Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2315 E. 2021/703 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2315
KARAR NO: 2021/703
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/06/2018
NUMARASI: 2016/1214 (E) 2018/628 (K)
DAVANIN KONUSU: Araç Hasar Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/04/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık, maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan araç hasar tazminatı istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince; “Davanın kabulü ile;15.000,00 TL’nin 01/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (davalı sigorta şirketi poliçe limitiyle sınırlı olmak ve faizin dava tarihinden itibaren işlemesi kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı … ile davalı … Sigorta AŞ. vekili istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuşlardır. Davalı … istinaf dilekçesinde özetle: kazaya karışan aracın kendisine ait olduğunu, ancak kazayı kendisinin yapmadığını, kazaya karışan sürücünün Küçükçekmece 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/159 Esas sayılı dosyasında bu hususu kabul ettiğini belirtmiştir. Davalı … Sigorta AŞ. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: sigortalı araç sahibinin, sigortalı sigortalı aracı 29/09/2016 tarihinde teknik servise bıraktığını, tamirhane sahibinin oğlunun, aracı kullanarak kazaya karıştığını, sigortalının, kazadan sonra bunu öğrendiğini, nitekim ifade tutanaklarında da bu hususun yer aldığını, sigortalı araç sahibinin bilgisi ve onayı olmaksızın aracının 3. bir şahıs tarafından kullanılarak davaya konu kazaya sebebiyet verildiğini, ZMSS Genel Şartlarının A.6. maddesi ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 86. maddesi gereğince, sigortalı araç sahibinin meydana gelen zarardan herhangi bir hukuki sorumluluğunun bulunmadığını, bu durumda, müvekkili şirketin sorumluluğundan da söz edilemeyeceğini, dolayısıyla davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından, davacının maliki olduğu … plakalı araç ile davalı …’ün maliki ve davalı … Sigorta AŞ’nin ZMS sigortacısı olduğu … plakalı aracın dava dışı sürücü …’un sevk ve idaresinde iken, 01/10/2016 tarihinde kaza yapması neticesinde, davacıya ait aracın hasarlandığı ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunanlar” başlıklı 104/1. Maddesinde, “Motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan teşebbüslerin sahibi, gözetim, onarım, bakım, alım – satım, araçta değişiklik yapılması amacı ile veya benzeri bir amaçla kendisine bırakılan bir motorlu aracın sebep olduğu zararlardan dolayı; işleten gibi sorumlu tutulur. Aracın işleteni ve araç için zorunlu mali sorumluluk sigortası yapan sigortacısı bu zararlardan sorumlu değildir” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, dava dışı sürücü …’un 04/10/2016 tarihli “Şüpheli İfade Tutanağı”ndaki beyanına göre; davalı …’ün maliki ve davalı … Sigorta AŞ.’nin ZMS sigortacısı olduğu … plakalı aracın, tamir amacıyla … isimli servise bırakıldığı ve aracın maliki …’ün bilgisi, rızası ve onayı dışında aracın dava dışı sürücü … tarafından kullanılması esnasında trafik kazasının meydana geldiği ve davacıya ait aracın zarar gördüğü anlaşılmıştır. Bu durumda, 2918 sayılı KTK’nın 104/1. maddesi gereğince, davacıya ait araçta meydana gelen zarardan, sigortalı araç sahibi ile ZMS sigortacısının sorumluluğundan söz edilemeyeceğine göre, davalılar hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından, davalı Yeliz Sarıgöz ile davalı Mapfre Sigorta AŞ. vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerinde görülmüştür.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davalı … ile davalı … Sigorta AŞ. vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile; Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davanın reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 59,30 TL harcın, peşin alınan 279,20 TL harçtan mahsup edilerek bakiye 219,90 TL harcın davacıya iadesine, 3-Davalı … Sigorta AŞ. kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN: 1-Davalılar davalı … ile davalı … Sigorta AŞ tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendilerine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan 29,75 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 85,70 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalı …’e verilmesine, 3-İstinaf aşamasında davalı … Sigorta AŞ tarafından yapılan 15,75 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 85,70 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalı … Sigorta AŞ’ye verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran taraflara iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/04/2021