Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2377 E. 2021/1391 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2377
KARAR NO: 2021/1391
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/07/2018
NUMARASI: 2017/791 (E) 2018/819 (K)
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat
KARAR TARİHİ: 12/10/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06/09/2004 tarihinde, müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu … plakalı otobüse karşı yönden gelen dava dışı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonetin şerit ihlali yaparak çarptığını, kamyonetin kaza tarihinde zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmadığını, bu kaza nedeniyle sürücü … ve müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın ZMM sigortacısı … Sigorta AŞ’ye karşı İstanbul 16. ATM’nin 2014/727 E. 2017/294 K. sayılı dosyasında dava açıldığını, kararın kesinleşme aşamasında olduğunu, anılan dosyada davacının 29.810,73 TL maddi zararı olduğunun tespit edildiğini, … plakalı aracın ZMM sigortası olmadığından …na başvurduklarını ancak talebin reddedildiğini, kazanma gücünün % 24 kaybından kaynaklı 29.810,73 TL maddi tazminatın 07/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; süresinde açılmayan davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, ayrıca ceza zamanaşımı haksız eylemi işleyene karşı açılan davalarda uygulanabileceğinden, davalının haksız fiilin faili olmadığından uzamış zamanaşımının davalı bakımından uygulanamayacağını belirterek öncelikle zamanaşımı nedeniyle, kabul edilmemesi halinde esas bakımından reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/727 E. sayılı dosyasının kesinleştiğinden bahisle davanın HMK. 114/1(i) maddesi gereği kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu kaza nedeniyle davacının maddi ve manevi zararlarının tazmini maksadıyla İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/727 E. sayılı dosyasında kamyonet sürücüsü İ…e, kamyonetin ZMM şirketi olan … Sigorta AŞ’ye (Yeni unvanı … Sigorta AŞ) ve davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu otobüsün koltuk sigortacısı olan … AŞ’ye karşı dava açtıklarını, ancak … plakalı kamyonetin kaza tarihinde ZMM sigortası bulunmadığından Güvence Hesabı’na yaptıkları başvuruya zamanaşımı nedeniyle itiraz edildiğini bunun üzerine eldeki davanın açıldığını, İstanbul 16. ATM’de açılan davada …’na husumet yöneltilmediğini bu nedenle davanın kesin hüküm nedeniyle reddine ilişkin yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, kabule göre de dava şartının yokluğu halinde takdir edilecek vekalet ücretinin AAÜT 7/2’nci maddesi gereğince, tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı maktu ücreti geçmemek koşuluyla üçüncü kısımda yazılı nisbi tarife uyarınca karar verilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. HMK’nın kesin hükmü düzenleyen 303. maddesinde “Bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir” denilmek suretiyle, genel olarak kesin hükmün şartları belirlenmiş; aynı maddenin 5. fıkrasında ise “müteselsil borçlulardan biri veya birkaçı ile alacaklı arasında yahut müteselsil alacaklılardan biri veya birkaçı ile borçlu arasında oluşan kesin hüküm, diğerleri hakkında geçerli değildir” denilmek suretiyle, müteselsil sorumluluğun geçerli olduğu hallere ilişkin olarak kesin hükmün şartları belirlenmiştir. HMK’nın 114/1-i maddesinde dava şartı olarak düzenlenen kesin hüküm nedeniyle davanın reddi için, iki davanın taraflarının, konusunun ve dava sebeplerinin aynı olması gerekmektedir. Somut olayda; davacı tarafından işbu davanın açılmasından önce, aynı kazaya ilişkin olarak İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/727 Esas 2017/294 K. sayılı dosyasında … plakalı araç sürücüsü …, … Sigorta AŞ ve … AŞ aleyhine geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ve manevi tazminat davası açıldığı, …’in kullandığı … plakalı aracın kaza tarihini kapsar şekilde davalı … Sigorta tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmamış olması nedeniyle bu davalı yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacıyı karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası ile sigortalayan davalı … Sigorta AŞ aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle reddine, 29.810,73 TL maddi tazminatın davalı araç sürücüsü …’ten tahsiline karar verildiği ve kararın istinaf edilmeksizin 11/10/2017 tarihinde kesinleştiği, … Hesabı’nın anılan davada, davanın tarafı olmadığı görülmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı …’nın İstanbul 16. ATM’nin 2014/727 Esas 2017/294 K. dosyasında taraf olmaması nedeniyle, önceki davada verilen hükmün, eldeki dava bakımından kesin hüküm teşkil etmesi mümkün değildir. Bu nedenlerle mahkemece davacının maddi tazminat talebi yönünden işin esasına girilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, kesin hüküm bulunduğundan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6 maddesi uyarınca ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından sarfedilen istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/10/2021