Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2270 E. 2021/917 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2270
KARAR NO: 2021/917
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/01/2018
NUMARASI: 2015/904 (E) 2018/31 (K)
DAVANIN KONUSU: Trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat
KARAR TARİHİ: 08/06/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07/08/2015 tarihinde, müvekkilinin … plakalı araç içerisinde yolcu konumunda iken meydana gelen trafik kazası sonucu yaralandığını ve sol gözünde % 100 oranında görme kaybı yaşadığını, ayrıca müvekkilinin tüm vücudunda başkaca yaralanmaların meydana geldiğini, uzun bir süre hastanelerde tedavi edilmesine rağmen eski sağlığına kavuşamadığını, kazanın oluşumunda asli kusurlu olan … plakalı aracın ve kazaya karışan … plakalı aracın ZMMS poliçesi ile davalı ya sigortalı olduğunu, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 20/03/2015-20/03/2016 tarihleri arasında Zorunlu Mali Mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalandığını, kazaya karışan … plakalı aracın ise 23/10/2014- 23/10/2015 tarihlerini kapsar şekilde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile sigortalandığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, öncelikle kusur ve maluliyet oranının tespit edilmesi gerektiğini, poliçede sadece sürekli maluliyet hallerinin teminat altına alındığını, davacının müterafik kusurunun ve taşımanın hatır taşımasına binaen yapıldığının tespiti durumunda tazminattan indirim yapılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkilinin dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu tutulabileceğini belirterek, davanın … plakalı araç sigortalısı … ve … plakalı araç sigortalısı … Ltd. Şti’ne ihbar edilmesini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, 14/07/2017 tarihli talep arttırım dilekçesi ile maddi tazminat talebini 290.000 TL’ye arttırmıştır. İlk Derece Mahkemesince: “Davanın kabulü ile, 290.000,00 TL maddi tazminat bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu olayda işleten-davacı arasındaki ilişki bakımından hatır taşıması bulunduğunu, aracın işleteninin sürücü … değil, …Ltd. Şti olduğunu, dolayısıyla sürücü ile davacının abi-kardeş olmasının da bir önemi bulunmadığını, Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nce düzenlenen raporda maluliyet oranının %32 olarak, ATK raporunda geçici maluliyet süresinin 3 ay, sürekli maluliyet oranının %38,2 olarak belirlendiğini, yerel mahkeme tarafından bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeksizin hüküm verildiğini, 12/07/2017 tarihli bilirkişi raporunda işverenin haricen sunduğu yazı dikkate alınarak hesaplama yapıldığını, davacının aylık gelirinin resmi, kesin ve somut delil ile ispat edilmediğini, asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, bilirkişinin aktif ve pasif dönem ayrımı yapmadan hesaplama yaptığını, pasif dönemde AGİ’siz asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, davacının takılması zorunlu olan emniyet kemerini takmaması nedeniyle tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken indirim yapılmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 07.08.2015 tarihinde dava dışı sürücü … yönetimindeki, davalıya ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı otomobil ile dava dışı sürücü … yönetimindeki, yine davalıya ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı kamyonetin çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında, … plakalı otomobilde yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, alınan bilirkişi raporuna göre kazanın meydana gelmesinde davalıya sigortalı … plakalı araç sürücüsü …’ın % 100 oranında kusurlu olduğu, davalıya sigortalı … plakalı araç sürücüsünün ise kusursuz olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda kaza tarihi 07.08.2015 olup davacının varsa maluliyeti ve oranının Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gerekirken; 11.10.2008 tarihli Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre belirlenmesi doğru görülmemiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresinin belirlenmesinde PMF 1931 yaşam tablosuna göre hesaplama yapılmış ise de Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2021/2772 E. 2021/3174 K. ve 2020/6173 E. 2021/3121 K. sayılı kararlarında da kabul ve ifade edildiği üzere, TRH 2010 yaşam tablosu ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağı, tazminat hesabının PMF 1931 yaşam tablosuna göre hazırlanan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru olmamıştır. Pasif devre için AGİ dahil edilmemiş asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerekmekte olup, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada AGİ’nin dahil edilip edilmediği anlaşılamamaktadır. Davacının aşçı olarak çalıştığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.Davacının geliri ile ilgili Türkiye Otel, Lokanta,Dinlenme Yerleri İşçileri Sendikasının (OLEYİS) 25/05/2017 tarihli yazı cevabı ve Türkiye Otel, Lokanta, Eğlence Yerleri İşçileri Sendikasının (TOLEYİS) 29/03/2017 tarihli yazıları, aşçı olarak çalışan birinin asgari ücretin üzerinde gelir elde etmesinin günün ekonomik koşullarına daha uygun olması hususları hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının kaza tarihindeki aylık gelirinin 2.000 TL (asgari ücretin 1.999 katı oranında) olduğuna yönelik bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun olup davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Davacı …, kardeşi …’ın kullandığı … plakalı otomobilde yolcu konumunda olup yakın akrabaların taşınması ahlaki bir ödevin ifası kapsamında olup hatır taşıması sözkonusu değildir. Dosya kapsamında davacının kaza anında emniyet kemeri takmadığına ilişkin delil bulunmadığından müterafik kusur indirimi yapılmamasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.Davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Bu durumda mahkemece, 07.08.2015 kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde rapor alınması, TRH 2010 Tablosu’na göre muhtemel bakiye ömrün belirlenmesi ve % 1,8 teknik faiz uygulanmadan tazminatın hesaplanması; bilinmeyen/ işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması; istinaf edenin sıfatına göre, kazanılmış haklar gözetilerek daha önce rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı vekili tarafından sarfedilen istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, 7-İİK’nin 36/5. maddesi gereğince, istinaf sonucuna göre … Sigorta AŞ tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, teminat mektubunun davalı … AŞ’ye iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/06/2021