Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2289 E. 2021/357 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2289
KARAR NO: 2021/357
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/03/2018
NUMARASI: 2015/69 (E) 2018/137 (K)
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat
KARAR TARİHİ: 17/03/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/12/2013 tarihinde, müvekkilinin maliki olduğu ve sevk ve idaresindeki … plakalı araca, davalıların maliki, sürücüsü ve ZMM sigortacısı bulunduğu … plakalı aracın çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, trafik kazası tespit tutanağına davalı …’ın kusurlu olduğunu, davacının yaralanması nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını, ayrıca aracında değer kaybı oluştuğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, 30.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’tan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 21/12/2017 tarihli dilekçesiyle eksik ödenen hasar bedeli ve araçta oluşan değer kaybı için 5.250 TL, geçici işgöremezlik zararı için 466,67 TL olmak üzere dava dilekçesindeki maddi tazminat taleplerini 5.716,67 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın kaza tarihinde müvekkili sigorta şirketi nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olduğunu, davacının tedavi ve geçici iş göremezlik taleplerinin tedavi giderlerinden olması nedeniyle reddi gerektiğini, davacı tarafın araç hasarının giderilmesine yönelik başvurusu üzerine hasar dosyası açıldığını ve davacı tarafa 14/01/2014 tarihinde 11.750,00 TL tazminat ödemesi yapıldığını, davanın reddini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine açılan davayı kabul etmediklerini, kazanın meydana gelmesinde davacının da kusuru bulunduğunu, davacının aylık gelirinin 2.000 TL olduğu iddiasını kabul etmediklerini, davalı sigorta şirketi tarafından davacının aracı nedeniyle uğradığı zararın ödendiğini, davacının talep ettiği 30.000-TL manevi tazminatın kazanın oluşuna, meydana gelen zarara, davalı …’ın ekonomik seviyesine göre çok fazla olduğunu, müvekkilinin asgari ücretle çalıştığını ve herhangi bir mal varlığının bulunmadığını, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Davacının açtığı maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 466,67-TL işgöremezlik tazminatının davalı sigorta şirketinin sorumluluğu sigorta limiti ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine, 466,67-TL’nin maddi tazminat yönünden davalı sigorta şirketi için dava tarihi olan 23/01/2015 tarihinden itibaren, diğer davalı … için olay tarihi olan 21/12/2013 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, davacı tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 7.000-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21/12/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …’tan tahsili ile davacıya ödenmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece hükmedilen manevi tazminatın olaya göre çok yüksek olduğunu, dava konusu trafik kazasında davacının 7 gün iş görememezlik raporu verilecek şekilde hafif yaralandığını, kalıcı bir maluliyeti olmamasına, müvekkilinin kazada pert olan aracı dışında hiç bir malvarlığı ve bir geliri olmamasına rağmen hükmedilen 7.000 TL manevi tazminatın çok fazla olması nedeniyle kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:İstinafa konu uyuşmazlık trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. TBK’nın 56/1.maddesinde “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı olan manevi tazminatın miktarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir.O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370) Somut olay değerlendirildiğinde; tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, kazanın oluş şekline, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından düzenlenen rapor içeriğine göre yaralanmanın maluliyet hesaplanmasını gerektirecek düzeyde olmadığı ve iyileşme süresinin 7 güne kadar uzayabileceği saptanan davacının yaralanmasının ağırlığına ve olayın meydana geldiği tarihe göre davacı lehine hükmolunan manevi tazminat miktarının fazla olduğu, davacı için 3.000 TL manevi tazminatın dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olacağı sonucuna varıldığından, davalı … vekilinin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının, HMK’nin 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: A-Maddi Tazminat Yönünden; 1-Davacının açtığı maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 466,67 TL işgöremezlik tazminatının davalı sigorta şirketinin sorumluluğu sigorta limiti ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, -Davacının fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine, -466,67-TL’ nin maddi tazminat yönünden davalı sigorta şirketi için dava tarihi olan 23/01/2015 tarihinden itibaren, diğer davalı … için olay tarihi olan 21/12/2013 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, 2-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesaplanan 466,67 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 3-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine, 4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 31,87 TL harcın peşin ve tamamlama harcı olarak alınan toplam 84,41-TL harçtan mahsubu ile 52,54 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına, 5-Davacı tarafından sarf edilen posta masrafları 322,95 TL, bilirkişi ücretleri 700,00 TL olmak üzere toplam 1.022,95 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 83,50 TL lik kısmının peşin ve tamamlama harcı olarak alınan toplam 84,41 TL ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, B-Manevi Tazminat Yönünden; 1-Davacı tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 3.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21/12/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı…’tan tahsili ile davacıya ödenmesine, 2-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesaplanan 3.000-TL vekalet ücretinin davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine, 3-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT m.10/2 uyarınca 3.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine, 4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 204,93 TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 102,48 TL’nin mahsubu ile 102,45 TL harcın davalı …’tan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, 5-Karar kesinleştiğinde talep halinde kalan gider avansının yatıran taraflara iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ; 1-Davalı … tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, istem halinde ilk derece mahkemesi tarafından yatıran tarafa iadesine, 2-İstinaf kanun yolu aşamasında davalı … tarafından sarf edilen 98,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile 49,35 TL posta gideri olmak üzere toplam 147,45 TL yargılama giderinin, davacıdan tahsil edilerek, davalı …’a verilmesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/03/2021