Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/230 E. 2019/798 K. 23.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/230
KARAR NO: 2019/798
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/08/2017
NUMARASI: 2017/3777 Esas – 2017/3759 Karar
(Sigorta Tahkim Komisyonu 10/07/2017 gün 2017/İHK-2473 sayılı kararı)
DAVANIN KONUSU: Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
KARAR TARİHİ: 23/12/2019
İstanbul Anadolu 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yukarıda yazılı değişik iş karar sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 10/07/2017 gün 2017/İHK-2473 sayılı kararının incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Başvuran/davacı … ve diğerleri vekili dilekçesinde özetle; davalı … şirketlerinden … Sigorta nezdinde ZMMS poliçesi kapsamında sorumluluğu temin edilen … plaka sayılı araç ile diğer davalı … Sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi kapsamında sorumluluğu temin edilen müvekkillerinin murisi olan …’in sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracın 26/12/2015 tarihinde karışmış olduğu trafik kazası neticesinde müvekkillerinin desteği olan …’in vefat ettiğini belirterek her iki sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuştur. Davalı … şirketleri vekilleri ayrı ayrı davanın reddini talep etmişlerdir. Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından yapılan tahkim yargılaması neticesinde; kazanın meydana geldiği tarihte 2918 sayılı yasanın 92. maddesinde yapılan “hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin” teminat dışı bırakılmasına ilişkin değişikliğin henüz yürürlüğe girmediği belirtilerek değişiklik öncesindeki yasal düzenlemeler doğrultusunda başvuranın destekten yoksun kalma tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle … için 4.556,00 TL, … için 7.700,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının … Sigorta AŞ’den; … için 131.330,00 TL, … için 24.448,00 TL, … için 31.186,00 TL, … için 29.838,00 TL, … için 13.667,00 TL, … için 23.100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Sigorta A.Ş’den tahsiline dair karara davalı … Sigorta vekilinin itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyetince aynı gerekçelerle itirazın reddine karar verilmiş, bu karara karşı yine .. Sigorta AŞ vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … Sigorta AŞ vekili istinaf dilekçesinde; tahkim yargılaması sırasında ileri sürdüğü itiraz nedenlerini tekrarla, rizikonun yeni genel şartlar gereğince teminat dışı bırakıldığını ifade ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 1-Davacı …, …, …, …, … bakımından tesis edilen hükme yönelik istinaf itirazlarının değerlendirilmesi; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. fıkrasında beş bin TL’nin altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarının kesin olduğu, beş bin TL ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebileceği, kırk bin TL’nin üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyize gidilebileceği belirtilmiştir. Adı geçen davacılar bakımından İtiraz Hakem Heyetince karara bağlanan uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında, verilen karar, 5684 sayılı Kanun’un 30/12. maddesi gereğince kesin niteliktetir. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf dilekçesinin bu davacılar bakımından 5684 sayılı Kanun’un 30/12. maddesi ile HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmektedir. 2-Davacı … bakımından tesis edilen hükme yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; Dava trafik kazasından kaynaklanan … plaka sayılı araç sürücüsü …’in vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatının tahsiline ilişkindir. Dosyaya mübrez 06/02/2017 tarihli kusur raporuna göre istinafa başvuran … Sigorta tarafından trafik sigortasıyla teminat altına alınan … plaka sayılı araç sürücüsü …’in %75; diğer araç sürücüsünün ise %25 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Yargıtay 17 H.D 2017/3610 E. 2018/4373 K. sayılı kararında 1.6.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına ilişkin hükümlerin, 6704 sayılı yasa ile KTK’da yapılan değişikliklerin yürürlüğe girdiği 26/04/2016 tarihinden itibaren değil, genel şartların yürürlüğe girdiği tarihten itibaren uygulanacağına hükmetmiş; Heyetimizce de de bu görüş oy çokluğuyla benimsenmiştir. Gerçekten de KTK’nın 90. maddesinde, tazminatın biçim ve kapsamının Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri doğrultusunda belirleneceği öngörülmüş iken; bu maddede, 6704 sayılı yasa ile değişikliğe gidilerek tazminatların bu kanun ve bu kanuna göre hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabi olduğu düzenlenmiştir. Bu madde hükmü esasen aynı zamanda zımni bir yürürlük hükmüdür. Zira, atıf yapılan genel şartlar, bu yasal düzenlemeden önce yürürlüğe girdiğine göre, madde hükmünün yürürlüğü, genel şartların yürürlük tarihine uzanacak şekilde, bir başka deyişle, madde hükmü, geriye etkili hüküm doğuracak biçimde düzenlenmiş olmaktadır. Bu değerlendirmeler doğrultusunda somut olay ele alındığında; kazaya sebebiyet veren araca ilişkin 12322655 numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin tanzim tarihi 20.07.2015 olup bu tarih 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarından sonradır. Bu durumda davalının sorumluluğunun kapsamı davaya konu trafik kazasından önce yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’na göre belirlenmesi gerekirken 2918 sayılı Yasanın 92. maddesindeki değişikliğin yürürlüğe girdiği tarih esas alınarak önceki yasal mevzuat ve Yargıtay içtihatları uyarınca karar verilmiş olması doğru değildir. Buna yönelik istinaf itirazı yerindedir. Yukarıda açıklandığı üzere somut olaya uygulanacak genel şartların A.6. maddesinin (d) bendinde “…destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin” teminat dışı kaldığı açıklanmıştır. Yine genel şartların A.3. maddesine ve A.5. maddesinin (ç) bendine göre ancak ”üçüncü kişinin ölümü” dolayısıyla oluşan destek zararları, destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı kapsamındadır. Bunun sonucu olarak, sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için, motorlu aracın işletilmesi sırasında ölen kişinin mutlaka üçüncü bir kişi olması gerekir. Somut olayda, destek şahsı olan … plaka sayılı araç sürücüsü olan …’in yakınlarının üçüncü kişi olarak kabulü mümkün olmadığı gibi davada destek şahsının kusuruna isabet eden destek tazminatı talebinde bulunulduğuna göre riziko, sözü geçen aracın trafik sigortacısı bakımından teminat dışında kalmaktadır. O halde … Sigorta AŞ bakımından başvurunun reddine karar verilecek yerde aksine gerekçelerle yazılı olduğu şekilde kabulüne karar verilmesi isabetli değil ise de, bu hal yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi uyarınca İtiraz Hakem Heyeti kararı kaldırılarak (davalı … Sigorta A.Ş. tarafından istinaf başvurusunda bulunulmadığından, kesinleşen hüküm fıkraları ile davalı … Sigorta A.Ş yönünden kesinlik sınırı nedeniyle istinaf başvurusu reddedilen davacılar bakımından kesinleşen hüküm fıkraları aynen tekrar edilmek suretiyle) istinafa konu … hakkındaki davanın reddine dair aşağıdaki karara varılmıştır.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile; A)1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin davacılar …, …, …, …, … bakımından tesis edilen hükme yönelik istinaf dilekçesinin 5684 sayılı Kanun’un 30/12. ve HMK’nın 352/1-b maddesi uyarınca REDDİNE, 2-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE, 3-Yukarıda tarih ve numarası belirtilen İtiraz Hakem Heyeti kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 4- 6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, alınan harcın İADESİNE, B)1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/2 maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında ararla; Davacı … vekili tarafından … Sigorta A.Ş aleyhine açılan davanın REDDİNE, 2-Haklarındaki istinaf başvurusu kesinlik nedeniyle reddedilen davacılardan … için 24.448,00 TL; … için 31.186,00 TL; … için 29.838,00 TL; … için 13.667,00 TL ve … için 23.100,00 TL tazminatın, her bir davacı bakımından hükmedilen tazminat tutarlarının 04/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş’den alınarak adı geçen davacılara ödenmesine, a) 1 sayılı tarifenin yargı harçları başlıklı A/III/1-2. maddesi uyarınca karar ve ilam harcı alınmasına yer olmadığına, b)Başvuran … tarafından sarf edilen 758,90 TL başvuru giderlerinin üzerinde bırakılmasına, c)Başvuran davacılardan … haricinde kalan davacılar tarafından sarf edilen 3.794,50 TL başvuru giderlerinin … Sigorta A.Ş’den alınarak adı geçen davacılara ödenmesine, d)Aleyhine başvurulan taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T’nin 17 ve 5684 sayılı Yasanın 30/17. maddeleri uyarınca reddedilen miktar üzerinden belirlenen vekalet ücretinin 1/5’ine tekabül eden 2.651,20 TL vekalet ücretinin …’ten alınarak davalı … Sigorta A.Ş. ‘ye ödenmesine, e) Davacılardan …, …, …, …, … kendilerini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T’nin 17 ve 5684 sayılı Yasanın 30/17. maddeleri uyarınca kabul edilen miktar üzerinden belirlenen 12.529,00 TL vekalet ücretinin davalı … Sigorta A.Ş. ‘den alınarak adı geçen davacılara ödenmesine, 3- … Sigorta A.Ş. aleyhine yapılan tahkim başvurusunun kısmen kabulü ile … için 4.556,00 TL, … için 7.700,00 TL tazminatın 04.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte adı geçen sigorta şirketinden alınarak adı geçenlere ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, b)Başvuran … bakımından yapılan talebin reddine, c)Başvuru sahibi tarafından yapılan yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 291,50 TL’lık kısmının adı geçen davalıdan tahsiline tahsili ile başvuran tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin kısmın üzerinde bırakılmasına, d)Başvuran … kendisini vekille temsil ettirdiğinden 1.980 TL vekalet ücretinin … Sigorta a.ş. alınarak adı geçene verilmesine, e)Başvuran … kendisini vekille temsil ettirdiğinde 1980 TL vekalet ücretinin … Sigortadan alınarak adı geçene verilmesine, d)Aleyhine başvuru yapılan … Sigorta A.Ş. kendisini vekille temsil ettirdiğinden 396,00 TL vekalet ücretinin …’ten alınarak adı geçen sigorta şirketine verilmesine, e)1 sayılı tarifenin yargı harçları başlıklı A/III/1-2. maddesi uyarınca karar ve ilam harcı alınmasına yer olmadığına, Dair, gerekçeli kararın taraflara/vekillerine tebliğinden itibaren Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere iki hafta içerisinde Dairemize yahut Dairemize gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek temyiz dilekçesi ile Yargıtay yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy çokluğuyla karar verildi.23/12/2019
KARŞI OY Dava ve uyuşmazlık trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. 01/06/2015 tarihli ZMSS Genel Şartları, 6704 sayılı Kanun’un yürürlük tarihi olan 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Somut uyuşmazlıkta kaza tarihi 26/12/2015′ dir. Bu durumda, kaza tarihinde yürürlükte bulunmayan ZMSS Genel Şartları’nın uygulanması mümkün değildir. Başka bir deyişle, davalı tarafın istinaf başvurusundaki iddia ve itirazları yerinde değildir. Bu bağlamda, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin davacı … hakkındaki kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanısında olduğumdan, Sayın Çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.