Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2299 E. 2021/871 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2299
KARAR NO: 2021/871
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/04/2018
NUMARASI: 2016/350 (E) 2018/452 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 03/06/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, … plakalı araç içerisinde yolcu konumunda iken 05.02.2016 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında yaralandığını belirterek belirsiz alacak davası şeklinde şimdilik 1.000,00 TL geçici ve 1.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, 11/04/2018 tarihli ek rapor doğrultusunda %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle 8.477,72 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 149.608,94 TL maluliyet tazminatının, kararda belirtilen tarihten itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı tara vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili: Mahkemece yapılan takdiri indirim oranının fahiş olduğunu, PMF yaşam tablosu ve iskontolama yöntemiyle hesaplama yapan 15/01/2018 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, TRH 2010 yaşam tablosu ve teknik faize göre hesaplama yapılmak suretiyle düzenlenen ek rapor doğrultusunda karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde: Davacının bakiye ömrünün 5 ay fazla hesaplandığını, 01/06/2015 tarihinden sonra düzenlenen poliçeye ilişkin zarar hesabının genel şartlarda benimsenen yöntemle yapılmamasının doğru olmadığını, hatır taşımasına ilişkin indirim yapılmamasının hatalı olduğunu, bakiye ömür süresi hatalı olarak 46 yıl alınmak suretiyle fazladan hesap yapıldığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir. 1-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının değerlendirilmesi; Davalı vekilince her ne kadar yeni genel şartlarda öngörülen şekilde hesaplama yapılmadığı yönünde itirazda bulunulmuş ise de, raporda esasen %1,8 teknik faiz uygulanmak suretiyle yeni genel şartlar ile getirilen hesaplama yöntemi üzerinden tazminat hesabı yapılmıştır. Bu yöne ilişkin istinaf itirazının konusu bulunmamaktadır. Diğer yandan bilirkişi raporunda davacının bakiye ömrü TRH 2010 yaşam tablosuna göre 46 yıl üzerinden doğru bir şekilde tespit edilmiştir. Yine ceza soruşturma dosyasındaki bilgi ve belgelere göre davacının araç sürücüsü olan … ile birlikte hasta ziyaretine gittikleri, taşıma işinde dava dışı sürücünün menfaatinin de bulunduğu, bu durumda somut olayda hatır taşımasının söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davacının alkollü araç sürücüsünün aracına binmiş olması nedeniyle yapılan %20 müterafik kusur indirimi yargısal uygulama ile örtüşmektedir. Bu durumda davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde olmayıp reddine karar verilmiştir. 2-Davacı vekilinin PMF yaşam tablosu ve iskontolama yöntemiyle hesaplama yapan rapor doğrultusunda karar verilmesi gerektiğine yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: Kazaya sebebiyet veren araca ilişkin ZMMS poliçesinin tanzim tarihi 06/07/2015; kaza tarihi ise 05/02/2016’dır. Yargıtay 4. ve 17. Hukuk Dairelerince verilen son kararlarda da vurgulandığı üzere; “tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesi, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olduğundan” somut olayda zarar görenin bakiye ömrünün bu tabloya göre belirlenmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Diğer yandan; davacının hak kazanabileceği işgücü kaybı tazminatının hesaplanması için alınan ve mahkemece de karara esas kabul edilen 11/04/2018 tarihli aktüer ek raporunda; 01/06/2015 tarihli ZMSS Genel Şartları dahilinde, TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre ve %1,8 teknik faiz uygulanarak tazminat hesabı yapılmıştır. Tazminat hesaplamasında, yeni ZMSSGŞ ve ekindeki cetvellere göre hesaplama yapılmış ise de Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, yukarıda ifade edildiği üzere TRH 2010 Yaşam Tablosu kullanılarak ve %1,8 teknik faiz uygulanmadan yapılması gerekir. Ancak; davacı tarafça PMF Yaşam Tablosuna ve iskontolama yöntemine göre hesap yapılmasının istenildiği, bu şekilde yapılan hesaplamaya ilişkin 10/01/2018 tarihli bilirkişi raporundaki tazminat hesabına göre davanın ıslah edildiği, davacı vekilinin istinaf başvurusunda da bu şekilde hesaplanan tazminata hükmedilmesinin talep edildiği göz önüne alınarak anılan bilirkişi raporu esas alınmış; davacının alkollü olduğunu bildiği sürücü idaresindeki araca binerek zararın artmasına neden olduğu ve bu nedenle müterafik kusurunun bulunduğu değerlendirilerek tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak ve düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; A)Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca esastan reddine, B)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/2 maddesi hükmü uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına; Buna göre; 2-Davanın kısmen kabülü ile 175.975,20 TL daimi iş gücü kaybından kaynaklı alacak ile 8.477,72 TL geçici iş göremezlik tazminatının (poliçe limiti ile sınırlı kalmak kaydı ile) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 12.599,98 TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan toplam 811,16 TL’nin mahsubu ile bakiye 11.788,82 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından yatırılan 34,16 TL peşin harç ile 777,00 TL ıslah harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafından yapılan 166,65 TL posta ve tebligat ücreti, 1.350,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.516,65 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesap ve takdir edilen 21.361,70 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 7-TBK’nın 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti taktir edilemeyeceğinden, davalı için vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 8-Gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
C-İSTİNAF BAŞVURUSU BAKIMINDAN: 1-Davalıdan alınması gereken 10.798,89 TL istinaf karar harcından peşin alınan 2.699,75 TL’nin mahsubundan sonra bakiye 8.099,14 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsil edilerek hazineye irat kaydına, 2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının iadesine, 3-Davacı tarafça yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 7-İstinaf talep edenler tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy çokluğu ile karar verildi. 03/06/2021
MUHALEFET ŞERHİ Yargıtay 17. H.D.’nin 2017/3610 E.-2018/4373 K. sayılı kararında, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına ilişkin hükümlerin, 6704 sayılı yasa ile KTK’da yapılan değişikliklerin yürürlüğe girdiği 26.04.2016 tarihinden itibaren değil, genel şartların yürürlüğe girdiği tarihten itibaren uygulanacağına hükmedilmiştir. Somut olay ele alındığında; kazaya sebebiyet veren araca ilişkin ZMMS poliçesinin tanzim tarihi 06/07/2015 olup bu tarih, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarından sonradır. Sözü geçen trafik sigortası genel şartlarının tazminatın hesaplanması yöntemine ilişkin düzenlemesi Danıştay tarafından iptal edilmemiş veyahut idari düzenleyici işlemi yapan kurum tarafından kaldırılmamış olup, hüküm tarihinde halen merii niteliktedir. Hakim, re’sen, normlar hiyerarşisinde bir üst norma aykırılığı bulunmayan bütün normatif düzenlemeleri uygulamak zorundadır. Kanunda, sürekli iş göremezlik tazminatının iskontolama yöntemiyle hesaplanması gerektiğine dair herhangi bir yasal düzenleme de bulunmamaktadır. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun ilgili maddelerine dair iptal kararı, tazminatın hesaplanması meselesinde bir değişikliğe yol açmamıştır. Bu durumda davalının sorumluluğunun kapsamı davaya konu trafik kazasından önce 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları doğrultusunda TRH-2010 yaşam tablosu esas alınarak %1,8 teknik faiz uygulanarak hazırlanmış olan rapor çerçevesinde karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu yöne ilişkin davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği görüşümde olduğumdan ötürü sayın çoğunluk görüşüne katılmamaktayım.