğu yine mezkur kanunun 92. maddesi ile Genel Şartların 6. maddesinde düzenlenmiş olmakla işletenin sigorta şirketi karşısında müteveffanın desteği olması sebebiyle üçüncü kişi kabul edilerek tazminat talep hakkı bulunmadığı” gerekçesiyle, “Davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda kazanın oluşumunda müvekkiline atfedilebilir bir kusur bulunmadığını, kazanın meydana gelmesinde, araçtaki teknik aksaklık ve yol durumunun etkili olduğunu, kusura ilişkin tahkikat işlemleri tamamlanmadan ve rapor alınmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından, davalı … şirketinin ZMS sigortacısı ve davacı …’ın sürücüsü (sigortalısı ve işleteni) olduğu … plakalı aracın, tek taraflı kaza yapması neticesinde, araçta yolcu olarak bulunan davacının eşi …’ın vefat ettiği, davacının bu vefat olayı nedeniyle işbu davada destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunduğu, kazanın meydana gelmesinde, aracın işleteni (sürücüsü-sigortalısı) davacının tam kusurlu olduğu, bu hususun, trafik kazası tespit tutanağı ve dava dilekçesinde kabul edildiği ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtilen gerekçeyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Zorunlu mali sorumluluk sigortasının amacı, trafik kazaları sonucu 3. kişilere verilecek zararların güvence altına alınmasıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesi ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.6.b maddesinde “Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri”nin teminat kapsamı dışında kalacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre, somut uyuşmazlıkta, işleten davacı …’ın, işleten olarak kendi sorumluluğunu üstlenen ZMS sigortacısı davalıdan tazminat talep etmesi mümkün değildir. Mahkemece de bu minvalde davanın reddine karar verilmiş olması doğru olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerinde görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL karar ve ilam harcı mahsup edilerek bakiye 23,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsil edilerek Hazineye verilmesine, 3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama gidernin kendisi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/05/2021