Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2267 E. 2021/671 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2267
KARAR NO: 2021/671
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/04/2018
NUMARASI: 2016/795 (E) 2018/383 (K)
DAVANIN KONUSU: Araç Hasar Tazminatı (Kasko Poliçesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/04/2021
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete ait … plakalı … marka aracın davalı … şirketine 13/02/2015 başlangıç tarihli poliçe ile sigortalı olduğunu, müvekkili firma sahibinin yurtdışına gidecek olması dolayısıyla 17/08/2015 tarihinde ek zeyilname yaptırılarak yurtdışı teminatlarının da poliçeye eklendiğini, sigortalı aracın Bulgaristan’ın Burgaz şehri, … kasabası, … tatil semtinde çalındığını, hırsızlık olayına karşı Bulgar makamlarınca tutanak tutulduğunu ve sorumlular bulununcaya kadar ceza yargılamasının durdurulduğunu, ancak sorumluların bulunması için araştırma yapılmasına kara verildiğini, İnterpol kayıtlarına aracın çalıntı kaydının işlendiğini, sigorta şirketinin hasarı karşılaması için açılan hasar dosyasında müvekkili firmaya gönderilen mutabakatnamenin dahi imzalandığını, ancak sigorta şirketinin ödeme yapmadığını, sigortalı aracın çalınması nedeniyle oluşan hasarın (araç bedelinin) güncel piyasa değerinin hasar dosyasının açılma tarihi dikkate alınarak belirlenecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 110.000 TL’ye arttırarak temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Davalı … şirketi cevap dilekçesinde davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Davanın kabulüne, 110.000,00 TL maddi tazminatın 10.000,00 TL’sinin temerrüt tarihi olan 24/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 100.000,00 TL’sinin temerrüt tarihi olan 24/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının aracın çalındığı yönündeki iddiasının kurmaca ve tamamen gerçeğe aykırı olduğunu, Sigortalı … Firmasının kasko sigorta poliçesinin 13.02.2015-2016 vadeli olarak yurt dışı teminatsız olarak düzenlendiğini, 17.08.2015 günü sigortalının acentesini arayarak yurt dışı teminatı talep etmesi üzerine poliçeye 17.08.2015-02.09.2014 vadeli yurt dışı teminatı ekletildiğini, söz konusu teminatın sigortalının telefon ile talep etmesi üzerine araç görülmeden verildiğini, davacının acente tarafından alınan beyanında çelişkiler bulunduğunu, sigortalının yurt dışına çıkış tarihi ile yurt dışı teminatı aldığı tarihin birbiri ile tutarsız olduğunu, sigortalı aracın ne zaman çalındığına dair elde objektif bir veri olmadığını, araca çalınmadan önce mi sonra mı yurt dışı teminatı alındığının anlaşılamadığını, bu nedenle ispat yükünün davacı tarafa geçtiğini, zira sigortalının teminatı telefon görüşmesi esnasında talep etmesi ve teminat verildikten 2 gün sonra aracın çalındığını bildirmesi nedeniyle sigortalı firma yetkilisinin araç yurt dışında çalındıktan sonra yurt dışı teminatı yaptırdığı ve poliçe yapıldıktan 2 gün sonra adli makamlara müracaat ettiği kanısı oluştuğunu, talebi kabul etmemekle birlikte mahkeme tarafından hükme esas alınan tutarın fahiş olduğunu, aracın poliçede belirtilen kriterlere göre gerçek rayiç bedelinin belirlenmesi gerektiğini, davacının iddialarını kabul etmemekle birlikte davada hükmedilmesi gereken faizin yasal faiz olduğunu, belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, davacı şirkete ait, davalıya kasko sigortalı aracın yurtdışında çalınması nedeniyle kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan araç hasar tazminatı istemine ilişkindir. Kasko Sigorta Genel Şartları A.1/e maddesine göre aracın veya araç parçalarının çalınması veya çalınmaya teşebbüs edilmesi teminat kapsamına alınmış olup, 6102 sayılı TTK’nın 1409. maddesine göre sigortacı sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur. Sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir. Dosya kapsamından davacı şirkete ait … plaka sayılı 2011 model … marka özel otomobilin davalı … şirketi nezdinde … numaralı poliçe ile 13/02/2015-13/02/2016 dönemi için rayiç değer teminatlı olarak genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortalı bulunduğu, … numaralı zeyilname ile 17/08/2015-02/09/2015 tarihleri arasında yurt dışı teminatının sigorta güvencesine dahil edildiği anlaşılmıştır. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden davalıya sigortalı aracın 19/08/2015 tarihinde yurtdışında çalınmasına ilişkin olarak Nesebar Bölgesel Savcılığı tarafından soruşturma dosyası oluşturulduğu, soruşturma süreci sonunda suçu işleyen kişi tespit edilemediğinden cezai yargılamanın durdurulmasına dair karar verildiği, Nesebar Bölgesel Emniyet Müdürlüğü tarafından da soruşturma dosyası açıldığına dair 19/08/2015 tarihli belgenin düzenlendiği, dava dilekçesinin ekinde sunulan T.C. İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nce İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne(İnterpol-Europol Şube Müdürlüğü) hitaben yazılan 04/11/2015 tarihli yazıda konunun Bulgaristan İnterpol birimine aktarıldığı, aracın yapılan sorgulamasında Bulgaristan tarafından girilen uluslararası çalıntı kaydının bulunduğunun tespit edildiği bildirilmiştir. Karara dayanak yapılan 12/09/2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda; davacının aracının kasko sigorta güvencesinde iken çalındığı, davacının talebinin kasko genel şartları gereği teminat kapsamında bulunduğu ve davalı şirketin zarardan sorumlu olduğu, aracın çalınma günündeki rayiç değerinin 110.000,00-TL olması nedeniyle davalı … şirketinin bu miktardan sorumlu olduğu, davalıya Beyoğlu ,,. Noterliği’nin 18/04/2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiği, … numaralı hasar dosyası açılan hasar bedelinin 3 gün içerisinde ödenmesinin talep edildiği, ihtarnamenin davalı şirkete 20/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre davalının 24/04/2016 tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü gerekeceği mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporunun yapılan incelemesinde, raporun, HMK’nın 279.maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, dosya kapsamına uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu tespit edilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgeler, bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı tarafın tazminat talebinin Kasko Sigortası Genel Şartları gereğince poliçe teminatı kapsamında kaldığı, davalı … şirketinin aracın çalınmadığı veya zeyilname tanzim tarihi olan 17/08/2015 tarihinden önce çalındığına ilişkin herhangi bir delil ibraz edemediği, zarardan sigorta şirketinin sorumlu olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, sigorta sözleşmesinden kaynaklandığı, bu tür sözleşmelerin, TTK’nın 4. maddesi hükmü uyarınca, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, mutlak ticari işlerden olduğu ve ticari nitelikte faiz istenebileceğine göre mahkemece 100.000 TL yönünden ticari faize hükmedilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 7.514,10 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 470,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 7.044,10 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.27/04/2021