Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/2236 E. 2021/656 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/2236
KARAR NO: 2021/656
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/04/2018
NUMARASI: 2016/8 Esas – 2018/384 Karar
DAVANIN KONUSU: Güç Kaybı Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/04/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 54. maddesi kapsamında yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan güç kaybı tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller ile denetlenip benimsenen ve somut olaya uygun görülen Adli Tıp raporundaki gerekçelere göre;davacı tarafından 18.11.2015 tarihinde meydana gelen kazada yaralanması nedeni ile tüm sağlık evrakları Mahkememizce temin edilerek ATK 3. İhtisas Kuruluna gönderilmiş ve kurulca düzenelenen raporda davacının bu kaza sebebi ile yaralanmasından dolayı ATK ön raporu doğrultusunda 15.05.2017 tarihinde davacının yeni tarihli CD ortamında sağlık evrakları temin edilmek sureti ile ATK ihtisas dairesince inceleme yapılmış ve 27.10.2017 tarihli raporda davacının sürekli maluliyetinin olmadığına dair rapor verilmiştir.davacı vekili tarafından her ne kadar 29.12.2016 tarihli davacıya ait Uşak Üniversitesince verilmiş bir rapor 25.11.2017 tarihinde ibraz edilmiş ise de bu raporun yargılama aşamasında Mahkememizce temin edilmediği gibi davacı tarafından da sunulmadığı, ATK tarafından sunulan raporun Mahkememizce davacının yeni tarihli belgeleri toplanmak sureti ile verildiği anlaşılmakla ve dava sürekli maluliyet nedeni ile tazminat talebine ilişkin olduğu anlaşılmakla davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Uşak Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından hazırlanan 29/12/2016 tarihli sağlık kurulu raporunda, müvekkilinin geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı maluliyet oranının %13 olarak tespit edildiğini; Mahkemenin, 21/12/2016 tarihli celsedeki ara kararı gereğince müvekkili …’in maluliyet durumunun tespiti için, dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kuruluna sevkine karar verildiğini ve müvekkilinin fiziki olarak muayenesi yapılmadan hazırlanan 27/10/2017 tarihli raporda, müvekkili …’in, vücut genel çalışma gücünden kaybetmediğinin belirlendiğini, raporlar arasında çelişki bulunmasına rağmen itirazlarının dikkate alınmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından, 18/11/2015 tarihinde, davacı …’in yolcu olarak bulunduğu … plakalı motosiklet ile davalı … Sigorta AŞ.’nin ZMS sigortacısı olduğu … plakalı aracın kaza yapması neticesinde, davacı …’in yaralandığı, trafik kazasının meydana gelmesinde, davalı … Sigorta AŞ. nezdinde sigortalı bulunan … plakalı araç sürücüsünün %70 oranında kusurlu bulunduğu; davacı tarafın bu yaralanma nedeniyle işbu davada güç kaybı tazminatı talep ettiği, Mahkemece, yukarıda da belirtildiği şekilde ATK raporu dikkate alınarak, davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece karara dayanak yapılan Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 27/10/2017 tarihli raporunda, davacı …’in trafik kazasına bağlı yaralanmasının, maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı ve iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiştir. Dosyada bulunan Uşak Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 29/12/2016 tarihli sağlık kurulu raporunda ise, davacı …’in, trafik kazasına bağlı olarak %13 oranında sürekli özürlülüğünün bulunduğu mütalaa edilmiştir. Bu durumda her iki rapor arasında ciddi çelişki bulunduğundan ve bu çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru olmadığına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerindedir. O halde Mahkemece, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu Genişletilmiş Uzmanlar Kurulundan, davacının kalıcı iş göremezliğe maruz kalıp kalmadığı ve oranı konusunda, yine maluliyeti ile kaza arasındaki illiyet bağı da değerlendirilerek, dosya kapsamında yer alan raporlar arasındaki çelişkileri de giderecek şekilde ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alındıktan sonra tarafların delillerinin değerlendirilerek, davacının talebi konusunda nihai bir kararın verilmesi gerekmektedir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/04/2021