Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2266 E. 2021/653 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2266
KARAR NO: 2021/653
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/04/2018
NUMARASI: 2015/685 Esas – 2018/514 Karar
DAVANIN KONUSU: Destekten Yoksun Kalma Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/04/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Dava ve uyuşmazlık, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. ve 818 sayılı BK’nın 45 (6098 sayılı TBK’nın 53). maddeleri kapsamında ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın kabulü ile 83.110,0-TL dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı …’un 20/05/2018 tarihinde vefat ettiğini, karara dayanak yapılan bilirkişi raporunda, davacı …’un PMF Yaşam Tablosu’na göre 75 yaşına gelene kadar, destekten yoksun kalacağı varsayımı üzerine en az 2023 yılına kadar hesaplama yapıldığını; olayda alacaklı-borçlu sıfatlarının birleştiğini, kararın desteğin tam kusurlu olmasından kaynaklandığını, destek şahsının kusuruna denk gelen destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin ZMSS teminatı dışında olduğunu, davacının 3. şahıs sıfatını haiz bulunmadığını, kararın bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından, 03/07/2009 tarihinde, davacı …’un desteği (eşi) sürücü …’un sevk ve idaresindeki … plakalı traktörün tek taraflı kaza yapması neticesinde, davacının desteği …’un vefat ettiği, kazaya karışan aracın ZMSS poliçesinin bulunmaması nedeniyle işbu davada, davacı tarafça, destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunulduğu ve Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi ile Dairemizin yerleşik kararlarında belirtildiği üzere; karar tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 45 (6098 sayılı TBK’nın 53/3). maddesi gereğince, ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararının tazmin edilmesi gerekmektedir. Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Destekten yoksun kalma tazminatının mahiyeti ve amacı, ölenin eylemli yardımını alanların, desteğin ölümünden sonra da bu yardımdan mahrum kalmaması olduğuna göre; destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilebilmesi için, herşeyden önce destek alma hakkı olan kişinin yaşamının sürüyor olması ve destek alma ihtiyacının devam etmesi gerekir. Bu itibarla; kendi yaşamı sürmeyen kişinin, desteğinden yararlandığı kişinin yardımından yoksun kaldığından bahsedilemeyeceği ve desteği olan yakınından dolayı destek tazminatına hak kazanamayacağı, destek görenin ancak kendi yaşam süresi kadar bir süre için tazminata hak kazanabileceği açıktır. Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan 15/11/2017 tarihli bilirkişi raporunun yapılan incelemesinde, PMF Yaşam Tablosu’na göre davacının destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında, destek süresinin (davacının muhtemel yaşam süresinin) kaza tarihinden itibaren varsayımsal olarak 16 yıl olabileceği kabul edilerek hesaplamanın yapıldığı; nüfus kayıtlarının yapılan incelemesinde ise, davacı …’un, İlk Derece Mahkemesinin kararından sonra 20/05/2018 tarihinde vefat ettiği tespit edilmiştir. Bu durumda Mahkemece; davacı için, davaya konu kazadaki ölüm tarihi olan 03/07/2009 ile davacı …’un ölüm tarihi olan 20/05/2018 arasındaki süre için destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması bakımından bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmadığından, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf iddia ve itirazı yerinde görülmüştür.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/04/2021