Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2450 E. 2021/880 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2450
KARAR NO: 2021/880
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/04/2018
NUMARASI: 2016/939 Esas – 2018/375 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/06/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Dava ve uyuşmazlık, TBK’nın 53/3. maddesi kapsamında ölümlü trafik kazasından kaynaklanan bakiye destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın kabulü ile davacının eşi … için 18.292,57 TL olmak üzere toplam 62.934,85 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: dava konusu poliçe 04/03/2016 tarihinde akdedildiğine göre, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’na göre destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1,8 teknik faizin dikkate alınması gerektiğini, müvekkili şirket tarafından davacılar ile diğer hak sahiplerine toplam 243.270,34 TL ödeme yapılmış olup, yapılan ödemelerin ödeme tarihindeki veriler ve TRH 2010 Yaşam Tablosu ile %1,8 teknik faiz dikkate alınarak yapılan ödemenin, eksik olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, her ne kadar davacılar tarafından yalnızca davacı eş … adına 196.679,22 TL ödeme yapıldığı belirtilmiş ise de, söz konusu hususunun kabulünün mümkün olmadığını, zira yapılan başvurular üzerine 30/06/2016 tarihinde, müteveffanın eşi, annesi, babası ve iki çocuğu için toplamda 243.270,34 TL tazminat ödemesi yapıldığını, ödemeye ilişkin dekontlar ile ödemeye dayanak alınan aktüerya raporunun dosyaya ibraz edildiğini; davacıların desteği müteveffa …’nun olayda müterafik kusuru bulunduğundan, tazminattan %20 oranında indirim yapılması gerektiğini belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından, 22/04/2016 tarihinde, davalı Sigorta Şirketi’nin ZMS sigortacısı olduğu, … plaklı otomobil ile davacıların desteği (davacı …’nun eşi ve davacılar … ile …’nun babaları) sürücü …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin kaza yapması neticesinde davacıların desteği …’nun vefat ettiği; işbu dava öncesinde davacılar tarafından davalı Sigorta Şirketi’ne başvuru yapılması üzerine, davalı Sigorta Şirketi tarafından davacılara ödeme yapıldığı ancak davacıların bu ödemeyi yetersiz görerek 23/09/2016 tarihinde açılan işbu davada, bakiye destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulundukları ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece karara dayanak yapılan 05/01/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde, davalı nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …’in %100 oranında kusurlu olduğu, … plakalı motosikletin sürücüsü (davacıların desteği) …’nun kusurunun bulunmadığı; davacı … destekten yoksun kalma zararının 243.972,55 TL, davacı …’nun 26.848,58 TL ve davacı …’nun 17.793,70 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporunun yapılan incelemesinde davalı tarafça cevap dilekçesinde belirtilen ödemelerin dikkate alınmadığı görülmüştür. Buna rağmen Mahkemece, davacılar vekilinin 26/03/2018 tarihli talep artırım dilekçesindeki beyanı ve belirttiği miktar dikkate alınarak ve davacı … dışındaki diğer davacılar lehine ne miktarda tazminatın kabulüne karar verildiği de belirtilmeden, yukarıda da belirtildiği üzere gerekçede ve hüküm fıkrasında, “Davanın kabulü ile davacının eşi … için 18.292,57 TL olmak üzere toplam 62.934,85 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,” şeklinde karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Bu nedenle, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf iddia ve itirazı yerinde görülmüştür. O halde Mahkemece, işbu dava açılmadan önce davalı Sigorta Şirketi tarafından her bir davacı için ne miktarlarda destekten yoksun kalma tazminatı ödendiğinin araştırılması, ödenen miktarların güncellenerek her bir davacı için tespit edilecek destekten yoksun kalma tazminatından düşülmesi yönünden aktüerya bilirkişisinden ek rapor alınması, sonrasında davanın, HMK’nın 107. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davası olarak açıldığı da dikkate alınarak, davacılar vekiline her bir davacı yönünden talep artırım dilekçesi ibraz etmeleri için süre verilmesi ve sonrasında tarafların delillerinin değerlendirilerek yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, 7-Davalı tarafından, icranın geri bırakılması talebi kapsamında sunulan teminat mektubunun, İİK 36/5 maddesi uyarınca davalıya iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/06/2021