Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2392 E. 2021/1029 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2392
KARAR NO: 2021/1029
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/05/2018
NUMARASI: 2016/208 (E) 2018/564 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 24/06/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin, 05/01/2015 günü, yolcu olarak bulunduğu davalıların sigortacısı ve işleteni oldukları … plaka sayılı minibüsten inmek isterken minibüsün aniden hareket etmesi nedeniyle düşerek yaralandığını belirterek şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 50.000,00 TL manevi tazminatın ise davalı …’dan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Asıl dava dosyasında aracın trafik sigortasını yapan şirketin davalı sigorta şirketi olmadığının anlaşılması üzerine birleşen dava dosyasında, davacı vekili aynı sebebe dayalı olarak aracın trafik sigortacısı olan … Sigorta Şirketinden tazminat talebinde bulunmuştur. Davalılar davanın reddini talep etmişlerdir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, asıl davada davalı … Sigorta AŞ’ye karşı açılan davanın husumetten reddine, asıl dava dosyası davalısı … ve birleşen dosya davalısı sigorta şirketine yönelik açılan maddi tazminat davasının kabulü ile 36.552,71 TL’nin kararda belirtilen faiz başlangıç tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, manevi tazminat davasının ise kısmen kabulü ile 20.000,00 TL tazminatın davalı …’tan tahsiline karar verilmiş; karara karşı davalı … Sigorta Şirketi vekili ve davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır. Davalı … Sigorta Şirketi vekili özetle: Aracın taşımacılık sigortasının bulunup bulunmadığı hususunun araştırılmamasının doğru olmadığını, ticari faiz talebinin ise haksız olduğunu; Davalı … vekili ise: Duruşmada dinlenen tanık beyanlarına göre davacının araçtan düşerek yaralanmasının söz konusu olmadığını, ticari faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu ve manevi tazminatın fahiş takdir edildiğini beyanla kararın kaldırılmasını istemişlerdir. Dava, davalıların trafik sigortacısı ve işleteni oldukları minibüste yolcu olarak bulunan davacının, inmek istediği esnada minibüsün aniden hareket etmesi nedeniyle düşerek yaralandığı iddiasına dayalı işgöremezlik ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamında beyanı alınan davacı tanık anlatımları üstün tutulup çelişkili davalı tanık anlatımlarına itibar edilmeyerek yaralanmanın iddia edildiği şekilde gerçekleştiği yönündeki mahkemenin kabul şeklinde isabetsizlik yoktur. 15/01/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanarak %12,2 oranında malul kalan ve gerçekleşen kazada kusuru bulunmayan davacı için 20.000,00 TL manevi tazminatın takdirinde TBK’nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre davalının bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Dava konusu aracın İstanbul şehir içi hatlı minibüs olduğu, dolayısıyla ticari araç olup sigorta şirketiyle sigortalı arasında yapılan sözleşmenin ticari nitelikte olduğu, taşıma faaliyetinin de TTK’da düzenlenip ticari iş niteliğinde olduğu göz önüne alındığında, ticari faize hükmedilmiş olmasında da usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davalı sigorta şirketinin taşımacılık sigortasına ilişkin istinaf itirazlarının değerlendirilmesinde ise: Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun (mülga 14/4/2016-6704/17 md.) 17. maddesi şehirlerarası ve uluslararası yolcu taşımacılarının, kalkış noktasından varış noktasına kadar meydana gelecek kazalar sonucu yolcunun ölümü ve yaralanmasından dolayı sorumlu olacağını, 18. maddesi ise bu zararların teminat altına alınması için Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortasının yaptırılması gerektiğini hüküm altına almıştır. Ayrıca bu Kanuna dayanılarak çıkarılan Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin 64. maddesi gereği yolcu taşımacılığı yapan taşıyıcıların Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası yaptırma zorunluluğunun bulunduğu belirtilmiştir.Anılan Kanun’un 19/son ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarının B.8. maddeleri hükümlerine göre meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Ancak, bu sigortanın hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta tazminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısmı için, sırasıyla zorunlu mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur. Anılan düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, yasa koyucu yolcuların uğradığı bedeni zararlar bakımından taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı, trafik sigortasıcısı ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı bakımından müştereken ve müteselsilen bir sorumluluk öngörmemiş sıralı bir sorumluluğu esas almıştır. (Yargıtay 17 HD 2012/17899 E. 2014/6690 K sayılı kararı; Yargıtay 11.HD 2012/14734 E. : 2012/17369 K. sayılı kararı;aynı daire 2016/20012 E. 2019/394 K. ve benzer nitelikteki kararları) Karayolu Taşıma Kanunu’nun 2/3. maddesinde ise il sınırları içerisindeki taşımalar ile yüz kilometreye kadar olan şehirlerarası taşımaların düzenlenmesi il ve ilçe trafik komisyonları ile işbirliği yapılmak suretiyle ilgili valiliklere, belediye sınırları içerisindeki şehiriçi taşımalar belediyelere bu Kanuna göre düzenlenecek yönetmelik esasları dahilinde bırakılabilir. İşbu açıklamalara göre kaza tarihinde yürürlükte bulunan ZTMSS genel şartlarının B:8 maddesine göre zorunlu karayolu taşımacılık sigortası yapılma zorunluluğunun bulunduğu hallerde sorumluluk öncelikle bu sigortaya ait olacak, limit aşımı durumunda ise trafik sigortasının ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortası sorumlu olacaktır. Somut olayda, şehirlerarası bir taşımacılık faaliyeti söz konusu olmayıp kaza İstanbul il sınırları içerisinde minibüste yolcu taşıma işi gerçekleştirilirken meydana gelmiştir. Bu durumda sözü geçen yasanın 17. ve 18. maddelerinde düzenlenen şekilde bir taşıma faaliyeti söz konusu değil ise de yasanın 2/3. maddesi uyarınca valilik veya belediye tarafından bu şehir içi taşımacılık faaliyetine ilişkin zorunlu taşımacılık sigortası yaptırma zorunluluğu bulunup bulunmadığı hususunun araştırılması gerekmektedir. Dairemizde istinaf incelemesi yapılan bir başka dava dosyası üzerinden İstanbul şehir içi taşıma faaliyetinde bulunanlarla ilgili karayolu zorunlu taşımacılık sigortası yaptırma zorunluluğunun bulunup bulunmadığına ilişkin yazılan müzekkerelere İstanbul Valiliğince (21/05/2021 tarih E-47909374 -16908-(62405)-202..24 sayılı) ve Büyükşehir Belediye Başkanlığınca (10/06/2021 tarih E-20980289-210.01-2021.671873 sayılı) verilen cevabi yazılarda, şehir içi taşıma faaliyetlerine ilişkin zorunlu taşımacılık sigortası yaptırma zorunluluğuna dair bir kararın mevcut olduğuna ilişkin bir husus bildirilmemiştir. O halde trafik kazasından kaynaklanan zarardan doğrudan doğruya aracın trafik sigortacısı olan (birleşen dosyada) davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu anlaşılmış olmakla bu yöne ilişkin istinaf itirazında da isabet bulunmamaktadır.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-Davalı … Sigorta Şirketi vekilinin ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 3.863,12 TL istinaf karar harcından davalılardan peşin alınan toplam 1.994,58 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.868,54 TL istinaf karar harcının davalı … Sigorta Şirketi ve davalı …’tan müteselsilen tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, davalı … Sigorta Şirketi’nin 1.469,82 TL’den müteselsil sorumlu sayılmasına, 3-İstinafa başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda objektif dava birleşmesi teşkil eden maddi ve manevi tazminat davalarında davalılar aleyhine hükmedilen miktarlar göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 24/06/2021