Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2279 E. 2021/786 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2279
KARAR NO: 2021/786
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/03/2018
NUMARASI: 2017/45 (E) 2018/426 (K)
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı
BİRLEŞEN İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2017/141 E. 2017/149 K. SAYILI DOSYASINDA
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı
KARAR TARİHİ: 21/05/2021
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl ve birleşen dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; “Asıl davada davanın kabulüne, dava ve ıslah dilekçesine göre; davacı çocuk …’ya 43.412,96 TL, davacı çocuk …’ya 43.412,96 TL’nin 16/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, birleşen İstanbul 14 ATM’nin 2017/141 esas sayılı dosyasında; davanın kabulüne, dava ve ıslah dilekçesine göre; 191.547,43 TL’nin 16/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak birleşen dosyanın davacısı …’ya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu kazanın tek taraflı ve davacıların murisi sürücünün %100 kusuru ile gerçekleştiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2011 yılında meydana gelen tek taraflı trafik kazası ile ilgili vermiş olduğu 2017/17-1315 E. 2017/1239 K. sayılı 01/11/2017 tarihli kararının mahkemece dikkate alınmadığını, anılan HGK kararı uyarınca davanın reddi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Asıl ve birleşen dava, 09/08/2015 tarihinde, davacı …’nın eşi, diğer davacıların annesi olan …’nın sevk ve idaresinde olan yabancı plakalı aracın karıştığı tek taraflı trafik kazası neticesinde ölümü nedeniyle zarardan sorumlu olduğu gerekçesiyle davalı taraftan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Türkiye Motorlu Taşıt Bürosunun Çalışma Esas ve Usulleri Hakkındaki Yönetmeliğin “Büronun amacı” başlığını taşıyan 5. maddesi uyarınca yurt dışında sigortalanmış bulunan ve geçerli olan sigorta sertifikası taşıyan motorlu kara taşıt araçları sahipleri veya sürücüleri tarafından Türkiye’de sebebiyet verilmiş hasarların, doğrudan doğruya idare ve ödenmesi hususundaki işlemleri yapmak, büronun amaçları arasında sayılmıştır. Bu nedenle yabancı plakalı araçların Türkiye’de karıştıkları kazalarda, şayet geçerli bir yeşil kart sigortaları varsa, bunların sigorta yaptırmalarına gerek olmaksızın araçlarının neden olacağı zararlar karşılanacaktır. Bir başka deyişle, yeşil kart poliçesi o ülkede düzenlenmiş zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi gibi kabul edilecektir.Ülkemizin de üyesi bulunduğu Avrupa Konseyi mensuplarının 20 Nisan 1959 tarihinde imzaladıkları “Beynelminel Mecburi Mesuliyet Sigortasına dair Avrupa Sözleşmesi” gereğince ülkemizde de tüzel kişiliği haiz … Şirketleri Birliği Motorlu Taşıt Bürosu kurulmuş olup, yeşil kart sistemi uygulanmaktadır. Buna göre, …nun, yabancı plakalı araçların Türkiye’de karıştığı kazalarda zararların karşılanması sorumluluğu araçların yeşil kart sigortası olması halinde, kaza tarihindeki Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası limitleri ile sınırlıdır. Somut olayda, dosyaya sureti ibraz edilen … nolu uluslararası sigorta poliçe kartına göre davacılar desteği … idaresindeki … plakalı araç, 28.03.2015-15.04.2016 tarihleri arasında … tarafından ülkemizde de geçerli olan uluslararası sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu ve davacıların desteğinin 09/08/2015 tarihinde meydana gelen tek taraflı kazada kendi kusuru sonucunda öldüğü dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. TBK 53/3 maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Davacılar desteğinin sürücüsü olduğu aracın ülkemizde de geçerli uluslararası sigorta poliçesinin düzenlenme tarihinin, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının yürürlük tarihinden önce olduğu, Yargıtay HGK 2020/17-111 Esas 2020/422 Karar sayılı ilamında aracı kullanan işletenin tam kusuruyla meydana gelen kazada, işletenin ölümü nedeniyle talep edilen destek zararının, ölenin değil, üçüncü kişi durumundaki destek tazminatı isteklilerinin zararı olduğu, işletenin ve şoförün, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemeyeceğinden, destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilebileceği kabul edilmekle davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Bu bağlamda; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 19.015,67 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 4.755,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 14.260,67 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, asıl dava yönünden HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, birleşen dava yönünden HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 21/05/2021