Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2285 E. 2021/1101 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2285
KARAR NO: 2021/1101
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/03/2018
NUMARASI: 2017/154 Esas – 2018/399 Karar
DAVANIN KONUSU: Değer Kaybı Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/07/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Dava ve uyuşmazlık, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Bilirkişi raporu tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi raporu mahkememizce yeterli görülüp itibar edildiği, Davalı şirket tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) poliçesi ile sigortalanmış aracın sürücüsü …’in olayda % 100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, değer kaybı talep edilen aracın sürücüsü …’ın olayda kusursuz olduğu, davacı tarafa ait araçtaki değer kaybının 1.300,00 TL olduğu, sigorta şirketinden gelen cevabi yazıya göre davalı sigorta şirketi tarafından davacı vekili Av….’a 2.500,00 ödeme yapıldığı ve davacının talep edebileceği değer kaybı tazminat miktarının olmadığı anlaşıldığı” gerekçesiyle, “Davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: HMK’nın 341/2.fıkrasına göre miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. HMK’nın 341/4.fıkrasına göre ise alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü  üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz. Ayrıca HMK’nın ek 1. maddesinin 1. fıkrasında;” HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 04/01/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında; “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu Yerel Mahkeme hükmünün verildiği 2018 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 3.560,00 TL’dir. Somut uyuşmazlıkta, davacı vekili 09/02/2018 tarihli dilekçesiyle, dava dilekçesinde talep ettikleri 500,00 TL’lik alacak miktarını 1.300,00 TL olarak ıslah ettiklerini belirtmiş, Mahkemece, davanın reddine karar verilmşitir. Bu durumda, Mahkemece reddedilen 1.300,00 TL’lik miktar, kararın verildiği tarih olan 2018 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığından, davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesince verilen karar için HMK’nın 341/4. maddesi gereğince istinaf hakkı bulunmamaktadır. Yerel Mahkemece, karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf dilekçesinin, HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince reddine, 2-İstinaf incelemesi esastan yapılmadığından istinaf başvurusu sırasında yatırılan istinaf başvuru ve karar harcının istek halinde mahkemesince yatırana iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan masrafların istinaf eden üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının İlk Derece Mahkemesince istinaf talebinde bulunana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 366/1 maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 346/2 maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliği tarihi itibarıyla bir haftalık süre içerisinde, Dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.08/07/2021