Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2262 E. 2021/479 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2262
KARAR NO: 2021/479
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/03/2018
NUMARASI: 2015/838 (E) 2018/287 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 01/04/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20.12.2012 tarihinde, …’ın sevk ve idaresindeki araç ile … plakalı aracın çarpışması neticesinde meydana gelen kazada, araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını, eşinin de bu kazada neticesinde vefat ettiğini, kazaya neden olan … plakalı aracın davalı … Sigorta Şirketi tarafından sigortalandığını, … plakalı aracın ise sigortası olmadığından ötürü diğer davalı … Hesabının sorumlu olduğunu belirterek müvekkilinin kazadan kaynaklı maluliyeti nedeniyle sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı yanında eşinin vefatı sebebiyle destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı … Sigorta AŞ vekili davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Hesabı vekili davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davalı … Sigorta AŞ yönünden kusura isabet eden tazminatın ödenmesi konusunda sulh olunduğundan bahisle bu davalı yönünden konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı … Hesabı yönünden açılan davanın ise kabulüne, sigortasız aracın sürücüsünün kusuruna isabet eden 63.250,15 TL maluliyet tazminatı ve 42.434,35 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Hesabından tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı … Hesabı vekili özetle; müvekkili olan kurumun ödediği tazminatı müteveffanın mirasçılarına rücu etme imkanı bulunduğunu, davacının bu durumda borçlu konuma geleceğini, dolayısıyla alacaklı ve borçlu sıfatının birleşme halinin söz konusu olduğunu ve davacının bu olay nedeniyle dava açma hakkının bulunmadığını, diğer yandan emniyet kemeri takılmama halinin müterafik kusur teşkil ettiğini, destek tazminatı bakımından da murisin kusuruna isabet eden tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, 20/12/2012 tarihinde gerçekleşen kazada yaralanan ve eşini kaybeden davacının, maluliyet ve destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Kazanın meydana gelmesinde, davalı … Sigorta AŞ tarafından ZMSS poliçesi ile teminat altına alınan … çekici/ … römork plakalı tır niteliğindeki aracın dava dışı sürücüsünün %30, trafik sigortası bulunmayan … plakalı otomobilin kazada vefat eden sürücüsü olan davacının eşi …’ün ise %70 oranında kusurlu oldukları, gerçekleşen kaza nedeniyle davacının malul kalarak desteğini yitirdiği ve son olarak hesaba ilişkin hususlarda uyuşmazlık bulunmamaktadır.Uyuşmazlık esas olarak davacının kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunan eşinin vefatından kaynaklı … Hesabından destekten yoksun kalma tazminatı talep edip edemeyeceği ve ödenecek maluliyet tazminatı nedeniyle trafik sigortası yaptırmamış olan desteğin mirasçısı olarak davacının borçlu konuma gelip gelmediği, giderek alacaklı-borçlu sıfatının birleşme halinin söz konusu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 1-Destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin istinaf itirazının değerlendirilmesi; Kaza tarihi 20/12/2012 tarihi olup; kaza tarihindeki Yargıtay içtihatları ile ortaya konulan ilke ve kurallar ile 2981 sayılı Yasa hükümleri ve genel şartlar gereği değerlendirme yapılması gerekmektedir. Destek zararı, ölenin mirasçılarının (yakınlarının) zarara neden olanlardan talep ettikleri bir tazminattır. İşletenin (sürücünün) yakınlarının uğradıkları destek zararının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığı konusunda açık bir yasal düzenleme bulunmadığı gibi poliçe genel şartlarında da böyle bir kısıtlamanın olmadığı anlaşılmaktadır. O halde; işletenin ölümü nedeni ile onun desteğinden mahrum kalanların trafik sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilecekleri ilke olarak kabul edilmelidir. Nitekim davalı tarafın dayandığı karardan sonra verilen Hukuk Genel Kurulunun 14/03/2019 gün ve 2017/17-1089 E, 2019/294 K sayılı ilamında, işletenin ve şoförün, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup bu zarar gerek kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemeyeceğinden destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilebileceği kabul edilmiştir. (HGK’nın 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Kararı, HGK’nın 22.2.2012 gün, 2011/17-787 Esas 2012/92 Karar sayılı kararı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 08/12/2015 tarih, 2014/3061 Esas, 2015/13605 Karar sayılı kararları da aynı yöndedir.) Bu itibarla destekten yoksun kalma tazminatının koşullarının oluşmadığına dair istinaf itirazında isabet bulunmamaktadır. 2-Alacak ve borçlu sıfatının birleştiğine dair istinaf itirazının değerlendirilmesi; Davacının, gerek maluliyet tazminatı bakımından gerekse destekten yoksun kalma tazminatı bakımından zarar gören üçüncü kişi konumunda olması nedeniyle alacaklı-borçlu sıfatlarının birleşmediği, zira eldeki davada alacaklının zarar gören 3. kişi konumundaki davacı, açılacak rücu davasında borçlunun ise mirasçılar/mirasın reddi durumunda terekesi olduğu gözetildiğinde alacaklı-borçlu sıfatının birleşmediği kabul edilmektedir. (Yargıtay 17 HD 2016/9481 E. 2019/5042 K. kararı ve benzeri nitelikteki diğer kararları aynı yöndedir.) 3-Emniyet kemeri takılmamış olması nedeniyle müterafik kusura dair istinaf itirazının değerlendirilmesi; İlk derece mahkemesince emniyet kemerinin uğranılan zarar üzerindeki etkileri konusunda inceleme yapıtırıldığı, bilirkişi raporunda kazanın oluş şekline göre emniyet kemeri takılmama halinin değerlendirildiği, buna göre emniyet kemeri takılmış olması durumunda dahi benzer zararların oluşabileceği tespit edilmiş olmakla mahkemece müterafik kusur indirimine gidilmemiş olmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 7.219,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.840,75 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 5.378,55 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, objektif dava birleşmesi teşkil eden destekten yoksun kalma tazminatı ile maluliyet tazminatı davalarında davalı aleyhine hükmedilen miktarlar gözetilerek 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle karar verildi. 01/04/2021