Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2312 E. 2021/836 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2312
KARAR NO: 2021/836
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/02/2018
NUMARASI: 2015/187 (E) 2018/77 (K)
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 27/05/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plakalı araç ile davalının maliki, diğer davalının sigortacısı olan … plakalı aracın karıştığı çift taraflı trafik kazasında aracın hasara uğradığını, gerçekleşen kazada karşı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, oluşan hasar nedeniyle değer kaybı ve araç mahrumiyet zararının da gerçekleştiğini belirterek hasar bedeli, değer kaybı ve araç mahrumiyet zararından oluşan şimdilik 1.000,00 TL tazminatın araç maliki ve aracın trafik sigortacısı olan davalılardan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalılar davaya cevap vermemişlerdir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulüne, 15.904,80 TL hasar bedeli ile 2.500,00 TL değer kaybı tazminatı alacağının (Davalı … Şirketi yönünden 30/10/2014 tarihinden, diğer davalı … Şti.yönünden 17/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 6.900,00 TL kazanç kaybı tazminatı alacağının 17/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Şti.’nden tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı … Şti. vekili istinaf dilekçesiyle, müvekkil şirketin meydana gelen kazada kusuru bulunmadığını, keşif talebinin gerekçesiz olarak reddedildiğini, rapora yönelik itirazlarının yine aynı şekilde reddedildiğini, keşif yapılmadan kaza tespit tutanakları üzerinden bilirkişi incelemesi sonucu kusur belirlenmesinin doğru olmadığını, kusura dair alınan raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, hasar yönünden ise parçaların yıpranma ve eskime payı gözetilmeden değerlendirme yapıldığını, değer kaybı ve onarım bedelleri arasındaki nispetsizlik nedeniyle raporun kendi içerisinde çelişkiler barındırdığını gösterdiğini, aracın tamir süresinin olağanın dışında belirlendiğini, davacının herhangi bir araç kiralayıp kiralamadığı tespit edilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası sonucu davacı aracında meydana gelen hasar bedeli, değer kaybı ve araç mahrumiyet zararı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince kusura ilişkin alınan 04/08/2016 tarihli rapor ile ATK tarafından düzenlenen 25/09/2017 tarihli rapor ve 20/11/2017 tarihli bir başka bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporları doğrultusunda yapılan değerlendirmede son 2 raporun birbirini teyit ettiği, davalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu kanaatinde bulunulduğu, sözü geçen bilirkişi raporlarının hüküm vermek bakımından yeterli, oluş, usul ve yasaya uygun olduğu, kazanın, keşif yapılmasını gerektirecek nitelikte bir yanı bulunmadığı, bu nedenle keşif yapılmadan dosya üzerinden işbu bilirkişi raporları doğrultusunda davalı araç sürücüsünün tam kusurlu kabul edilmiş olmasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı görülmektedir.. Kaldı ki, davalı vekilince de istinaf dilekçesinde, benimsenen kusur durumunun ne sebepten ötürü hatalı olduğu yönünde somut gerekçelere dayalı herhangi bir itiraz ileri sürülmemiştir. Diğer yandan, davacıya ait aracın ticari araç olması münasebetiyle araç mahrumiyet zararı oluşacağı sabittir. İşbu karinenin aksinin ispatına dair davalı tarafından herhangi bir delil bildirilmemiştir. (HMK 190/2) Mahkemece hükme esas alınan hesap raporu değerlendirilmesinde yapılan hesaplamanın diğer davalı … şirketi tarafından yaptırılan ekspertiz işlemi neticesinde düzenlenen rapor ve 04/08/2016 tarihli rapor (KDV hariç) ile de hemen hemen örtüştüğü, tam hasara uğrayan parçalara ilişkin eskime payı düşülmemiş olmasının doğru olduğu, değer kaybına ilişkin değerlendirmede fark teorisine göre hesaplama yapıldığı, aracın önceki hasarının da gözetildiği, araç onarım süresi ve kamyon niteliğindeki aracın günlük kira bedeline ilişkin değerlendirmeleri çürütecek nitelikte herhangi bir ispat vesikası getirilemediği, hesap raporunun bu haliyle HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, davalının istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı … Şti. Vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.728,57 TL harcın tamamı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle karar verildi. 27/05/2021